Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '14

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Yıl Sonu Maaş Zam Oranları: Tecrübe mi Yoksa Performans mı Daha Ön Planda Olmalı?

Yıl Sonu Maaş Zam Oranları: Tecrübe mi Yoksa Performans mı Daha Ön Planda Olmalı?
 

 

 2014 yılının gelmesiyle birlikte gerek kamu, gerekse özel sektörde çalışanların yeni yıl maaş zamları üzerindeki beklentileri daha belirgin bir duruma geldi. Her bir çalışanın yıllık zam oranının belirlenmesinde; hiç şüphesiz kurumların ve şirketlerin gerek mali yapıları, gerekse maaş politikaları önemli etkenler olarak ön plana çıkıyor.

 Ama şirketlerin mali yapıları ve uyguladıkları maaş politikalarının ekseninde kararlaştırdıkları yıllık zam oranları, çoğu zaman çalışanlarını mutlu edemeyebiliyor. Bu maddî tatminsizlik de, bir süre sonra performans düşüklüğü, bir boşvermişlik hali olarak kendini belli ediyor. Bununla beraber hizmet verilen sektördeki diğer firmaların farklı maaş uygulamaları ve bazen en yakın iş arkadaşının, ondan farklı aldığı bir zam oranı, yüksek bir maaş bile kişinin bir anda hayata küsmesine yetebiliyor.

 Ülkemizde Asgari Ücret diye garabet bir maaş uygulaması var. Garabet dememden kasıt, işveren konfederasyonlarının yöneticileriyle hükümet temsilcilerinin her yılın sonlarına doğru bir sonraki yılda uygulanacak asgari ücretin zam oranını belirlemek için bir araya gelip, günlerce süren pazarlıklar ve yoğun tartışmaların sonunda yine ne işverenleri, ne de çalışanları memnun ve tatmin eden bir zam oranının belirlendiği bir süreçten ibaret olmasıdır. Bu yılın zam oranlarının belirlenişi de, geçen yıllardan pek farklı olmadı.

 Bugün Milliyet Gazetesi'nin Ekonomi sayfasında okuduğum bir haberde, yapılan son zamla birlikte Türkiye'de mevcut asgari ücret tutarı (846 TL); ancak Romanya (520 TL), Bulgaristan (460 TL) ve Slovenya (784 TL) gibi eski komünist ve totaliter rejimlerden gelme ülkelerin asgari ücretlerinin üzerinde yer alıyor. Bu da yalnızca babanın çalıştığı, iki de çocuk okutulup, büyütülen bir aileye aylık yemesinden, giyimine ve yakıtına dek yetmeyebilecek bir tutar. Bunlara ailenin diğer sosyal ihtiyaçlarını da (seyahat, kültürel ve sportif faaliyetler) eklersek tabi.

 Şirketlerin zam dönemlerinde çalışanlarını değerlendirebilecekleri daha başka kıstasları olmalı bence. Bazen kendini her şeyiyle işine vermiş çiçeği burnunda bir eleman, üstleriyle yüz göz olmuş ve şirkette ondan daha eski bir mesai arkadaşından hem zam oranı hem de maaşıyla geride kalabiliyor. Şirketinin istikbâli ve yıllık kârını düşünen bir yöneticinin, bunları elde edebilmek için çalışanları üzerinde adaleti de sağlaması gerekir.

 

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..