Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Haziran '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Yol bekçileri

Son yıllarda; cilt üzerinde, sindirim sisteminde, kalp atışlarında ortaya çıkan ve psikosomatik denilen rahatsızlıklarla karşılaşıyoruz. Bu problemler, içten dışa doğru müdahale ile, iç benliği ikna ederek çözülebiliyor. Çünkü yaşanan rahatsızlık; negatif ataklarla oluşan türden. İnsanın, yaşadığı mekanları ya da koşulları sevmeyip, protesto etmesi de diyebiliriz buna. Terapiler, önerilen ilaçlar belirtileri azaltıyor ama asıl neden, iç dünyanın derinliklerinde hiç dokunulmadan duruyorsa, çözüme ulaşılamıyor. Kekik suyu içmek, kükürtlü banyo, antihistaminik tabletler, B1 + B2 vitamini almak bir parça rahatlatıcı oluyor.

İnsanın, kendi varlığını nasıl düşündüğü, nasıl hissettiği gerçekten önemli konu. Çünkü yaşama sevincini, üretimini, ilişkilerini büyük ölçüde etkileyen şeyler: Kendi düşünceleri ve duygularıdır.

Doğada bulunan tüm varlıklar; etkiler altında kalarak değişimlere uğramak, tepkiler vermek zorunda. Kişinin kendine karşı vermiş olduğu en güçlü tepkilerden birinin kanser olduğu tıp alanında biliniyor. Beden, sürekli sıkıntı, sürekli uyumsuzluk içinde kalamıyor, savunma sistemi zayıflayıp çöküyor.

Varlığımıza saygı açısından, bütün yıpratıcı etkilerden mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Örneğin: Beslenme biçimi, aşırı sigara ve alkol, aynı çatı altında yaşayan eşlerin yıllarca kavga etmeleri … Bunları bilerek sürdürüyorsak, demek ki doğrudan kendimize gelmekte olan etkiler karşısında, duygularımızı, egolarımızı iyi kontrol edemiyoruz.

Japon bilim adamlarınca yapılan araştırmalar sonucunda, kansere karşı koruyucu etkisi kanıtlanan ve sık tüketilmesi önerilen gıdalar şunlar: Sarımsak, ısırgan otu, hurma ve kuru incir. İçerdikleri maddeler, insan vücudundaki zararlılara karşı direnen en güçlü savaşçılar olarak kabul ediliyor.

İnsan; yaşamdan, toplumdan, dostlarından bir şeyler istiyor, bekliyor. Fakat önce kendi içinde, nelerin yanlış ya da eksik olduğunu bulmalı. Toplumu kemiren alışkanlıklar arasında, bencillik ne yazık ki hala yerini koruyor. Vermeden almayı amaç edinenler, kendi yüzlerini değil, maskelerini gösteriyorlar. Çünkü maskeleri; ruhlarının ayrılmaz parçaları. Aynaya bakmalarının hiç yararı olmayacak. Sisli ufuklarına, geçici ışıklar sağlamaya çalışıyorlar. Güneşten korkuyorlar, kendilerinden korkuyorlar, korkularının bitmesinden korkuyorlar.

Her zaman, seçme özgürlüğüne sahibiz. Fakat kendimizi kandırmaya çalışmak; büyük saygısızlık.

Claudius

Copyright
TYRANNOS Edebi Ürünler
İzinsiz kopyalanamaz - çoğaltılamaz
 
Toplam blog
: 56
: 334
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

İzninizle hayatıma dair satır başlarını aşağıda sunuyorum. Yolunuz düşerse günün birinde beklerim. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara