Yolun açık olsun, Clinton...

Büyük çıkışla sanki başkanlığını garantilemiş edasıyla eyalet eyalet gezen Hillary Clinton, daha adaylık yarışında lige veda etmek zorunda kaldı. Aday resmen belli olmadı. Ancak Obama’nın Demokrat Parti’nin adayı olduğu da kesinleşti. Nedendir bilmem, Türklerin Clinton’a karşı bir sempatisi vardı. Bunun sebebi muhtemelen Bill Clinton’ın da sevilmesiydi. Ancak ben Hillary’nin Bill kadar başarılı olabileceğine inanmıyordum zaten.

‘Liderlik Sırları’ diye bir teyp kaseti vardı bende. Kasette, bir Amerikan Politikacı(ismini hatırlamıyorum) liderlik hakkındaki görüşlerini aktarıyor. Araya da şu cümlecikleri ekliyor:”Biz, her seçimde farklı kesimden liderler seçeriz. Bush, Clinton, Lincoln vs. bunlar farklı kişilikte liderlerdi.” Ben bu görüşe katılıyorum. Şimdi de ‘zenci’ lider seçmek üzereler. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı John McCain’in şansı da yüksek. Ancak Obama basında çok geniş yer kaplamayı sürdüreceğe benziyor.

Aslına bakarsanız Clinton beni çok şaşırttı. Hâlbuki başta çok büyük çıkış yapmıştı. Ancak delegelerden yeterli oyu dahi alamayınca kaybetti. Clinton çekildiğini açıklamış, açıklamamış, sorun bu değil. Delegelerden yeterli oyu alamayınca mecburen aday olamıyor. Ama yeterli oy alamamasına da şaşırmış durumdayım. Aslında Hillary Clinton’ın, Bill Clinton ile aynı kişilikte olduğunu düşünüp, oy vermemişte olabilirler. Amerikan halkı da yenilikçi yönetimi sever. Yeniliği sevmezler. Ancak yenilikçi yönetimi severler. Peki, nedir yenilikçi yönetim. Bir parti ilk seçildiğinde, kendini toparlar. Ancak ikinci seçiminde yenilikler yapmaya başlar. Amerikan halkı düzeninin bozulmasına kesinlikle karşıdır. Disiplin, kanlarında gezen hücrecikler gibidir.

Peki, Obama kimdir?
Barack Hussein Obama’nın babası Kenya’lı bir Müslüman. Annesi ise Amerikan. Ancak Obama daha küçük yaştayken, annesi ile babası ayrılır. Babası Kenya’ya geri döner. Annesi ile birlikte Endonezya’ya taşınır. Ve annesi yine bir Müslüman ile evlenir. Bazı medya kuruluşlarında “Obama zorla Müslüman oldu.” diye haberler çıkar. Ancak daha sonra bu haber yalanlanır. Obama, United Church of Christ mezhebine bağlı Protestan Hıristiyan’dır. İsmi aslında ‘Burak Hüseyin Obama’. Ancak İngilizce olarak ‘Barack Hussein Obama’ diye okunuyor. Ve İngiliz medyasında da böyle yer alıyor. İsminden dolayı bazı yazılı medyada ‘İslamcı’ ve ‘terör yandaşı’ olarak da suçlanı. Avukat kimliğine sahip Obama, bu suçlamaların altında kalmadı ve terörle ilişkisi olmadığını kanıtladı.

Clinton bir açıklamasında kızının da bir sonraki seçimlerde aday olacağını belirtmişti. Ancak daha kendisi bile aday olamadı.

Obama’yı adaylığından dolayı tebrik ediyorum. Başkan olmasını da gönülden istiyorum. Amerika, zenci bir başkana hazır olsa iyi eder. Gerçi Amerika çoktan hazır gibi görünüyor. Çünkü başta da belirttiğim gibi, Amerikan halkında farklı bir seçim kültürü var. Türkiye’de başarılı olan parti, bir kez daha seçilebilir. Ancak Amerika’da öyle değil. Yönetimin değişmesini isterler.

Neyse, tekrar tebrikler Obama…

Başka bir makalemde görüşmek dileğiyle…

Saygılar, sevgiler…