- Kategori
- Şiir
Yok olsam...
Sen vardın gecenin sessizliğinde ve martının kanatlarında.
Sen vardın tualimin renklerinde ve fırçamın tüm darbelerinde.
Sen vardın yansımıştın ayın ışığından gecenin karanlığına.
Sana dair söylenecek kelimelerin hepsini tüketmiştim bir gecede.
O gecede varlığınla mutlak olanı yakalamıştım.
Varlığına renklerimi eklemiştim.
Biraz da ben var etmiştim seni.
Yansıyan soğuk bedenine sadece ay ışığı değildi.
Yağmurda oturduğum çimin kokularını da sana vermiştim.
Bu gün dünya ağladı yağmurumla birlikte.
Çimin üzerinde üzerimin kirlenmesine aldıramayarak
Ben de ağladım.
Yağmurlarım yüreğime yağdı.
Dünyayla birlikte ben de ağladım.
Kimse görmedi beni.
Çırılçıplak ve çaresiz olduğumu gören gözler anlamadı.
Boş boş bakıp geçtiler bana.
Yağmur olup yağsam dedim içimden.
Yağmur damlası olsam dedim.
Ama ne var biliyor musun sevgili?
Gülümsedim bunu yaptıktan sonra.
Biraz kırgın biraz hüzün kokuyordu bu gülümseme.
Ama pes edemezdim değil mi?
Atlayamazdım uçurumdan.
İnan bana çabalıyorum.
Tuallerime, boyalarıma oluyor hırçınlığım.
Ama yaşama tutunmaya çabalıyorum.
Yağmur damlası olsam da toprağın üzerine yağsam...
Çimin yeşili olsam...
Rüzgar olsam...
Kırsam geçirsem sonra ağlasam dünyaya...
Güneş olsam her felaketten sonra güneş doğmasını bekleyenlere!
Ya da kendi felaketimin katili olsam...
Yok olsam...