- Kategori
- Kitap
Yılın Kitapları

Türkiye’de kitap okuma oranları, bir yıl içinde basılan kitap ve baskı sayıları bazı ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük görünüyor. Bunun nedeni, okuma alışkanlığını genç nesillere kazandıramamızdır. Çocukların okulda, ailede kitap okumaya teşvik edilmesi, kitap fiyatlarının ucuz olması, genç yazarların, basımevlerinin desteklenmesi gerekir.
Yeni çıkan kitapları kitap evlerinin raflarında görebiliyoruz, ancak günümüz internet kitapçılarının sayfaları oturduğumuz yerden bize bu imkânı sağlıyor; beğendiğimiz kitapları bu yoldan ısmarlayarak, kargoyla evimize kadar getirtebiliyoruz. Türkiye’de kitaba, bilgiye ulaşmak artık bu kadar kolay olmakla birlikte, yeni çıkan kitapların reklamı çeşitli yollardan yapılarak, okuyucunun dikkati çekiliyor. Bu cümleden olarak; bazı köşe yazarları beğendikleri yeni basılan kitapları okuyucularına duyuruyor, tavsiye ediyor, hatta mutlaka okunmasını istiyor. Çeşitli dergi ve gazetede bazı kitapevlerinin verdiği sayılara göre en çok satan ve okunan kitaplar listesi yayınlanıyor. Bu da modern çağ insanının o kitapları alma kararında etkili oluyor.
Aşağıda adlarını ve yazarlarını verdiğim bu yılın kitaplarını okuyarak, kendime göre bir beğeni listesi ve değerlendirme yaptım:
Kördüğüm: Ayşe Kulin, 1. Basım, Everest Yay. Aralık 2017, 150.000 adet
“Hayatım, beni cehenneme savuran bir rüzgârla altüst olmuştu, böyle olmasında ne suçum, ne katkım vardı. Etrafımda neler dönüyor bilmiyordum…” girişiyle başlayan Kördüğüm roman kahramanı Gizem bir süre hastanede kaldıktan sonra özel bir kliniğe yatırılır. Burada Dr. Orhan ile ilişki kurar. Romanda Gizem’in hatırladıklarıyla Türkiye’de son yıllarda yaşanan kumpaslar, entrikalar, rastlantılar ve karmaşa günleri anlatılıyor.
Elia ile Yolculuk: Zülfü Livaneli, Karakarga Yay. 2017,100.baskı
Livaneli bu kitabında 3 Oscar ödüllü film yönetmeni Elia Kazan ile onun yurdumuzda doğduğu köye yaptığı yolculuğu anlatıyor. Kazan, Kayseri’nin yanıbaşındaki Germir köyünden Amerika’ya göç etmiş bir Rum ailenin çocuğudur. Yazar, burada yaşayan Rumların 1923’de mübadele denilen nüfus değişiminden sonra; Ermenilerin ise daha önce tehcirle ayrıldıklarını, buralarda ne olduysa savaşlarda Balkanlardaki Türklere de yapıldığını anlatıyor.
Akılla Bir Konuşmam Oldu: Fazıl Say, Doğan Kitap, 15. Baskı, 30 bin adet, Aralık, 2017
Günümüzün tanınmış klasik müzik sanatçısı Fazıl Say, sosyal medyadaki yazılarını, gezilerini, konserlerini, yaşamından kesitleri, düşüncelerini bu kitapta toplamış.
İyilik, Güzellik: Ece Temelkuran, Can Yay. Ekim 2017, 1.Baskı 20 bin adet
Ece Temelkuran “Birkaç yıldır ülkede yaşayan herkesin değerler dünyası büyük saldırıya uğradı. Gözlerimizin önünde bütün temel değerler iyilik ile kötülük, doğru ile yanlış, güzel ile çirkin neredeyse yer değiştirdi.” sözleriyle girişini yaptığı deneme kitabında kültürün, yaşamdaki gerekliliğine ilişkin yazılarını toplamış.
Yukarıda kısaca tanıttığım kitapları konu, dil, anlatım yönünden beğenerek okuduğumu söyleyemem. Bu kitapların en fazla satılan kitaplar listelerinde yer almasını, yazarlarının ünlü oluşuna bağlıyorum.
Bu yıl beğenerek okuduğum kitaplar ise aşağıdadır:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk: İlber Ortaylı, Kronik Yay. Ocak, 2018
İlber Ortaylı günümüzün tanınmış tarih profesörüdür; engin bilgi birikimi ile hazırladığı tarihimize ait eserler ve televizyon programlarında yaptığı tarih konuşmaları ile haklı bir şöhrete ulaşmıştır. Son olarak yazdığı bu biyografik eserinde Mustafa Kemal Atatürk’ü hayatının bütün yönleri ile anlatıyor.
Eserin başında Ortaylı, “Atatürksüz bir tarih düşünülemez, çünkü Atatürk son derece önemli ve anıtsal bir siyasi portredir ”demektedir.
8 bölümden oluşan eserde yazar önce Mustafa Kemal’in dünyaya geldiği Selanik şehrini, 1880 kuşağını, Balkanları, aile kökenini etraflıca ortaya koyuyor.
İkinci bölümde, Atatürk’ün askeri eğitimini; o dönem askeri liseden itibaren subayların ve kurmay subayların nasıl ciddi bir şekilde yetiştirildiğini inceliyor.
İttihat ve Terakki ve Enver Paşa’yı, Ziya Gökalp’in Atatürk’e etkilerini, Trablusgarp ve Balkan Savaşları ve Sofya yıllarını üçüncü bölümde ele alıyor.
Daha sonraki bölümlerde Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale ve Kut Zaferleri, Mondros Mütarekesi, Türkiye’nin ölüm fermanı olan Sevr yer alıyor. Milli Mücadele dönemi, Kurtuluş Savaşı, Büyük Taarruz, Cumhuriyete giden yol destansı bir dille anlatılıyor.
Son bölüme Lozan, mübadele, Osmanlıdan kalan borçlar, inkılâplar ve Atatürk’ün kişisel özellikleri, dünyada ve hafızalarda kalan Atatürk ekleniyor.
İlber Ortaylı gibi önemli tarihçi bir ilim adamının kaleminden Atatürk gibi büyük bir tarihi şahsiyeti, olduğu gibi tanımak çok değerlidir. Çünkü son yıllarda Türklerin büyük kahramanı Atatürk, düşmandan kurtardığı ülkesinde itibarsızlaştırmak istenmiş, onun Türk milletince çok sevilmesini kıskanan bazı politikacılar ve fesli malum zat gibi deliler, Gazi ve ailesi hakkında ipe sapa gelmez iddialar ortaya atıp, bilgi kirliliği yaratmışlardır. Ortaylı eserinde bu yalanlara da cevap verip, doğruları ortaya koymuş. Kitapta yer alan bu bilgilerden başka yazar Atatürk’ün içinde bulunduğu tarihi olayları ve zamanı yorumlamış, o dönemde diğer milletlerin durumları ile karşılaştırmış. Bir örnek olarak; Atatürk’ün aldığı askeri eğitim, etraflıca incelenmiş, 1900’ların başında Osmanlıda kurmay subayların yetiştirilişi Batı ülkelerinin o dönemdeki kurmay eğitimleriyle karşılaştırılmış; Atatürk gibi bir dehanın yetiştiği çevre etraflıca incelenmiş.
İlber Ortaylı’nın kitabı “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”, yakın tarihimizi ve Atatürk’ün hayatını inceleyip öğrenmek isteyen herkes için tavsiye edilmesi gereken eserdir.
Saklı Seçilmişler: Soner Yalçın, Kırmızı Kedi Yay. Ocak 2018, 200 bin adet
Araştırmacı, gazeteci Soner Yalçın son eseri “ Saklı Seçilmişler” de gıda terörünü ve bunun arkasındaki isimleri ve karanlık güçleri anlatıyor.
Ülkemizde son yıllarda tarım ve hayvancılıkta oynanan oyunları, Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü şeytan üçgeninin nasıl çalıştığını, ülkelerin bağımsızlıklarını bu yolla nasıl kaybettiklerini, gen teknikleri ile oynanarak Türk tarımının ve hayvancılığının nasıl bitirildiğini, insanlarımıza nasıl zehir yedirildiğini yaptığı araştırma ve incelemelerine dayanarak ortaya koyuyor.
Yazar, kitabına ülkemizin tarım ve hayvancılıkla ilgili istatistiklerini ve diğer ülkelerle karşılaştırmasını ekleyerek konunun çarpıcı bir şekilde anlaşılmasını sağlıyor ve sayılarla soruyor:
• 2001 yılında ülkemizin 49 milyon olan buğday ithali, bugün 2 Milyar dolara neden yaklaştı?
•1998 yılında 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi 2015 yılında neden 15,8 milyon tona geriledi? Şeker pancarı çiftçi sayısı 450 bin iken neden 120 bine düştü?
• 2002’de sebze tohum ithali 19 bin 227 kilo iken bu rakam 2016’da 56 bin 530 kiloya neden fırladı?
• Küçücük Hollanda’nın 77 Milyar, sanayi ülkesi Almanya’nın 67 milyar dolar tarım ürünü ihracı varken, bunların iki katı toprağa sahip Türkiye’nin tarım ürünü ihracı neden18 milyar dolar?
• Türkiye 1990’lı yıllarda 2 milyon tonu aşkın bakliyat üretimi gerçekleştirirken, 2015 yılında neden 1 milyon 79 bin tona indi.
• Son yıllarda uygulanan tarım politikaları sonucu yeşil mercimek %94, kırmızı mercimek % 67, nohut % 60, kuru fasulye % 47 ekim alanları neden daraldı?
..Türkiye’de 1980 yılında 16 milyon sığır, 49 milyon koyun varken; 2016’de sığır 14 milyona, koyun 30 milyona neden düştü?
Soner Yalçın’ın yıllar süren araştırmalar sonucu hazırladığı değerli eseri “ Saklı Seçilmişler”i istifade ederek okudum. Türkiye’de ve dünyada gıda terörü konusunda küresel güçlerin nasıl çalıştığını, ülkemize kurulan tuzakları ve bizi bekleyen tehlikeleri öğrendim.
Bir Aşk Bir Kurşun Ve Ötesi: Hasan Kayıhan, Bilge Kültür Sanat, 1. Basım, Mart 2017
“Bir Aşk Bir Kurşun Ve Ötesi” günümüz yazarlarından Hasan Kayıhan’ın son eseridir.
Romanın hikâyesi: 1.Dünya Savaşı başlarında İstanbul’da başlayıp 1922 yılında Buhara’dan yerel muhabirlerin bildirdiği bir Rus gazetesi haberiyle sona ermektedir.
Romanın kahramanı ve konusu: Ahmet Nazım, Berlin Harp Akademisi'nde eğitim gören bir teğmendir. İstanbul’da Türk Haberalma Örgütünce gizli bir görevle Doğu cephesine yollanır. Naciye Sultan da ona burada bulunan eşi Enver Paşa’ya iletilmek üzere bir kurşun kolye teslim eder. Ahmet Nazım ve kontrol altında tutacağı Alman casus subayların Karadeniz’deki gemi yolculuğu Gürcistan kıyılarında Ruslara esir düşmeleri ile sona erer. Genç Türk subayı görevini yapmak ve Enver Paşa’ya emaneti ulaştırmak için esaret yıllarına katlanır. Abakan esir kampında bölgedeki Hakas Türk’ü bir ailenin güzeller güzeli kızı Izarga’ya âşık olur. İçimizi ısıtan bu aşk hikâyesine rağmen Ahmet Nazım aşkı ve vatanı arasında bir tercih yapar. Vatan sevdasının yar sevdasından daha üstün olduğunu anlayan Türk subayı kendisine verilen görevi yerine getirmek için, sevdiğinden kaçar, canı pahasına yollara düşer.
En çok satanlar listesinde olmasa da, başlayınca bir solukta bitirdiğim, elimden bırakamadığım bu kitap; dili, konusu ve anlatımı ile bu yıl okuduğum en güzel romandır.