Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '13

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Yerel kalkınmanın yolu kooperatiflerden geçer

Yerel kalkınmanın yolu kooperatiflerden geçer
 

Son yıllarda ülkemizde ticari hareketliliğini kaybeden, göç nedeniyle güne nüfusu azalan bütün küçük şehir ve kasabaları gelecek kaygısı sarmıştır. Azalan nüfus nedeniyle belediyelikleri kaybeden beldeler, bazı resmi daireleri çevre yörelere kayan ilçeler arayış içine girmişlerdir. Tabii çıkan büyükşehir yasası ile bu arayışın içine bazı illerde dâhil olmuştur. Yaşanan işsizlik sorunun çözümlenmesi ve ticaretin hareketlendirilmesi için çareler aranmaya başlanmıştır.

Bu şehir ve kasabaları gözlemlediğimizde çoğunun ekonomisinin ağırlıklı olarak tarıma dayalı olduğunu görürsünüz. Üreticiler ürünlerini bu şehir ve kasabalarda satar, girdisini de yine bu şehir ve kasabalardan alır.  Çoğunda büyük yatırımlar da göremezsiniz. Tarım yanında kamuya ait hizmet veren sivil ve askeri resmi daireler, okullar şehrin ticaret hayatını az da olsa renklendirir. Bazen çok az da olsa kooperatiflere ait tesislere rastlarsınız. 

Kırsalda azalan tarımsal gelir ilk önce bu yöreleri etkilemiştir. Kırsal yoksulluğun artması belde ve küçük şehirlere de zarar vermiştir. Geliri azalan üretici Köylü çarşı ve pazara çıkamamaktadır. Şehir ve belde azalan tarımsal gelir nedeniyle beklediği ticari geliri elde edememektedir. Esnaf neredeyse siftahsız dükkân kapatmaktadır. Köyde ve şehirde yeterli iş imkânları yaratılamamaktadır. Tabii sonuçta insanlar göç etmek mecburiyetinde kalmaktadır. TÜİK verilerine baktığımızda kırsaldaki yoksulluk ve nüfus azalması açık şekilde görülmektedir.

Zayıflayan ticaret hayatı, azalan nüfus yörede sermaye birikimini de olumsuz etkilemektedir. Yeterli maddi birikimi elde edemeyen yöredeki ticaret kesimide yatırım yapamamakta, yapmaktan da çekinmektedir. Bu durumda adeta umutlar çıkarılacak yatırım teşvik kararlarına veya bölgelere göre uygulamaya konan yerli ve yabancı fon kaynakları aracılığıyla yapılacak yatırımlara bağlanmaktadır.  

Günümüzde yatırımcılar yatırım kolaylıkları verilen cazip bölgeleri tercih etmektedirler. Yapacakları yatırımdan en yüksek karı elde etmek öncelikli hedefleridir. Uygulanan ekonomi politikaları çerçevesinde kamu yatırımlarından çok özel sektör yatırımlarına önem verilmektedir. Bu nedenle yörelerin yatırım taleplerinde gözler özel sektöre çevrilmiştir. Çünkü her şey özel sektörün ilgisine ve arzusuna kalmıştır.

Yatırımlardan beklediği payı alamayan yöre ilin en uzak ve sapa yerinde ise işler daha da zorlaşmaktadır. Yörenin ticari cazibesini artırmada yük adeta sınırlı kaynakları olan kamu kurum ve kuruluşlarına, belediyelere ve bazı sivil toplum örgütlerine kalmış görünmektedir. Onlarda canla başla eldeki imkânlarla çabalamalarına rağmen arzu ettikleri sonuca ulaşmada güçlük çekmektedirler.

Biz sokaktaki vatandaş, çarşıdaki esnaf ve zanaatkâr olarak çoğu işi yöneticilerden bekleriz. Verdiğimiz oy ile siyasi temsilci seçtiğimiz insanlara derdimizi anlatsak ta, çözümün iktidarda olanların izledikleri politikalara bağlı olduğu gerçeğini pek dikkate almayız. Birlikte bir çözüm üretmeye ise pek sıcak bakmayız. Birilerinin yatırım yapmasını ve birilerinin önderlik etmesini bekleriz. Elimizi taşın altına koymadan sonuç almayı hayal ederiz.

Ne de olsa yıllardan beri bize öğretilen ve gösterilen yol budur. Asıl görevin kendimizde olduğunu düşünmeyiz. Hangi alanda çalışırsak çalışalım birlikte iş yapmanın yolunun kooperatifler olduğu gerçeğini değerlendirmeyiz. Bizlere yıllardan beri kooperatiflerin olumsuzlukları karşımıza çıkarılırken, ticaretin diğer dallarında yaşanan iflaslar, dolandırıcılık ve yolsuzluklar geri planda gösterilmiştir.

Çoğumuz kooperatiflerin Ticaret, Sanayi Odaları ve Borsalarına üye olduklarını ve kaynak aktardıklarını bile bilmeyiz. Kooperatiflerin her ne kadar ekonomik kuruluşlar olduğu kadar sosyal kuruluşlar olduğunu düşünmeyiz. Kooperatiflerin kayıtlı ekonominin temel kuruluşları olduğunu dikkate almayız. Kooperatiflerin piyasalarda denge sağlayan kuruluşlar olduğunu fark etmeyiz.

Gelişmiş ülkelerde bugün bile kooperatifler bu özellikleri nedeniyle desteklenmekte ve dikkate alınmaktadır. İngiltere başta olmak üzere birçok gelişmiş ülkede daha anaokulunda iken bireylere toplu çalışma ve birlikte iş yapma fikri kooperatifçilik ile verilmektedir. Yerelde, kırsal alanda küçük şehir kasaba ve köylerde ekonomik hayatı ayakta tutan kuruluşlar kooperatiflerdir. Bu ülkelerde kooperatifler yerel ekonominin kalbi olarak görülmektedir.

Küçük bir İngiliz ya da Norveç kasabasına gittiğinizde, Bir Avusturalya, Yenizellanda ya da Japon kasabasını ziyaret ettiğinizde büyük çoğunluğu ile gördüğünüz banka kooperatif bankasıdır. Market kooperatif marketidir. Okul kooperatif okuludur. Hatta restoranlar ve Cafe ve barlar bile kooperatif üyesidir. Şehrin kargo işleri bile kooperatif kuruluşlarınca yapılır. Tarımsal ürün depolama ve işleme tesisleri kooperatiflere aittir. Şaşırırsınız bazılarında belediyelerin hizmetleri bile kooperatiflerce yapılır. Şehri elektriği, suyu ve haberleşme sistemi kooperatiflerce kurulur, bakımı yapılır ve yönetilir. Küçük şehir ve kasabalarda sağlık merkezlerinin ve yaşlı bakım evlerinin kooperatiflere ait olduğunu görürsünüz.

Biliyorum ki yıllar önce bunları anlattığınızda hayal olduğu ve doğru olmadığı, bu gibi şeylerin sosyalist ülkelerde olduğu söylenirdi. Kooperatiflerin yaptıkları inanılmaz ve garip karşılanırdı. Ama bilgisayar teknolojisin gelişmesi hem bizim bilgi almamızı hem de böyle örneklerin delilleri ile gösterilmesi konusunda bize destek sağladı. Bu nedenle bize hayal gibi gelen kooperatifçilik uygulamalarının resimlerini ve yazılarını sunmak daha kolaylaştı. Artık birilerinin biz aldatması da zorlaştı.   

Ülkemizde de başarılı kooperatifler olduğu gerçeği gözlerimizin önündedir. İnternetten tarama yaptığınızda birçok köy ve kasabada ve şehirde başarılı hizmetler veren kooperatiflere rastlamaktayız.  Bu kooperatifler yörenin neredeyse tüm ihtiyaçlarına yönelik hizmetler gerçekleştirmişlerdir. Özel sektörün hizmet götüremediği alanlarda ve yörelerde kooperatiflere ihtiyaç vardır. Her yere devletin yatırım yapamayacağı düşünülürse, özel sektör de yatırımı cazip görmüyorsa kim bu yörelere destek olacaktır.

İşte o zaman yöre insanı düşünmeli, hesap yapmalı, birbirine güvenmeli, güçlerini birleştirmelidir. Üretici ise daha ucuz girdi almak, daha iyi tarım yapmak, ürününü daha iyi şartlarda pazarlamak için birlik olmalıdır. Esnaf ve zanaatkârlar üretim güçlerini birleştirmeli, birlikte pazarlamanın gücünü kullanmalıdır. Halk tüketim kooperatifleri ile günlük ihtiyacını, okul kooperatifleri ile çocuklarının geleceğini güven altına almalıdır.

Yaşlanan nüfusumuz ve engellilerimiz büyük şehirler kadar küçük şehir ve kırsal yerleşim yerlerimizin sorunudur. Sorunu sadece belediyenin ya da devletin üstüne atmak bugün için işin kolaycılığıdır. Devletin yaşlı ve engelli insanlarımıza zor şartlarda ayırdığı kaynağın verimli kullanılabilmesi için çoğu ülkede olduğu gibi yaşlı ve engellilerimize hizmet veren sosyal amaçlı ticari kooperatiflere de ihtiyaç vardır. 

Kooperatifler aracılığı ile yapılacak tüm bu yatırımlar bize iş imkânları yaratabileceği gibi, devletin desteklerini verimli şekilde kullanma fırsatı verecektir. Ayrıca gelişen demokratik yapı ve işbirliği ortamında kooperatifçiliği temeli olan kendi sorunlarımızı kendimizin çözmesi yolunda atacağımız adımlar, yörede görevli kamu görevlilerinin daha etkin ve yararlı çalışmasına imkân verecek, göçün açmış olduğu yaralar bir ölçüde sarılacaktır.

Türkiye yıllardan beri kalkınma mücadelesi veren ülkeler arasındadır. Bu amaçla kalkınma planları uygulanmış, sektörel ve bölgesel gelişmeleri projeleri hayata geçirilmiş, yatırımlar çeşitli şekillerde teşvik edilmiştir. Cumhuriyetin başlangıcından beri kırsaldan başlayarak önemli adımlar atılmış geri kalmış ülke görüntüsünden bir ölçüde kurtulmuştur. Ama gelişmekte olan ülke konumundan gelişmiş ülke konumuna bir türlü geçememiştir.

Başlangıçta köylerden olan göç şimdi ekonomisi tarıma bağlı küçük şehir ve kasabalardan olmaya başlamıştır. Şimdi daha dikkatli siyasi menfaatleri ve kişisel hırsları bir tarafa bırakıp düşünme zamanıdır.  Birleşmiş Milletler 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılında ülkece yakaladığımız olumlu rüzgâr dikkate alınmalıdır. Kooperatifler yerel kalkınmada çok iyi kullanılmalıdır. Gelişmiş ülkelerin bugünkü düzeylerinin temelinde kooperatiflerin başarıları olduğu gerçeği görülmelidir.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..