- Kategori
- Güncel
YÖK Başkanına açık mektup!
Nasıl başlayacağımı nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum, yine de Hemşerim diyerek başlayacağım;”Benim bu samimiyetimi de bağışlasınlar.” Çünkü o da benim gibi Polatlılı. Polatlı herkesin bildiği gibi cumhuriyet tarihinde önemli rol üstlenmiş, büyük destanların yazıldığı bir yerdir. Her karış toprağı, atalarımızın kanı ile sulanmıştır. Sevgili hemşerim; Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası, Emperyalizme okkalı bir şamarın vurulduğu, 22 gece 22 gündüz süren Sakarya Destanı’nın yazıldığı yerdir orası. İnsanı, şefkat ve sevgi dolu, yerdir. Tarihin hiçbir döneminde ihanet yoktur orda. Her zaman çağdaş, demokratik ve medeni bir yer olmuştur. Hiçbir zaman gericiliğin ve ümmetçiliğin yaşandığı yer de değildir orası.
Cumhuriyetin bütün kazanımlarına sahip çıkan, cumhuriyetin kuruluşunu fiilen yaşamış yerdir orası. Biliyorum(!) sizin köyünüz de öyle çünkü siz Polatlılısınız. Sizin deyiminizle Tarikatların tetikçiliğini yapmak size, bir Polatlılıya yakışmıyor be hemşerim! Siz gelin yol yakınken vazgeçin bu işten. Bir Polatlılı gibi davranın; cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkın, ülkeyi gerecek davranışlardan kaçının, hedef göstermeyin meslektaşlarınızı, yarın türbanlı öğrencileri kampüs’e almayan Rektörlere, Danıştay’a yapıldığı gibi saldırılar olursa bu sorumluluğu bir ömür boyu taşıyabilir misiniz? Eğer sizden bir bedel isteniyorsa; geçmişte dedelerimizin, babalarımızın cumhuriyeti kurmak için ödedikleri gibi lütfen siz de ödeyin. O zaman toplumun büyük bir çoğunluğunun gönlünü kazanır, toplumsal barışa da çok büyük katkı sağlamış olursunuz. Sizin her zaman başımızın üstünde yeriniz vardır. Her zaman sizi bağrımıza basarız; ama alet olmayın tarikatlara, kulluk etmeyin şeyhlere. Farkında değil misiniz? Bunlar, sizin üzerinizden dillendiriyorlar düşündüklerini. Anadolu kadının tülbenti ile uğraşmayın, muhtemelen sizin annenizde tülbent takardı. Eğer yaşıyorsa ellerinden öperim, rahmete kavuştuysa yattığı yer nur, mekânı cennet olsun. Benim anam hala hayatta; Allah uzun ömür versin. Üstelik Polatlı’da yaşıyor onun ellerinden öpüyorum. Ben kendimi bildim bileli de tülbent takar. Anamla devletin her kurumuna rahatlıkla girer işlemlerini rahatlıkla yapardık bu güne kadar da hiç sorun olmadı anamın tülbenti. Olursa da Anamın tülbentine uzanacak elleri de kırarım geçmişte bunun örneğini Sakarya’da emperyalizme haddini bildirerek gösterdik, gerekirse bir daha göstermeye hazırdır benim milletim. Ama gelin siz Alet olmayın be hemşerim(!), sizde biliyorsunuz ki sorunun temeli, dini inançlardan kaynaklanmadığını, sorunun özgürlük dayatması olmadığını, siyasal simge haline getirilmiş cumhuriyete karşı yaratılmış bir bez parçası olduğunu sizde benim kadar biliyorsunuz, bunları benim size öğretmek haddim değil! Siz sosyoloji profesörüsünüz, siz daha iyi bilirsiniz. Oysaki sizin babanız dedeniz bu cumhuriyetin kuruluşu için çok büyük bedeller ödediler. Bugün ülkemizde yaşanan sorunların tümü Amerikan ve Avrupa Emperyalizmi’nin Oyunları, bu işin baş mimarını da yıllardır onlar besleyip bakmıyorlar mı? Hala onlar Kurtuluş Savaşı’nın yenilgisini hazmedemediler. Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşmesi için bizi birbirimize düşürmek için oynanan oyunların sadece ufak bir parçası. Gelin alet olmayın, sizin buna ihtiyacınız yok. Doğru bildiğiniz şekilde, kimsenin etkisi altında kalmadan gereğini yapın. Hayır! deyin ben milletimin kamplaşmasına bir biriyle düşman olmasına izin vermem deyin. Şahsiyetinizi, kişiliğinizi, kimliğinizi bir Polatlılı olarak koyun ortaya. Ben YÖK başkanı olarak görev ve yetkilerimi kullanır işimi yaparım ama tetikçilik değil! Ya da aslanlar gibi basarım istifayı milletimin yanına, hemşerilerimin arasına geri dönerim deyin size yakışanda budur. Sizi tanıyanlar hep güzel şeyler söylüyorlar öğrencileriniz tarafından sevilen bir hoca olduğunuzu, meslektaşlarınız tarafından iyi bir akademisyen olduğunuzu söyleyenler çoğunlukta, biliyorum. Hatta öğrencilerinizden birisi adam gibi adam bir akademisyen arıyorsanız boşuna aramayın Yusuf Hoca’ya gidin diyor. Bu özelliklerinizle hemşeriniz olarak hep gurur duyduk. Bakın bu gün sizin için güzel şeyler söyleyen ODTÜ’lü meslektaşlarınız aleyhinize yürüyüş yapmaya başladılar böyle devam ederseniz öğrencilerinizi ve daha önemlisi sizi seven bütün kesimleri karşınıza alacaksınız. Değer mi bütün bunlara? Ne olur her ne kadar demeçlerinizde ben hükümetin tetikçisi değilim diyorsanız da sizi kullanmalarına, üzerinizden gerçek düşüncelerini, yani hilafet özlemlerini dillendirmelerine izin vermeyin. Bir hemşeriniz olarak ne kadar faydası olur bilmiyorum ama düşüncelerimi naçizane sizinle paylaşmak istedim.
Saygı ve sevgilerimle…