Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Yönetici vaaaar, yönetici var!

Yönetici vaaaar, yönetici var!
 

“Bizim Yönetici değişmiş duydun mu yıldız? diye giriş yaptı arkadaşım. "Haaayır", bu haberi ben nasıl atlamışım diye güldüm. Şaka sandım aslında… Olur mu öyle şey?. Adam sözleşmeyi imzaladı… Lojmanı elden geçirdi, lojmanı elden geçirirken, evdeki tüm eşyayı yeniledi a’dan z’ye… Perdeler bile son moda yapıldı. Hani şu aşağı, yukarı çekilenlerden. “Hadi git beyaa sabah sabah kafa bulma benimle” dedim..."yok valla billa yahu sana ne yalan söylicem, hadi hayırlı olsun yenisi" dedi… Başım midem karıncalandı. Yahu tanıdığın bir anda yok olması ne feci birşey. Ezberimizden okuyorduk! Kolay mı? 10 yıldır Yönetici… Huyunu, suyunu… nerde kızacağını, kime ne diyeceğini anladık artık! Tavırlarını biliyoruz. Yöntemini ezberlemişiz. İşimizi ona göre oturtturmuşuz! Eyvah! yedik ayvayı...

Böyle düşüncelerle akşamı edemedik. Öğleden sonra geldi haber. Doğruydu… Üzülüyor insan.

2 gün sonra geldi yeni Yöneticimiz.

Henüz görmedim ama, her yönetici bir değil elbet. Ön yargıların havada uçuştuğu, çalışan arkadaşların “acaba nasıl biri?” sorularına vakıf kaldığımız, herkesin hemen hemen her tür görüşü ortaya attığı bir dönemdeyiz.

Fakat farkını hissettirdi. Bir kere Blog yazıyor bu benim için bir artı. Radyo Televizyon alanında doktora yapmış. Demek ki edebi yönü oldukça ağır basacak. Her ne kadar teknik alanda tahsil görmüş olsa da ve teknik alanda çalışıyor olsa da…

Asıl farklılığını hissettiğim olay ise, mail atması.

Yıllardır işim gereği mail ortamında çalışırım. Yöneticilere istatistikler, raporlar, bilgiler gönderirim; Geri dönüşü olmayan mailler. "Okundu bilgisi isterim ki", eline geçtiğini teyit edeyim. Öyle ya “elime geçmedi” diye bir mazeret sürmesin önüme, yakmasın başımı diye…

Yeni yöneticimize de bir mail gönderdim geldiğinin ikinci günü, ayıp olmasın diye de okundu bilgisi istemedim açıkçası. Sabah işe geldiğimde, ilk işim posta kutularına bakarım. Baktım bir mail; Yöneticim "teşekkür" ediyordu. Bir an şaşırdım. Hoş bir olaydı, ilk defa bir geri beslem aldım. Her ne kadar yeni yöneticimiz açısından belki “Halkla İlişkiler Prosedürü” olsa da yada böyle bir yol izliyor olsa da beni ilgilendirmiyor. Nihayetinde burada bir geri beslem var ve oldukça da pozitif bir beslem. Sanki ufacık bir çocuğa elma şekeri verirsinde sevinir ya, işte öyle...

Bu iyiye işaret! Kızılderililer gibi dumanlardan analiz yapmak gibi bir huyum yok tabiî ki de, nihayetinde izleri takip etmek ve izlerden bir şeyler çıkarmak kaçınılmaz bir dürtü ben de.

İnsan Kaynakları açısından bakıldığında; “Bir insan değişir, tüm ülke değişir” sözünün gerçek payı olacaktır. Yaklaşım ve samimiyet ne kadar ise, çalışanlarında yöneticisine ve işlerine karşı bakışı pozitif olur diye düşünüyorum. Hem bu kadar yıldır, böyle bir olayla karşılaşmamışız, “gel, yaz, çiz, götür, getir, bu ne?, bu ne biçim iş?, bu olmamış, ne var? ” vb. sözlere aşina çalışanların, “günaydın” veya “iyi akşamlar” gibi toplulukta bir araya gelmiş çalışanların söyleyeceği en basit ve nazik temennilerin bile havada aranıyor olmasından kaynaklanan yitiklik, içe dönüklük yerine az da olsa, nezaket çerçevesinde alçakgönüllülük ve pozitif bir yaklaşımla, kendilerinin bile değiştiğine şahit olacaktır.

Umarım ki öyle olacaktır. Dumanın izleri öyle diyor.

“Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu” gibi sözlerin de her zaman yeri vardır, bu yaşamda… İsteriz ki biz çalışanların; Karaman Koyunu ile değil de, ekip çalışmasına önem veren, saygın, disiplinli, dinleyici ve uygulayıcı bir Yönetici ile çalışmaktan yanadır gönlümüz.

Ha bir isteğim olacak bu sayfayı hiç okumayacak olan yöneticimizden; Yaz gelmeden “klima” Yoksa yine ter kokan adamla çalışmaya devam edeceğiz…

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..