- Kategori
- Şiir
Yolda yürüyordum...

Yolda yürüyordum,aniden belirdi,sigara mı içiyordu,neydi. Fakat belli ki sarhoştu,sallanıyordu,anlattı:ben hep böyleyim, yolların kurbanı diyebilirsin, çünkü hep yollardaydım...
Yolda yürüyordum, aniden belirdi, sigara mı içiyordu
neydi. Fakat belli ki sarhoştu, sallanıyordu, anlattı;
ben hep böyleyim, yolların kurbanı diyebilirsin, çünkü
hep yollardaydım, hiç kimseye bakmazdım, hep yürürdüm
bir de çiçekler toplardım, nereden bulduysam, bahçelerden
tarhlardan, ardıç kuşlarının sesini işitirdim, neşeliydiler…
öyle … Bir gün Ortaköy civarında onu gördüm, hızla
koşturuyordu; hadi ben de peşinden, sanki çok acelesi
varmış gibi yürüyordu, belki de koşuyordu, asıl beni
aldatan, önünde koşturup duran, bir kocaman buluttu,
ikisi birden bir köşe başında, köprüye doğru kayboldular.
Sıkıldım. Hani nerde İstanbul, sen neredesin, adalar nerede
işte orta yerde bir yerlerde dolaşıp duruyor, düşler
kuruyordum. Onu görürüm düşleri, kolay mıydı
Nişantaşı’ndan beri onu izliyordum, aslında bir sürü
taharri memurları da beni izliyorlardı, biliyorum
görmesem bile seziyordum; Boğaziçinde balıkçılar
boşuna dolaşıyorlardı, ağlarını boşuna atıyorlardı
ama kimse onlara anlatamıyordu; bugün balık yok
o hızla Beykoz’a kadar yürüdüm; Tarabya’dan
geçtim, otelin önünden, daha nerelerden, ara sıra
denize bir göz attım, martılar da bana, kötü kötü
bağırdılar; aslında herkes kendi hesabı peşindeydi.
Anladım ki, kimseyi bulamayacağım, aradığım
her kimse bırakıp, Edirne’ye gitmiş, Muradiye’de
imam olmuş; yerseniz; işte böyle böyle sokaklarda
avare kasnak dolaşıyorum, nerde sabah orda akşam
biraz İstanbulluyorum; gerisi gelir inşallah, bahar da
sonra ne olacak bilemiyorum. Çünkü çok uçtum,
Avrupa üzerinden, bilemezsiniz nerelere gittim
aslında; ben iyi bir TIR şöförüydüm, sonra sonra
bittim ; alıp beni denizin kenarına getirdiler, o gündür
hep denize bakarım; martılara ekmek atarım, bana
kızarlar; olsun; kızsınlar, ben böyleyim, daha
ölmedim, Melahat’ı da bir daha görmedim, bir umut
bekliyorum; belki bu kapıdan çıkacak, yine gülüm
seyecek. Bir gün olacak biliyorum. Ama ne zaman?