- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yenilik İhtiyacı
Hayat boyu yeni öğrendiğimiz şeylerle ilgili başlarda nasıl çekinik davrandığımızı hatırlayanlarınız var mı?
Yeni ‘o şeyle ilgili’ bilinmezlik olması, sonrasında bizi konfor alanımızdan çıkaracak olması ihtimalinin garip ikircikli tarafı.. Bunun yanında değişim konusunun bizim tarafımızdan her ne kadar sözsel olarak istekli şekilde dile getirilse de; buna ne kadar ve ne zaman aralığında alışabileceğimiz gerçeği de kaygılarımız arasında olacaktır muhtemelen..
Öyle ki; Yeni şey öğrenmek; her ne olursa olsun zihinde yeni kapılar açar; tıpkı bilgisayarda yeni dosyalar ya da yeni sayfalar açmamız gibi yeni her sayfa yeniye olan yeni bir merhabadır. Sayfada ne kadar kaldığımız, oradaki bilgileri ne kadar kullandığımız ya da ne kadar onlarla zaman geçirdiğimiz de aslında tam da ‘Öğrenme’ yi sağlayan şeydir aslında.. Kullanılmayan, gerçek hayata entegre edilmeyen her şeyi tam öğrenmiş sayılmıyoruz ne yazıkki.. Çünkü zihin sayfa kullanılmayınca her kapatılıp açıldığında güncelliğini koruyamıyor.
Hiç bilmediği ama öğrendikten sonra ‘ biliyor olma’ hissi aynı zamanda bir sorumluluk olabilir çoğu insana. Neden mi? Kişi bildikten sonra ‘bilmiyormuş gibi’ yapamaz da ondan. Bu bazen insana zor gelir hatta bazen bilmiyor olma halini de yeğleyebilir istemsizce. Aslında bunun doğru olmadığını bilir fakat konfor alanı onu ara ara ‘bilmiyor olana ‘doğru çeker. Kişi, mücadeleden çekindiği, kendini güçsüz hissettiği ya da cesaretini koruyamadığı zamanlarda oraya kaçmak ister tıpkı ürkek bir çocuğun tehlikeli gördüğü bir şey karşısında koşarak ona bakım verenin yanına kaçması gibi..
Yenilik de aslında tam da böyledir. Bazen korkutur ama sınırlar genişleyince ve kişi yeni alanında zaman geçirip oradan haz almaya başlayınca olan şey ; tam anlamıyla daha ileriye gitme cesaretini de kendinde görmesidir. Bu durum biraz garip algılanabilir: ‘Hani kişi korkarak kaçtığı şeyin kucağına kendi rızasıyla nasıl gidebilir ?’ gibi.. Ama konu tam da çoğu zaman budur..
Yenilik; belirsizlik , çoğu zaman bilinmez karanlık gibi görünür. Her ne kadar bize gösterilen resimler parlak, aydınlık olsa da. Biz çoğu zaman onları zihnimizin filtresiyle puslu, sisli görebiliriz. Dolayısıyla ; her şey eşiği geçmekle ilgili olabilir.
Eğer hayatınızda herhangi bir konuda yenilik yapmak için cesaretiniz var ama eylem konusunda kendinizi yetersiz hissediyorsanız şunu düşünebilirsiniz: Hayatınızda şu an günlük alışkanlıklarımız dışında rutin olmuş ama önceden hiç tanıyıp bilmediğiniz davranışlarınız, ilgileriniz, sevdiğiniz şeyler var mı? Eğer onlara bu şansı vermeseydiniz şu an hayatınızda olurlar mıydı?
Şimdi kendinize tekrar sorabilirsiniz; Yeni bir şey hayatıma girdiğinde ve zihnim farklı hiç bilmediği şeylerle meşgul olduğunda sınırlarını ne kadar geliştirebilecek ? Kıyaslamaya kalkarsak gün içinde 3500 karar alan zihnimiz bunların ne kadarını gündeme alabiliyor sizce ? Muhtemelen çoğu da boşa gidiyordur değerlendirilmeden.. Buna gelişmek , sınırlarımızı geliştirebilmek için kendimize daha fazla fırsat verebilmeliyiz. En azından denemeye değer kendimizin bir sonraki versiyonunu daha net görebilmek açısından ..
Hepinize iyi haftalar..:)