Yılbaşı kutlamaları yenilenme isteği ve çoşkusudur.

Çok az kaldı eski yılın bitmesine...

Yine her kafadan bir ses çıkacak eminim… Sizi bu günü kutlamaya çağıracaklar, fakat şöyle yaparsanız (satışa endeksli çağrılar diyelim kısaca) daha mutlu olacaksınız diye de ekleyecekler… Kutladığınızda günaha girdiğinize inandırmaya çalışacaklar da olacak elbet... Kimisi İsevi kültürü bu diye yutturmaya çalışacak… Kimisi İsevi peygamberi ile ilişkilendirip, katılmanın günah olduğunu anlatmaya çalışacak… Asıl gümbürtüyü ise mallarını satmaya çalışanlar koparacak...

Hiçbir din, hiçbir düşünce sistemi, yeni bir şey, yeni bir yaşam biçimi getirmemiştir yeryüzüne... Var olan şeylere yeni yorumlar getirmişlerdir sadece... Eskinin üzerinde yükselip, insana yararlı olacağını düşündüğü yeni yorumlar, koymuştur ortaya hepsi... Böyle bilinsin bu önce... Her şey ama her şey insana aittir... Fakat insana ait kelimesini, düşünen, eğlenmek isteyen, bilmek isteyen, oynamak isteyen, güvende ve mutlu olmak isteyen insana ait diye kullandım...

Bu insan türü genelde merkezileşmiş toplum devletlerinden öncedir... Şehir devletlerinde görülür bu insan türü... Toplumlar merkezi yönetimler tarafından ortak bilinçle (toplumsal kişilik) donatıldıktan sonra, ruhsal ortaklaşa eylem, düşünce üretemez olmuştur… Üretimler genelde ekonomik yönde olmuştur… Yani karnı doyan herkesin mutlu olacağına inanılmıştır… Bilinçleri ise etnik ya da dinsel olarak kodlanmıştır... İnsana ait ne varsa, ama ne varsa düşünce adına, mit adına, inanç adına yeni uygarlıklarda aramayın... Dinlerde aramayın, etnik kökende aramayın… Tuzaklar vardır oralarda... İnsan adına ne varsa, yaşanmışlık adına, düşünmüşlük adına ne varsa, hepsine sahip çıkmışlardır… İnsan temel özelliğini yitirmiştir sürüleştikten sonra… Kendi yarattığı her şey elinden alınmıştır… Devlete, inançlara teslim edilip kendi kültürüne yabancılaştırılmıştır…

İyi bakın göreceksiniz; yenilenmeyi kutlamayan toplum yoktur... Bu doğanın bir gereğidir... Aynı doğa gibi insanoğlu da yenilenmek ister... Eskiyi unutup, yeniden başlamak için yenilenmek ister... Tazelenmek ister... Dirileşmek ister... Eskinin yorgunluğundan, kötülüğünden, istemediklerinden sıyrılmak ister... Yeni başlangıçlar ister... Bu tüm toplumlarda, ama değişik adlar altında ve değişik tarihlerde kutlanır... Bu doğanın insandaki etkisidir... İnsan doğanın kendisidir... Bu günleri bir takım inançlara kurban etmeye çalışanlar boşuna uğraşıyor bence... İnsan ister ki tüm isim ve tarihlerdeki kutlamalara katılsın... Aslında tartışılan kutlamanın şeklidir… Şekilde kendilerine bağlılığın göstergesidir… Bize bağlı ol, bunu göster, ne yaparsan yap! Fakat bunu söyleyemezler…

Az kaldı yeni yıla... Ne güzel, bir daha yenileneceğiz... Tüm duygu, sevgi ve düşlerimizi bir kez daha yenileyeceğiz... Yenilenmeye hazırım ben dostlar... Bir kurtulsam artık şu eski yıldan diyorum... Fakat yine tutacaklar paçalarımızdan birileri… Yenilenmek kolay değil… İnsanın devrimi kendi içinde… Olsun insanın en çok ihtiyaç duyduğu duygu bu duygu… Ölesiye ihtiyacı var yenileneceğine inanmaya… Reset atmak diyelim çağımızın mantığı ile… Yaşam sadece yaşanmışlıklardır…

Herkese yenilenmiş, arınmış duygulu seneler... Yenilenmek ne biliyor musunuz? Bence ‘’bize borcu’’ olanları affetmek… Bize en çok borcu olanda sanırım yine kendimizdir… Başlangıçlar kutlanır… Bakın bu günlerde güneş yenmeye başlıyor karanlığı… İşte tüm mesele de budur…

Mutlu yenilenmeler, mutlu yıllar…