- Kategori
- Deneme
Yutkunulmamış yalanların alesta perisiydi o başka kolların terinde

_________________________________________________________________________________________________________
Es geçilmiş gerçeklerin fütûrsuz istilasında düştüğü girdabın makûs karanlığına sarıldı ruhu yârdan ırak. İsyan edilesi bakışların duygu yoksunu yaşlara karıştığı bir çileyi çekmekse de kaderi, aşkpâre sessizliğinde dinledi çığlıklarını gecenin. Elem sinmiş pervazın cân karışı ötesinden gülümsüyordu sanki pembe goncası manolyanın. Ne vakur sevdaydı çiy vakti, onca zarafetinde yaprakların.
Yılları gıcırdayan yaşlı kanepenin usulca iliştiği köşesinden kalkarken elleri dizlerinde, karşı koyamadı telaşına gönül yolcusu damlaların. Efkârla kucaklaştılar bir deli hüznün eşiğinde. Öyle zordu ki üzerine basmadan yürümek anıların. Kapadı gözlerini içre. En güzel elleri, en seven gözleri öptü delicesine. Biliyordu oysa, yutkunulmamış yalanların alesta perisiydi o başka kolların terinde.
Ne kırlaşamamış şakakların vazgeçişine direnebildi ne de kül grisi umutsuzluğun hevesli serilişine. Hiç bitmeyen bir mevsimin aşina renginde solumaktansa ikinci el hayatı; hiç atmamış bir yürek, görmemiş bir göz olmayı diledi Râbb’den. Vazgeçilemeyen tutkuların yapayalnız mısralarında kalan eski bir resimdi o.