Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Şubat '09

 
Kategori
Felsefe
 

Yüzlekçi...

Yüzlekçi...
 

-Aman, geçenlerde kilo almışsın dedin ama bak sen de almışsın.

Yukarıdaki sözler bir filmden alınma değil. Bunu yakın bir arkadaşım söyledi ve düşündüğümü gördüm bu sözler üzerine. Aslında çokta düşünmeye gerek yoktu. Annemin daha ilk gençlik ve çocukluk dönemlerimde öğrettiği felsefi duruşun adıydı.“yüzlekçilik yapmamak.” diğer adıyla nasıl anlatır bilemiyorum.

İnsanın eşine dostunu, severek, saygı duyarak uyarması, samimiyetine güvenerek bir şeyler anlatması, gibi basit ve insanca duyguların diğer insanda bir gün “aldığını satma” eylemine dönüşmesi olarakta adlandırılabilir.

Kişilerin hatalarını yüzüne vurmak, sakatlığını, aciziyetliğini, eksikliğini ulu orta dile getirmek vb. şeklinde daha çok şeyle anlatılabilir. Benimse ifade edeceğim tek şey UTANDIRMAK!

Bir söz söylediğinizde, karşıt durum belirttiğinizde, beğendiğiniz bir vukuat oluştuğunda, ya da oluşmadığında tamamen kendi fikirlerinizi belirttiğinizi sanır; gün gelir o kişinin sizin söylediğiniz, yaptığınız, gerçekleştirdiğiniz ya da düşündüğünüz bir şeyin arkadaşınızda unutulmadığını o gün size hatırlatıldığında, içindeki zehri akıtma eyleminde olduğunu görürsünüz.

Annemin etkisinde çok kalmışım. Küçükken böyle bir durumla karşılaşıp, ben ne zaman karşı atağa geçsem; annemin “Allah yüzlekçiye rahmet buyurmamış kızım” sözüyle karşılaşır, “ama anne o öyle demişti/yapmıştı/ şeklinde hemen karşı çıkardım. Annem de “boşver herkes kendi söylediğiyle utansın” diye teselli ederdi. Dedikodu yapanların en çok düştüğü hatalardan biridir bu yüzlekçilik.

Zamanla bunun beynime nasıl yerleştiğini, daha bir görür oldum. İncitmenin ne kadar aşağılayıcı ve en basit yol olduğunu, insanları aşağılamanın, onurunu kırmanın kendimize hiçbir şey katmayacağını hissetmemde ki en önemli faktör sanırım bu yaşadıklarımdır.

Geri cevap bile vermiyorum artık. Benim susmamdaki sebebin, karşımdakine verilecek cevabım olmadığından, kendimin hatalı olduğu varsayımlarına gitse de, karşımdakinin doğru söylediğinden kaynaklandığını sanılsa da , gerçeğin altında yatanın annemin taaa çocukken söylediği bu sözün olduğunu kim bilebilir ki…

Ve, daha bir üzülürüm bu yola başvuranlara, daha bir acırım. Ki, içten içe çok ama çok teşekkür ederim annecim sana…

Bunu bana öğretmemiş, defalar kez yolumdan çevirmeseydi bu gün o insanlardan biri de bugün ben olurdum.

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara