Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

06 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yiğidi öldür hakkını yeme derler (Galataport için iktidarı kutluyorum)

Bize atalarımız en azından benim rahmetli babam Genç İbrahim; Yiğidi öldür hakkını yeme, diye öğrettiler. Baba talimatıdır hep uyarız “boynumuz kıldan ince” diyerek böyle yetiştirildik çünkü…

Geçen gün izledim, yıllar önce Başbakanın talimatı ile İstanbul boğazı bir uçtan bir uca oyuldu, içine raylar döşendi ve gerçekten asırlar önce birçok padişah ve sultanın düşündüğü muhteşem bir proje hayata geçirilmek üzere, ilk deneme sürüşlerini Başbakan bizzat kendisi yaptı…

Hem ülkem adına hem İstanbullular adına gurur duydum. Ellerine kollarına sağlık…

Bu ülke için halkın mutluluğu refahı huzuru için bir tek çivi dahi çakana da “kurban” olurum…

Ben zerre-i miskal kadar sevmem Başbakanı, hele ki bu ülkenin kurucularına iki ayyaş dediğinden, kendini seçmeyenlere “çapulcu” dedikten sonra hiç sevmiyorum…

Yaptıklarından dolayı değil kafa yapısından diline sahip olamamasından ve güç ve koltuk uğruna önüne gelene saldırmasından, benim için laiklik çok önemli, laiklik kavramını aşağılamasından dolayı…

Zaten onun ve AKP’lilerin sorunu da Laiklik ve Atatürkçülükle, sosyal yaşamda çağdaşlık ve modern hukuk anlayışı ile.

Çok daha acı olanı ise; kendilerine kayıtsız şartsız inanan kadınlarımızın türbanın gölgesine, eteklerinin altına gizlenerek bunları yapmaları…

Ve Başbakan aynı kini nefretini o gün açılışta da ortaya koyuyor; Ülkenin dört bir yanını Demirağlarla kim örmüş, diyor Mustafa Kemal Atatürk’ü kastederek…

Hadi gel sev sevebilirsen, bu nasıl kindir bu nasıl nefret nasıl bir öç alma duygusudur ki ne yavaşlıyor ne sönüyor, üstelik adam “Müslümanlığı” ile övünen biri…

Bakın ben ve benim gibi düşünenler; Yiğidi öldür hakkını yeme diyoruz ama beyefendi bu ülkenin kurucularına hakkını vermeyi bırakın sanki düşmanmış, vatan hainiymiş gibi göstermeye çalışıyor…

Bu güzelim ülke kurucuları dünyanın savaşlarla boğuştuğu ülkenin yoksullukla mücadele ettiği günlerde ellerinden geleni yapmışlar, koskoca Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlar.

Gördük Taksim ve Gezi Parkı eylemlerini, eliniz ayağınıza hatta çarşafa dolaştı beyinleriniz dumurlaştı, daha fazlasını yazmaya gerek bile duymuyorum.

***

Ne zaman bu konularda bir yazı yazmaya kalksam “koskoca ülke hatta dünya ülkeleri on buçuk yılda yaptıklarını beğeniyor takdir ediyor, üstelik Başbakana hayranlar ama sen hala beğenmiyorsun, diyorlar…

Ama bunların görevi bu; dünya büyük bir değişimi yaşıyor, kentleşmeler dünyanın dört bir yanında hız kazandı, teknoloji ile hem ucuzladı hem de kolaylaştı.

Zaten bu insanlarda değişime ayak uydursun, insanca yaşamamız için dünya halkları nasıl yaşıyorsa o şekilde yaşamamız sağlasınlar diye seçildiler, diyen yok…

Başkaları da seçilseydi şu yapılanların bire bir olmasa bile aynısı yapacaklardı, bunda şaşılacak ne var, diye soruyorum.

Bana verdikleri cevabın hemen hepsi Başbakanın söylediklerinin aynısı, papağan gibiler, onun kendilerine dikte ettiklerini aynen tekrarlayıp duruyorlar, kendi kafalarından ürettikleri bir tek gerçek yanıt yok…

Defalarca yazıyorum arkadaşlar dostlar; bu gidişin vardığı noktada bizim ülkemiz olmayacak, bizlere bedevi yaşamı dayatılıyor, çağdaşlıktan modernlikten uzaklaşıyoruz, demokratik laik düzen yerine dini yönetim anlayışını benimsetilmeye çalışıyorlar, bu ülke bunları hak etmiyor diye…

Topu ülkede yapılan yatırımlara yapılan duble yollara köprülere barajlara kavşaklara atıyorlar…

***

Adam büyük bir mağazaya girmiş. Kendisini çıtı pıtı tezgâhtar kız buyur etmiş;

“Hoş geldiniz efendim ne istemiştiniz?”

“Lacivert bir kravat istiyorum!”

“Düz mü, çizgili mi?”

“Çizgili!”

“İkinci kata çıkın lütfen!”

İkinci katta çıkar çıkmaz sorgu sual başlamış;

“Nasıl çizgili, ince mi kalın mı?”

“İnce çizgili”

“Pardon efendim, bir üst katta!”

***

Adam üst kata çıkmış, derdini anlatmış, tezgâhtar yine sormuş;

“Nasıl çizgili, dikey mi, yatay mı?”

“Dikey olsun!”

“Bir üst kata!”

Adamcağız bu mübarek günde ağzını bozmak istememiş, “le havle” çekerek derdini anlatmaya çalışmış;

“İnce, dikey çizgili, lacivert bir kravat istiyorum!”

Yanıt;

“Hangi elbiseyle bu kravatı kullanacaksınız?”

Adam fırlamış kendini zor atmış dışarıya. Bakmış bir adam elinde tuvalet kapağı, bir elinde donu, pantolonunu indirmiş, bağırıyor;

“İşte bu tuvalet kapağı, bu donum, kıçıma uygun bir tuvalet kâğıdı istiyorum!”

***

Haklısınız belki biz yaptığınız hiçbir şeyi beğenmiyoruz. Her seferinde Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını küçümsediğiniz,

Bu ülke için canla başla çalışanlarla alay ettiğiniz, kazanımlarımızı, değerlerimizi dışladığınız,

Dinimiz ve dilimizi sömürdüğünüz şeriat anlayışını laikliğe tercih ettiğiniz sürece de beğenmeyeceğiz…

Siz kafa yapınızla cevapsız kuşkulu yüzlerce soruyla karşımızda olmaya devam ediyor sadece kendi seçmeninizi memnun ve zengin etmek için iktidar olduğunuzu söyleyerek, bizlerden hesap sormaya aşağılamaya kalkıyorsunuz.

Eh haliyle de; bizler de haykırıyoruz; sizin biçtiğiniz don belki seçmeninize uygun olabilir onlar itiraz etmeyebilirler, ama bu ülkenin çok insanının kıçına uygun değil…

Hayır, illaki bu donu giyeceksiniz demenin, sıkıştığınızda da topu oradan oraya atmanın ne gereği var…

***

İşte Taksim Meydanı ve Gezi parkı eylemleri ile muhteşem “halk hareketini” iyi okusaydınız ya da okumaya ve

“gençleri” anlamaya kalksaydınız, bunları hiç konuşmayacak ve yazmayacaktık…

Sözün kısası; bu ülkeden kimler geldi kimler geçti, dünya Sultan Süleyman’a bile kalmamış ki “sizlere”  kalsın…

Yarın Arife günü, ben yeniden yollarda olacağım; RAMAZAN BAYRAMINIZI içtenlikle kutluyorum…

Her zaman olduğu gibi hoşça ama sevgiyle kalın…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..