- Kategori
- Şiir
Yol ayrımı...

yol ayrımı...
Cennet* yolu yokuştu
yol ayrımı yüreğimin tanığı
kızılağaç döker yapraklarını
aşk içimde san ki ürkek bir kuştu
yol ayrımı dönüşüne düştü gözlerim
yol boyu akışında bir ırmak yalnızlığı
en keskin dönemeci bir kaynak suyu
ırmak akıyor ölü yaprakları sürükleyip
yürüyorum, gök yüzüm de mavi deyip
ama "hava kurşun gibi ağır" içim acır
bağırsam da yalnızlığım sende sağır
dönüp baksam hasret, karşı yamaçta
eski ahşap ve kerpiç bir karadeniz evi
yürüyorum ağır ağır sanki yağmur başlıyor
serin bir damlacık dudağıma düşüyor
nabzımın her atışıyla adımlarım yarışır
yüzüm ıslak elim ıslak yol çamura bulanıyor
bir adım sensizlik, bir adım zaten sessizlik
nekadar susarsam, okadar çok içim yanıyor
yürüyorum... ben susarken yağmur çağlıyor
havadaki inişlerin sesini sanki kjimse bilmiyor
damlanın damlayı itişi gibi benimle didişiyor
bir türkü dilime dolanıyor "yollar seni gide gide usandım"
uslanmıyor yüreğim, susuşlardan daha beter kanıyor
can çekişen bir ceylanım, bu dağda kendi gözümde
ağa düşmüş bir atmacayım, sarı-siyah bakışlarda
yol uzadıkça suskunluk, taze mezar sahibini bekliyoy
yağmur daha şiddetlendikçe gözlerim den akıyor
daha yolunb başındayım...
mutluluğa koşmalıyım, ıslanmadan eve ulaşmalıyım
KASIM...1989.
"yollar seni gide gide usandım"