Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

22 Nisan '08

 
Kategori
Haber
 

Yüzde ellimiz aptal mı?

Yüzde ellimiz aptal mı?
 

Bunlar kafama takılan şeyler.

Sadece cevap bekliyorum.

1-)Adana’daki hastahanede yanık olayında hastahane tekrar açılmayacak mı? Buna gerçekten inanmamızı mı bekliyorlar? Yoksa o gün veznede olup da inisiyatifi elinde tutamayan birisi bütün bu işin günahını çekecek mi? Eğer bu hastahane açılırsa sorumluluk alamayan kişileri çalıştıran bu zihniyet ne olacak?Onu nasıl kapatacağız. Bu zihniyet devam ettikçe daha ne skandallara imza atacağız.

Yani şunu diyorum bu işin günahını o gece görevini yapan, kendisine söylenenden fazlasını yapmayan birisi çekecek gibi sanki.

2-)Bugün Çapa Tıp Fakültesine gittim. Sağlık sorunlarım yüzünden. İşim bitip eve dönmek için durağa yürüyordum yavaş yavaş. Arkamda öğrenciler konuşuyorlar. Tıp öğrencileri. Nereden mi anladım? Eh aptal değilim diyeyim. Üniversiteli. Kollarında klasörler, kitaplar... Erkekler bir tarafta, kızlar bir tarafta. Acaba kaldırımları da haremlik, selamlık yaptılar da haberimiz mi yok. Erkekler kendi aralarında konuşuyorlar.

“Cemaat evlerinde kalanlar çok” dedi biri.Diğeri “dışarıda kalanlar da çok” dedi.Öteki de “Arkadaşlar dışarıda kalanlar değil alınmayanlar onlar” dedi. Cemaat evlerinde kalanlar çok diyen “klinik başlayacakmış 4 sınıfta” diye lafa yeniden girdi. Demiştim aptal değilim diye tıp konusunda. Yine aynı kişi, arkadaşına omuz atarak “seni de herkes cemaatte karizma diye biliyor ya gülmek geliyor içimden” dedi. İnsanları dinlemeyi genel olarak sevmem. Bazen öyle bir anlarda duyarsın ki onları, senin kulağını tıkaman söz konusu olamaz. Biraz sonra üçlü grup önüme düştü. Şoktayım. Kendi kafamın içindeki önyargıya mı kızayım? 36 yaşına gelip de aslında bir arpa boyu kadar büyümediğimize mi?

Ne görmeyi bekliyordum bilmiyorum, gençler gayet modern giyimli, efendi. Şimdi diyecekler giyimin konuşmayla ne ilgili var. Çok. Bilen bilir. Başkaca bir şey söylemeye dilim varmıyor. Biraz şaşırdım da üstelik. Sanırım bunun adı çaresizlik. Birileri bizim geleceğimize bizi yönetenlerden daha çok sahip çıkıyor.

3-)Bir kadın niye aşktan anlamaz.Aşık olduğu zaman yatabileceğini bilemez. Vucudunun bu doğasını inkar eder. Bilinen bir şeyi inkar etmek, hiç saymak o gerçeği değiştirir mi? Niye namus diye tutturur? Niye erdemlidir ki bakire olmak?Ya da her şeyi bilmek niye kötüdür? Kendi vucudunu tanımayan, cinselliğini bilmeyen bir kadın, çocuğuna kendi vucudunu nasıl tanıtacak. Git kendini tanı nasıl diyecek ki. Diyemeyecek. Çocuk ne yapmak istese günah olacak, adet olacak, anane olacak, ayıp olacak, yukarıda Allah görüyor olacak. Ama kişi bir tek kendini bilemiyor olacak. Aynaya baktığında bunların hepsini görecek ama bir kendini göremeyecek. Nasıl bir duygu bu.Bu sorumluluk nasıl alınır.

4-)Minibüs ile eve dönüyorum. Arkada dörtlü koltukdayım. İki erkek ve ben. Ayakta duran erkek yolcu bana baktı ve oturmadı. Bu ne böyle ya.Bizi erkeklerin üstüne atlayan bir zihniyet durumuna mı getiriyorlar. Namusu daha çok kapanmakta gören bu zihniyet ile benim geleceğim ne yapacak.

5-)Seçim dönemi arkadaşlarım ile konuşuyordum. Neden bu kadar korkuyorsun? demişlerdi. Verdiğim yanıt karşısında kimse bir şey diyemedi. Hayır ben korkmuyorum. Sadece niçin bu iktidara oy vermediğini bilmeyen bu halk beni korkutuyor. Çünkü gelen bütün siyasi dönemler gibi bunlar da cebini doldurup gidecek ama geride bu iktidara oy veren halkı –stadyum maç seyretmek için gidip, kavga çıkınca niçin kavga çıktığını bilmeden kavgada taraf olan, olayların büyümesine sebep olan bir topluluk psikolojisi vardır ve diğerleri niçin kavga ettiğini bilmez - öyle görüyorum. Bunlar beni korkutuyor. Ne için kavga ettiğini bilmeyen bir topluluk. Sadece gidiyorlar. Dümenin peşinde giden sürü durumu. Acaba AZİZ NESİN Türklerin yüzde ellisi aptal derken doğru mu söylüyor.Kesin diye düşünüyorum.

Sevgilerimle.

YASEMİN YENİL.

 
Toplam blog
: 96
: 369
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Size hikayeler anlatmamı beklemeyin, halen büyümek istemeyen birisiyim. Daha çocuk, daha yaramaz ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara