Zamansızdı...

Zamansızdı...

Zamansızdı sana dokunuşum ve seni arzulamam da

aşka hazır değildi
henüz aşka gelmemişti bedenin asi dicle
ki tarlasına dalayım
şehvetinden serhoşu olduğum üzümünün

hey yalan dünya neyi verdin ki zamanında
sökülesi ciğerlerin koksun
yenmez olsun

senin asaletin mi yetmedi
bu aşka bilmem ki

zamansızdı sana dokunuşum
asi dicle zamansız

zamansızdı bakışım göremedim gözlerinin içini
benden utandığından değildi elbet

eğer yüzersem gözlerinde
boğulacağımdandı

boğuşmadım dalgalarınla
bedenine dokunamadığımdan

yırtamadım gökyüzünün bulutlarını
erişemedim mavi göklerine dünyanın
ki gölge yapmasın sana asi diclem

zamansızdı doğuşun
seninle sevişemedik biz kıyılarında hayatın

şimdi al yüreğimi de
kuru akar belki ama
senin kadar asidir
hayattır

sevdası senin asırlar buyu akışına benzer
aktıkça asileşir

şimdi duraklanacağı bir liman bulur mu?
yoksa hep zamansız mı akacak hayata…

fahrettin ÖZCANAN