- Kategori
- Siyaset
Yorumu size bırakıyorum ben sadece sormak istiyorum

Bir tarafta çözüm süreci süresince bulduğu rahatlığı bölge halkı üstünde baskı oluşturmak için harcayan terör örgütü. Bir tarafta seçimde istediğini alamayınca bir anda hırçınlaşan, operasyonlara girişen geçici hükümet.
Bir tarafta yıllarca kendi halkına zulmeden, kendi halkını öldürmekten çekinmeyen kalleş pusularla askerleri öldüren bir terör örgütü. Diğer tarafta köy yakan bölge halkını mecburi göçlere zorlayan bir devlet anlayışı.
Ve tam 30 yılı aşkın bir süredir bitirilemeyen bir çatışma. Terör. Karanlık cinayetler. Şehitler, gaziler gözü yaşlı analar, eşler.
Peki ben şimdi sormak istiyorum. Kürt sorunu denilen bu mesele askeri tedbirlrle çözülemiyorsa ancak dialogla karşılıklı görüşmeyle demokrasi içinde çözülebilir ise neden o süreç bitirildi? Yok bu mesele operasyonlarla sortilerle vurmakla kırmakla bitirilecek bir konuysa neden çözüm sürecine girişildi?
Terörün, şiddetin hiç bir mazereti olamaz. Hiç bir haklı nedeni de olamaz. Bu nedenle ben PKK gibi örgütleri asla onaylamıyorum. Ancak PKK gibi örgütlerle mücadele edeceğim diye demokrasiyi, insan haklarını rafa kaldıran anlayışları da onaylamıyorum.
Türkiye bir barış ortamına girmemiş miydi? Artık bu süreçten dönüş yok denmiyor muydu? Kürt sorununu çözmeyi amaç edinme iddiasındaki siyasi parti HDP ile meclisin kapıları da ardına kadar bu insanlara açılmış olmadı mı? Türkiye'nin her yerinden insanlar bu partiye barış için destek olmadı mı?
Peki bir sorum HDP'ye. "Kardeşim sen niye bunca oyu aldıktan sonra PKK'ya dönüp de bundan sonra siyaset konuşacak. Terörü tasvip etmiyoruz. Silahını bırakacaksın. Bu halkı artık ben temsil ediyorum" diyemedin. Hem barıştan yana olacaksın hem de bir terör örgütünün gölgesinden konuşacaksın.
Bir sorum da hükümete. "Ne oldu da bu çözüm sürecinden bu kadar kolay vazgeçtiniz? PKK süreçte devleti suistimal ettiyse ki ettiği biliniyordu. Niye zamanında buna müdahale etmediniz? Güneydoğu'daki son seçimde terör örgütünün insafına bırakılan insanlar tehdit altında HDP'ye oy verince mi aklınız başınıza geldi? Orada terör örgütü mensupları yol kesip kimlik kontrolü yaparken aklınız nerdeydi?"
Hazır bu konuda yazarken iğrendiğim şeyleri de ifade edeyim. Ülkemizin bir yanı kan ağlarken. Askerimiz şehit edilirken, polisimiz kamu görevlimiz öldürülürken. PKK teröristleri tarafından kandırılıp dağa çıkarılan kaçırılan gençler de heba olup giderken bu savaştan kandan kimler menfaat sağlıyorsa hepsine yazıklar olsun.
Bu savaş yaşanırken ocaklara ateş düşerken medyada savaşın magazinini yapanlara yazıklar olsun. Bu savaştan siyasi menfaat bekleyip de sevinenler varsa onlara da yazıklar olsun.
2015 yılında ben artık ülkemde çatışma, savaş, kan istemiyorum. Demokrasi istiyorum. Sadece sivil demokrasinin hakim olduğu TBMM'nin egemen olduğu bir ülke istiyorum. Sorunların savaşla değil barışla siyasetle çözülmesini istiyorum. Artık siyaset yapıyorum diyen kim varsa hepsinin ortak noktasının paydasının demokrasi olmasını istiyorum.
Demokrasinin olduğu yerde faşizm olmaz. Demokrasinin olduğu yerde terör yaşayamaz. O dağdaki hainlerin silahını elinden alabilecek en büyük güç bizim barışa ve demokrasiye olan bağlılığımızdır. Biz demokrat olmayı, barıştan yana olmayı bilir ve bütün bir ülke demokrasinin insan haklarının etrafında kenetlenebilirsek bu ülkede terör barınamaz.
Şu güzel ülkemin birlik beraberlik içinde kardeşçe özgürce yaşaması dileğiyle.