- Kategori
- Siyaset
Yurtta "sulh", cihanda "sulh"

Ortadoğu’da barış size ne kadar gerçekçi geliyor? Veya geliyor mu?
Filistin ve İsrailli Liderlerin Eylül ayında bir araya gelecekleri mevzuunun şu anda gündeme taşınması bir takım çevreleri umutlandırsa da bana hiç mi hiç inandırıcı gelmemekte. Ortadoğu Petrollerine üşüşen akbabalar misali büyük ülkelerin fırsatçı zihniyeti olduğu müddetçe bu savaş ve istikrarsızlık devam edecek. Silahtan “geçimini sağlayanlar” silahlarını satacak. İlaç sanayi sahipleri bir “melek” misali yaralı insanların dertlerine “deva” olacak, büyük müteahhitler ülkede yıkılan enkazların yerine yeniden büyük inşaatlar ve tabii ki hastaneler kuracaklardır. Yani bu devran ”Böyle gelmiş böyle gider” anlayışıyla, kanlı çarkta bu sayede kanını akıta akıta devam edecektir. Ortadoğu’nun kaderi bu. Bu coğrafyada var olan kaynaklar maalesef, malum coğrafyanın insanlarına kan, yıkım, göz yaşı olarak dönüyor. En büyük şansları, şanssızlıkları olan Ortadoğu insanının da elinde ki ekmeğine göz diken ve aç gözlülükle saldıran akbabalara maalesef yenik düşmesi de çaresizliğin ve bu çaresizliğe karşı olan dünyada var olan boş vermişliliğin bir başka acı tezahürü. Yer altından fışkıran petrol yeryüzüne çıktığında kırmızıya bürünmekte. Yeraltından ki petrol gibi bu coğrafyanın kaderi de anlaşılan kara yazılmış ve işlemiş nakış nakış insanlarının yüzüne.
Ortadoğu savaşsız, bazıları da kansız yapamayacak anlaşılan. İçtiği “kırmızı” şarabın içine karışan o ölen masum insanların kanı gibi? Bu arada yazıyı yazarken hiç üşenmedim araştırdım, en pahalı ve lüks şarabı. “Clos des Papes” mış ismi. Unutmak mümkün mü? Ağlayan çocukların boncuk boncuk akarak, gözlerinden aşağıya süzülen gözyaşları unutturur mu sizce? Varsın birileri unutsun, varsın havyarlarını lüks şarapları ile birlikte “afiyetle” yesinler. Unutmayanlar unutmayacak ve elbette ki unutturmayacaklardır.
Filistin ve İsrailli Liderlerin Eylül ayında bir araya gelecekleri mevzuunun şu anda gündeme taşınması bir takım çevreleri umutlandırsa da bana hiç mi hiç inandırıcı gelmemekte. Ortadoğu Petrollerine üşüşen akbabalar misali büyük ülkelerin fırsatçı zihniyeti olduğu müddetçe bu savaş ve istikrarsızlık devam edecek. Silahtan “geçimini sağlayanlar” silahlarını satacak. İlaç sanayi sahipleri bir “melek” misali yaralı insanların dertlerine “deva” olacak, büyük müteahhitler ülkede yıkılan enkazların yerine yeniden büyük inşaatlar ve tabii ki hastaneler kuracaklardır. Yani bu devran ”Böyle gelmiş böyle gider” anlayışıyla, kanlı çarkta bu sayede kanını akıta akıta devam edecektir. Ortadoğu’nun kaderi bu. Bu coğrafyada var olan kaynaklar maalesef, malum coğrafyanın insanlarına kan, yıkım, göz yaşı olarak dönüyor. En büyük şansları, şanssızlıkları olan Ortadoğu insanının da elinde ki ekmeğine göz diken ve aç gözlülükle saldıran akbabalara maalesef yenik düşmesi de çaresizliğin ve bu çaresizliğe karşı olan dünyada var olan boş vermişliliğin bir başka acı tezahürü. Yer altından fışkıran petrol yeryüzüne çıktığında kırmızıya bürünmekte. Yeraltından ki petrol gibi bu coğrafyanın kaderi de anlaşılan kara yazılmış ve işlemiş nakış nakış insanlarının yüzüne.
Ortadoğu savaşsız, bazıları da kansız yapamayacak anlaşılan. İçtiği “kırmızı” şarabın içine karışan o ölen masum insanların kanı gibi? Bu arada yazıyı yazarken hiç üşenmedim araştırdım, en pahalı ve lüks şarabı. “Clos des Papes” mış ismi. Unutmak mümkün mü? Ağlayan çocukların boncuk boncuk akarak, gözlerinden aşağıya süzülen gözyaşları unutturur mu sizce? Varsın birileri unutsun, varsın havyarlarını lüks şarapları ile birlikte “afiyetle” yesinler. Unutmayanlar unutmayacak ve elbette ki unutturmayacaklardır.