Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '17

 
Kategori
Deneme
 

Yükselen meslek Çobanlık

M. Ferit Kotan

Gazetelerde, teknolojik gelişmeler karşısında bazı mesleklerin (OUT), bazı mesleklerin (İN) diye haberler yapıldığını okuyoruz. 2017 yılında Çobanlık mesleğinin (İN) lerin başımda gelmesi gerekliliğine inanmaya başladım.

Çobanlık ticari devrime kadar, devletlerin, boyların, krallıkların en önemli uğraş alanıydı.  12.ve 13cü asırlarda Türk Boylarının geçim kaynağı hayvancılıktır. Çobanlık Türk siyasetine de damga vurmuştur. Anadolud'a kasaba ve köylerde büyüyen her çocuğun en önemli görevlerinden biri, evdeki üç beş hayvanı otlatmaya götürmeleridir. Siyasetçilerin çoğu, çobanlık yapmakla öğünürler. Halkın içinden geldiklerini ortaya koymaya çalışırlar. Simit sattıklarını, işportacılık yaptıklarını anlatanlar da vardır. Birbirlerini eleştirirler “ Üç beş hayvanı bile güdemezler” diye.

Ortaokulu bitirene kadar hayvan otlatmaya koşarak giderdim. Karton kutuları keserek yaptığımız oyun kağıtlarıyla atmış bir denilen oyun oynardık arkadaşlarla. Annemizden, babamızdan korktuğumuz için evde, bahçede oynayamazdık. Hayvanları otlatmaya götürmek bizler için kurtuluş yolu olurdu.  Bazen yöresel oyun olan Ölü diriltmece, Mırzik gibi oyunları da oynardık.

Türk Boylarının çoğu göçerdir. Sürülerini otlatarak bir coğrafyadan başka coğrafyaya giderlerdi. Çobanların en önemli görevi, sürülerini yabancı hayvanların saldırısından korumalarıdır. Yardımcıları vardır, en az üç veya dört kurt köpeği. Onlar eğitimlidir, sürüleri nasıl koruyacaklarını bilirler. Hayvanlar otlarken sürülerin etrafında dolanırlar, sürüden ayrılanların önünü keserler. Çobanlığın yasal kurallarını uygularlar çobanla birlikte. Çobanın çalacağı bir ıslıkla harekete geçerler, çobanın işareti yönünde sürülerin hareket etmesini sağlarlar. “Sürüden ayrılanı kurt kapar “ sözü bu nedenle söylenmiştir. Çobanlığın temel yasası olarak kabul edebiliriz bu sözü.

Çobanlık mesleğinin etkin uygulanmasında “GÜTME” ve” GÜDÜLME” kavramları önemlidir. İlk çağlarda bu kavramlardan hareket ederek devletler ve diğer topluluklar yönetim sistemlerini oluşturmuşlardır. Akıllı, cesur, gözü kara gördükleri kişinin emirlerine biat etmeyi  temel ilke edinmişlerdir. Tarihte Krallar, Padişahlar ve diğer yöneticiler, bu süreçler içinde gelişmişlerdir.

Sanayi devrimi ile ortaya çıkan bilgi patlaması, sosyal yaşam biçimlerinde büyük gelişmelere neden olmasına karşın, yönetim sistemlerinde pek farklılaşma olmamıştır. Yönetim kavramıyla ilgili çeşitli görüşler tartışılmaya başlanıldığı halde uygulamada gütme ve güdülme kavramlarının üzerine çıkılamadığı görülür. Yaratıcı yeteneklerden yararlanabilmek için ekip ve gurup çalışmalarının önemi üzerinde durulmuş, tartışılmış, uygulamada ise çoğu kez göz ardı edilmiştir. Yönetime katılım gibi kavramlar tartışılmış ama işlerlik kazandırılamamıştır. Kurumsallaşamamış özel sektör ile kamu sektöründeki yönetim anlayışları, siyasi iktidarların bakış açılarına göre şekillenmiştir.

Bazı örgütlenmelerin yaşama geçmesi ile oluşan yönetimdeki demokratik değerler umut olmaya başlamışken, bilim ve teknolojinin ortaya çıkardığı gerçekler göz ardı edilerek, başka sorunlar tartışılmaya başlanılmıştır. Son yıllardaki akıl tutulması aldı başını gidiyor. İnsanların yetenekleri değil, inançları ve ırkları tartışmaların odak noktasını oluşturmaktadır. Milliyet Blog da “Dünya Rüyalarla Yönetiliyor” başlıklı yazımda bunları açıklamıştım.

 ABD de Trump’un başkan seçilmesi, Rönesans’ı gerçekleştiren batının bağrındaki devletlerde inanç sistemleri ile yoğrulan etnik yaklaşımların yükselen değer olması, toplumlarda güdülme, liderlerinde de gütme iştahının kabardığını, doruk noktalara doğru tırmandığını görüyoruz. Bilimdeki gelişmeleri düşündükçe, hayıflanıyorum insanlık bu bilgilerden hiç mi nasibini almadı diye.

Klasik yönetime yöneltilen “Ben yaptım oldu.” eleştirisi, son beş altı ay içinde yöneticilerin vazgeçemediği altın kurala dönüşmüştür. Çeşitli yasal düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır. Bu yaklaşımlar gütme ve güdülme sözcüklerine yüklenen anlamı kuvvetlendirdiği için, çağın yönetim anlayışının çobanlık mesleğini yücelttiğini söyleyebiliriz. Çağdaş Demokratik yönetim anlayışı (OUT) Çobanlık anlayışı (İN) oldu diyebiliriz.

Doğu ülkelerdeki durumu tartışmanın anlamı bile yoktur.21. yüz yılda, Bilgi çağında yozlaşan bir dünya.

        

            

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..