Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Zeka mı önemli, eğitim mi?

Zeka mı önemli, eğitim mi?
 

Genelde ünlü kişilere şu şekilde bir soru yöneltilir: Sizce eğitim mi önemlidir zekâ mı? Ya da bilimsel tartışmalarda da bazen şu tartışılır: Bir insanın başarılı olmasında doğuştan getirdikleri özellikleri mi önemlidir yoksa çevresel faktörler mi etkilidir?

Cevap veren kişiler de hep benzer şeyler söylerler:
“İkisi de önemlidir ama eğitim özellikle çok önemlidir” , “ Kişinin de kendini geliştirmesi çok önemlidir ve öğrenmenin sınırı yoktur”, “ Kişi ne kadar azimli ise o kadar başarılıdır”.

Bu basmakalıp soru ve basmakalıp cevap beni oldukça rahatsız ettiği için ve daha iyi bir cevabı hak ettiğimizi düşündüğümden bu soruyu başka bir şekilde sorup kesinlikle farklı bir cevap vereceğim.

Başarılı bir insanın gelişiminde -özellikle başarılı bir yönetici, lider veya başarılı bir bilim adamı olmasında- eğitim mi daha önemlidir yoksa kişinin kişisel yetenekleri (zekâ, liderlik yeteneği vb) mi?

Her şeyden önce şunu söylemek gerekir. İnsanlar –ve hatta tüm canlılar- dünya üzerinde sürekli bir yarışma halindedirler. Bu yarışmada başarılı olanlar farklı şekillerde hayatta kalarak veya ünlü ve başarılı olarak diğer yarışanların önüne geçerler. Bizim de ünlü ve başarılı olarak nitelendirdiğimiz kişiler bir şekilde yarıştıkları kişilerin önüne geçerek bir nevi yarışmayı kazanmışlardır.

Başarılı birinin toplumda sivrilmesi için birtakım ön şartlar vardır, birtakım da yan şartlar vardır. Bu ön şartlara uymayan kişiler otomatik olarak elenirler ve rekabet edemezler kalanlar ise yeteneklerinin, alabildikleri eğitimin ve şansın niteliğine göre rekabetçi olabilirler, bunların bir kısmı da toplumda sivrilerek başarılı olur.
Konuyu biraz daha basitleştirebilmek için bir örnek üzerinden gideceğim.

Amacımız ünlü bir opera sanatçısı olmak olsun. Ünlü bir opera sanatçısı olabilmek için her şeyden önce müzik yeteneği gerekir. Müzik yeteneği olmadan herhangi birinin istenen notaları algılaması ve bunları söylemesi mümkün değildir. Dolayısıyla yarışma sadece müzik yeteneği olan kişiler arasında geçecektir. Araya sokacağımız yeteneksiz bir kişi kendini umutsuz ve gülünç duruma düşürmekten başka bir işe yaramaz. Gelelim müzik yeteneği olanlara... Bu kişilerin seslerinin de operacıda aranan özelliklere sahip olması gerekir. Dolayısıyla müzik yeteneği olup da ses konusunda yetersiz kişileri de eleyebiliriz. Kalan adayların müzik yeteneği olduğu için her biri opera sanatçısı olma potansiyeline sahiptir ancak her birinin uzun yıllar boyunca opera eğitimi alma ve pratik yapma ihtiyacı vardır. Seslerini buna göre geliştirirler ve sonucunda da operacı olabilirler. Dolayısıyla operacı olabilecek olanların bu zahmetli eğitimden geçmeleri gerekir. Şu an dünya üzerinde opera sanatçısı olan insanlar bu eğitimi başarı ile bitirebilmiş olanlardır.

Dünya üzerinde sanırım on binlerce opera sanatçısı vardır. Baktığımız zaman en tanınmışı geçtiğimiz aylarda ölen İtalyan tenor Pavarotti’dir. Pavorotti’nin bu kadar ünlü olmasının nedeni de yeteneği, çalışkanlığı ve tabii ki şansıdır. Eminim on binlerce opera sanatçısını incelediğimiz zaman Pavarotti’den daha yetenekli ve eğitimli onlarca aday bulabiliriz. Yani şans faktörü de kişinin yeteneği ve eğitimi gibi önemli bir etkendir.

Gelelim zekâ ve eğitimin karşılaştırılması konusuna. İstesek de istemesek de zekâ da müzik yeteneği gibi bir yetenektir. Veya benzer bakışla son zamanlarda bilimsel çalışmalarda müzik yeteneği resim yeteneği gibi özelliklerimiz de IQ ile birlikte zeka sınıfına konulmaktadır.

Tıpkı opera sanatçısı olmak için müzik yeteneği ve ses tonunun önemli olması gibi, toplum tarafından takdir gören bir insan olmak için de akıllı olmak gerekmektedir. Eğer akıllı değilseniz istediğiniz kadar eğitim alın böyle birisi olma şansınız yoktur. Bunun dışındaki başarılı ve ünlü olma sıralaması da tıpkı opera sanatçısı olmadaki gibi işler.

Eğer akıllı iseniz başarılı bir insan olabilirsiniz. Ancak bunun için çok çalışmanız ve gerekli eğitimleri almanız da gerekmektedir. Çünkü sizin gibi pek çok akıllı insan başarılı olabilmek için sizi çalışarak ve daha iyi eğitilerek geçmeye çalışacaktır. Burada eğitimin rolü ortaya çıkar.

Ancak ve ne yazık ki bu da yeterli değildir aynı zamanda şans dediğimiz çevresel faktörlerin amaca uygun olarak bir araya gelmesi de gerekir. Pavarotti örneğinden yola çıkarsak ünlü tenor acaba İtalya’da değil de Afganistan'da dünyaya gelseydi bu kadar ünlü olabilir miydi?

Özet olarak insanın başarılı ve ünlü olması için önce ilk elemeden geçebilmesi şartı aranır. Bu şart zeki–veya akıllı, yetenekli- olmaktır. Bundan sonra katıldığımız akıllılar liginde rakiplerimizin önüne geçmemiz eğitimimiz ve şansın yardımıyla olur.

Birtakım ebeveynler -özellikle başarılı - çocuklarının da kendileri gibi başarılı olabilmeleri için çırpınıp dururlar, onlara büyük yatırımlar yaparlar-eğitim konusunda özellikle-. Ancak çocukları gerekli yeteneklere sahip değillerse asla beklentileri karşılayamazlar.

Burada en zor durumlardan biri de kişiye yeteneksiz olduğunun söylenmesidir. “Senin müzik yeteneğin yok” ya da “yeterince zeki değilsin” diyemeyiz. Çocukluğumuzdan beri yaşadığımız örnekler insanların bu tür sözleri duyduklarında çok rahatsız olduklarını çok üzüldüklerini veya tam tersi sert tepkiler verdiklerini göstermiştir. Dolayısıyla yetişkinlerin dünyasında bu tür şeyler sözlerle direk olarak söylenmez imalarla anlatılmaya çalışılır. Ama ne yaparsanız yapın insan beyni yeteneksiz olduğunu genelde kabullenmek istemez. Hemen her durumda bu konuda bir bahane bulur. Hemen hepimiz kendimizi diğer insanlardan daha akıllı görürüz ve eleştirilmekten hoşlanmayız.

Özellikle bazı kanıksanmış terimler de bizi yanlış yönlendirir. “Çocuğunuzu üniversiteye kadar okutun diploması olsun” veya “eğitimle her şey çözülür”, ”azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz” gibi inanışlar ailelerin gereksiz kaynak kullanımına ve çocukların hayatları boyunca yapamayacakları işlerin peşinden koşup başarısız ve mutsuz olmalarına neden olacak yaklaşımları oluşturur.

Herkes her şeyi yapabilir kanısı yanlıştır. Herkes her şeyi yapamaz; hepimizin iyi yaptığı veya yapamadığı şeyler vardır ve burada önemli olan her insanın kendi yeteneklerinin ve zekâsının farkında olup görece en uygun dalı seçerek yaşamasıdır. Bunlardan bir kısmı elbette çok daha kalifiye ve yetenek gerektiren işler olacaktır ve bu kişiler mutlaka diğerlerine göre daha iyi şartlarda yaşayacaklardır ancak bunu kabullenmeyen insanlar da hiçbir zaman ulaşamayacakları bu yerlere göz dikerek sadece zaman ve enerji kaybedeceklerdir.

Zekâ mı önemli eğitim mi diye soran bir kişiye verebileceğimiz cevabı konuştuk ancak benim duymaktan hoşlandığım doğru soru “mutlu olmak için ne yapmalıdır” sorusudur. Bu sorunun cevabı ise elbette başarılı bir hayattan geçer, başarılı bir hayat ise ancak kişinin kendi yetenekleri doğrultusunda değerlendirilmiş olan hayattır.

 
Toplam blog
: 18
: 1354
Kayıt tarihi
: 17.04.08
 
 

1974 doğumluyum. Mühendislik eğitimi aldım ve özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. İlgi..