Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '10

 
Kategori
Sivil Toplum
 

YİNE MİNİBÜSLER YİNE MEDYA

Analiz takıntılıyım. Her olayın her boyutunu görmek istemesekde, dile getirmekten hoşlanmasakda ortaya konmasından, tartışmaya açılmasından yanayım. Bu yapılmadığı sürece basit ve/veya karmaşık hiç bir soruna çözüm üretilemeyeceğine ve çok yönlü tartışmada da medyaya büyük görev düştüğüne inanıyorum. Medyanın siyasi partiler gibi bir olayı sadece tek yönlü bakış açısı ile ele almasını kabul edemiyorum. Kuşkusuz ki medya derken bazı istisnai yazarları ayırmak gerekir.

Sayın okurlar anımsarsanız sizlere Sn. Cengiz Semercioğlu' nun minibüslerle ilgili bir yazsından bahsetmiştim. O yazıda özetle Sn. Semercioğlu minibüs sürücülerinin her yerden yolcu alma, indirme vb diğer "külhanbeyi" davranışlarını belirterek son olarak E5 karayolunu fazla yolcu aldıkları için verilen ceza nedeni ile kapattıklarını yazıyordu.

26 Temmuz 2010 tarihli Hürriyet gazetesinde Sn. Mehmet Yılmaz yine minibüs sürücülerinin fazla yolcu alması olayını dile getirip, ayakta 7 yolcu sayısında uzlaşıldığını ve başkanlarının 7' den fazla yolcu alan sürücüye bizzat kendisinin ceza keseceğini söylediğini belirtiyor. Ayrıca özetle nasıl böyle bir kavram olabilir diyor.

Sn. Yılmaz teoride kesin olarak haklı. Eğer ayakta yolcu suçsa suçtur. 1 ile 7 arasında öz olarak fark yoktur. 7 olması suçu katmerlendirir sadece. İkincisi bir devlette ceza yetkisi sadece o devletin yetkili kurumlarına aittir. Tamam. Şimdi gelelim olayın özüne. Bir minibüse ayakta yolcu almak suç ise yolcu da suçlu olmaz mı? Sadece sürücü mü suçludur. Ayrıca ben hiç "külhanbeyi" bir tavır ile minibüsüne yolcu alan sürücü görmedim. Sürekli korna çalarak gidiyorlar ve dur diyenlerin dışında boyun ağrısı nedeni ile başını oynatana bile kapıyı açıyorlar. Ama zorla yolcu almıyorlar ki. Veya inmek istemeyen yolcuyu zorla durup durup minibüsten atmıyorlar ki. Yani temel sorun sürücüde değil ki yolcu da. Bizim insanımız mümkün olsa oturduğu apartmanın giriş boşluğundan binmek ve gideceğin yerin içinde inmek ister. Düzen ve organizasyon bizim için ters kavramlardır. Şimdi durum buyken neden sürücü yolcu almasın ve/veya indirmesin ve neden tek suçlu olsun. Ayrıca minibüslerde ayakta yolcu alma belirli güzergahlarda belirli saatlerdedir. Bunun dışında yolcu problemi bile vardır ya boş gezerler, ya durakta yatarlar.

Bir başka nokta sorunun özü aslında minibüslerin fazla yolcu alması vb davranışları da değildir. Sorunun özü varlıklarıdır. Çünkü varolmalarının nedeni de bizim iş yerleşimi / konut yerleşimi / kentleşme / kentleşememe / ulaşım / göç / doğum ve özetle artan insan nicelik ve azalan niteliğimizdir. Bu sorunların hepsi fiziksel olarak varken, tutup da sürekli olarak sorunun sonucunun sadece bir bölümünü tartışmaya açmayı anlamıyorum. Düşüncem, medyada haberleri bu tür daha damardan etki yapacak gibi vermenin okuyucuda hoş karşılandığı. Örneğin minibüsçü sayısı 1000. Ama okur sayısı 200000. O zaman 200000' e hitap etmek daha etkili diye sanırım olaya tek taraflı yaklaşılıyor. İşte bende bu noktada bunalıyorum. Bu bakış açısı sorun çözmüyor çünkü.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..