Yüzde 47'yi itmek değil, % 100'ü kucaklamak

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ertuğrul Özkök, dünkü “Sessiz Dilekçe” başlıklı yazısında, Abdullah Gül’ün, fazlasıyla hakettiği cumhurbaşkanlığı koltuğunu, kendi arzusu ile reddetmesini isterken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimin yapıldığı gün akşam geç saatlerde, sonuçların Ak Parti lehine kesinleştiğinin anlaşılması üzerine yaptığı konuşmayı referans göstererek şöyle bir ifade kullanıyordu:

…Ve Başbakanın, gücünün en dorukta olduğu gün, yüzde 47 oyun verdiği gücü elinin kenarı ile iterek verdiği samimi uzlaşma işareti…

“Sessiz Dilekçenin Sesi” başlığıyla yazdığım blogda bu koyla ilgili de ayrı bir blog yazmam gerektiğini söylemiştim. http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=56387 Çünkü sayın Özkök, kendi düşüncesini desteklemek adına, 23 Temmuz sabahının aydınlık yüzünden; MHP ile DTP arasındaki el sıkışmalarından; Meclise giren kadın milletvekillerinin zarif giyimlerinden bahsederek kulağa hoş gelen cafcaflı sözlerle yazıyı süslüyor ve ardından bu cümleyi getiriyordu: …Ve Başbakanın, gücünün en dorukta olduğu gün, yüzde 47 oyun verdiği gücü elinin kenarı ile iterek verdiği samimi uzlaşma işareti…

Bununla ne söylenmek istendiğini siz anlayabildiniz mi?

Başbakan yüzde 47 oyun verdiği hangi gücü elinin kenarı ile itmişti ki?

Yüzde 47 oy ona “samimi uzlaşmadan yana olma” mı demişti?

Yüzde 47 oy ona “sana oy vermeyenlere başbakanlık yapma, onları vatandaş olarak kucaklama” mı demişti?

Yüzde 47 oy ona “demokrat bir lider gibi değil, bir diktatör gibi davran” mı demişti?

Sayın Özkök, Recep Tayyip Erdoğan’ı, sadece kendi seçmenine değer veren, geri kalan seçmenin % 80’ini cahil olarak niteleyen liderlerle karıştırıyor galiba.

Tayyip Erdoğan eğer 2002 seçimlerinde o liderler gibi düşünseydi, o zaman kendisine oy vermeyen seçmenlerin oyunu şimdi alamazdı.

Tayyip Erdoğan eğer o liderler gibi düşünüp kendisine oy vermeyenlere hizmet götürmeseydi, oylarını bu kadar artıramazdı.

Başbakan’a iltifat ediyormuş görüntüsüyle, onu yanlış değerlendirmeye, birilerinin gözünde farklı göstermeye çalışmayınız lütfen sayın Özkök. Başbakan samimi olmasının ve uzlaşmacı olmasının karşılığında millete kendini sevdirmiş, benimsetmiş ve bu kadar oyu alabilmiştir.

Ona oy verenler, aynı samimiyetin ve iyi niyetin sürdürülmesinden yanadırlar. Destekleri de zaten bunu göstermektedir. Dolayısyla Başbakanın seçimi açık farkla kazandığı akşam herkes tarafından takdirle karşılanan konuşmasında söyledikleri, yüzde 47’yi iterek değil, % 100’ü bir arada düşünerek söylenmiş sözlerdir.