Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Yol ortası “Yatır”ları

Yol ortası “Yatır”ları
 

Bir yerde önemli bir şahsiyetin mezarının olduğu nasıl anlaşılır?

Yol geçecektir, kepçe operatörü bir engele takılır. Israr eder. Aniden ölür. Yerine başka bir operatör verilir. Bu sefer de kepçe arızalanır. Burada anlaşılmayan bir şeyler olmaktadır. Zaten daha önce de ahaliden birisi rüyasında orada bir yatır görmüştür. Hemen türbe haline dönüştürülür.(Konya)

Bir gün evinin yan tarafındaki arsaya ek yapmak isteyen adam küçük bir temel kazmaya başlar. Kazma kırılır. Korkar. Titremeye ve terlemeye başlar. Cami hocasına danışır. Orada bir yatırın olabileceğini söyler imam. Hemen telle çevrilir. (Siirt)

Sahipsiz bir mezar taşı bulan adam, üzerinde Arapça yazı olduğunu fark edip irkilir. Mahallenin ileri gelenlerine danışır. Mezarlık dışında bulunan bu taş olsa olsa bir evliyanın mezarıdır. Zaten Aksaray bir evliyalar yatağıdır. Hemen betondan bir mezar yapılıp taş dikilir. Mahalle yeni bir türbe daha kazanmıştır. (Aksaray)

Gecekondusunun yanını çöplüğe çeviren mahalleliye sinirlenen ev sahibi bir gece, duvarın yanına mezar yapar. Ahali bunun üzerine artık çöp dökemez mezarın yanına. Günler geçer ve evlenememiş kızını, iş bulamayan oğlunu kapıp gelen başında dua okumaya başlar. Adam bunu görünce yaptığı mezarın üzerini de kapatıp türbe haline getirir. (Bursa)

Bir grup çocuk bir tahtanın üzerine Bardakçı Baba yazıp boş bir oyun sahasına dikerler. Zaman geçer ve yıllar sonra oraya yolu düşen çocuklardan bir tanesi o yerin Bardakçı Baba Türbesi olarak ziyaret edildiğini görür. (Beşiktaş-İstanbul)

Bardakçı Baba türbesinin mucidine kulak verelim:

Diş Hekimi Hüseyin Cahit Dursun: “Yıllar önce türbenin olduğu yer bomboş araziydi. 70'lerde oraya ders çalışmaya gidiyordum. Uyduruk bir tahta yaptık. Bardakçı Baba yazdık. Aradan yıllar geçti orası imara açıldı. Tahtayı görenler etrafını çevirip yatır yapmışlar. İnsanlar küçük yaşta yaptığımız şakaya inandılar. Şimdi de orası türbe halinde. Halbuki türbenin olduğu yerde ölü yok.


Almanya”da 20 yıl çalıştıktan sonra kesin dönüş yapan Ali Karacabiberoğlu (77), “Kendimin ve eşimin mezarını yaptım. Hatta üzerine atılacak toprağı bile hazırladım. Mezar bozulmasın diye üstünü yeşil bir branda ile kapattım. Ancak mezarlığa yakınları için gelen vatandaşlar, bizim boş mezarı türbe zannettiler. Şimdi bizim boş mezar başında birçok kişi “Oflu Dede Türbesi” diye dilek dileyip adak yapıyor. Oysa mezarda hiç kimse yok” dedi.

Bunlar içi boş olan türbelerden bazıları. Önemli olan insanın bir türbeye olan ihtiyacı. Neden bir yatıra veya bir türbeye ihtiyaç duyulur?

Bir mezarın içinde yatan ve kim olduğunu bile bilmediğimiz kişilerden nasıl bir yardım bekleyebiliriz?

Allah’ın Sevgili Kulu” diye sıfatladığımız kişileri kendimize aracı yapmak ve yattığı mezardan medet ummak nasıl bir ibadet olabilir ki?

İlmiyle ünlenmiş kişilerin bir cümlesini dahi okumadan, mezar taşlarına yüzümüzü sürerek mi ilminden faydalanmış olacağız?

Evliya diye andığımız kişinin evliyalığı yattığı toprağa sinmiş mi oluyor ki, kabrini öpüyoruz?

Evlenememiş kızınıza koca aramak, piyango biletinize ikramiye dilenmek, oğlunuza iş bulmak veya kiradan kurtulmak için evliyanın yattığı yerden mi, yoksa bilgisinden mi faydalanmak gerekiyor?

Gerçek Türbeleri bir ibadethane veya istek isteme imarethanesi, dilekte bulunma merkezi gibi kullanırsak içinde ölü bile olmayan mezarların başında daha çok umut besleriz...

Alizarin’den saygılarla...
 
Toplam blog
: 105
: 7006
Kayıt tarihi
: 27.04.07
 
 

Ereğli - Konya Gazi Lisesi (yatılı) - İstanbul Üniversitesi İşletme (İng) Fakültesi - Ressam ve A..