Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Yalancı başarı

Yalancı başarı
 

Parasını hisse senedine yatıran arkadaşımın sevincini tereddütle karşılıyorum. Acaba hisse senedi fiyatları çok ciddi olarak düşerse ne yapacak? Aynı tereddüdü ortaokulu terk edip babasının dükkânında çalışmaya başlayan komşumuzun oğlu Ali için de hissediyorum. Baba ve oğul bu durumdan gayet memnunlar. Şu an Ali okulunu bırakarak 10 sene öncesinden para kazanmaya başlıyor, babasına yardım ediyor ve 10 sene boyunca yapacağı eğitim masraflarından da kurtulmuş oluyor.Tereddüt etmemin nedeni arkadaşımın veya komşumuzun yanlış karar verdiğini düşündüğümden dolayı değil. Şu an baktığımız zaman ikisi de maddi açıdan diğer yolu tercih etmelerine göre daha iyi durumdalar.

Arkadaşım parasını faizden çekip geçen sene hisse senedine yatırım yapmıştı. Bu seneki borsanın artışıyla beraber kendi hisseleri de değer kazandı ve toplamda %30, banka faizine göre % 15 parası değer kazandı. Ancak hisse senetlerinin bu 1 sene içinde getirdiği getiri gelecek sene parasının önemli bir kısmını kaybetmesine yol açabilir. Şu an kazançlı olduğuna hiçbir şüphe yok ancak aynı şartlarda iki senelik dönemde hisse senedine yatırım kararı büyük bir hata olarak değerlendirilebilir.

Komşumuzun oğluna gelince… Beyaz eşya satıcısı olan babasının yanında çalışmaya başladı, işleri iyi giderse babası emekli olduktan sonra dükkânı devralabilir ve hayatını kazanmaya devam eder. Okulu 10 sene önce bıraktığı ve iş hayatına 10 sene önce atıldığı için gayet memnun. Kabaca bir mali analiz yapmak istersek; üniversite eğitimiyle karşılaştırdığımız zaman 10 sene boyunca para kazanacak ve 10 sene boyunca ailesinin eğitim için yatıracağı ilave giderden de kurtulmuş olacaklar. Fakat 20 sene ve 30 senelik dönemleri düşünürsek; 20 sene sonra üniversiteyi bitirebilmiş olan arkadaşları muhtemelen Ali’den daha fazla para kazanacaklar ve kaybettikleri 10 yılın zararını azar azar çıkarmaya başlayacaklar. 30 sene sonra ise; yani arkadaşları üniversiteyi bitirdikten 20 yıl sonra kazandıkları para 10 yıl boyunca kaybettikleri parayı geçip muhtemelen Ali’ye göre daha fazla para kazanmış olmalarını sağlayacak. Aslında bunlar olası senaryolar. Ali belki de büyük bir işadamı olacak veya arkadaşım da borsadan zengin olacak. Bunları önceden kestirmek çok güç…

Benim burada vurgulamak istediğim konu beklenen kazancın dönemsel değişimi. Herhangi bir başarıyı veya doğru davranışı başarılı kılabilmek için onu zaman platformunda yerine oturtup ona göre karar vermemiz gerekir.

Dünya üzerinde yapılan her faaliyetin kendine göre faydalı bir amacı vardır. Bu faaliyetlere bir öğrencinin sınıfını geçmesi de dâhildir; bir ülkenin dış politikası stratejisi de… Bu amaç için faaliyeti gerçekleştirenlerin de bir beklenti süresi vardır. Örneğin Ali’nin Okulu bırakmasını ele alalım. Bu faaliyetin faydasını görmeyi planlayan Ali’nin beklentisinin 5 seneyi geçmediğini farz edelim. Bahsettiğimiz bu her faaliyetin bir de sonucu vardır. Bu sonuç faaliyetin beklenen zamana geldiğinde amaca ulaşıp ulaşamamasıdır. Ali beş sene içinde okulu terk ettiğine memnun kalırsa kendisini muhtemelen pek akıllıca bir iş yapmış sayacaktır. Tıpkı bir sene içinde hisse senedinden para kazanmış ve ne kadar doğru bir yatırım yaptığını farz eden arkadaşım gibi.

Ancak ve maalesef yapılan faaliyetlerin sonucunu ölçmeyi sadece faaliyetin beklenen zamanını dikkate alarak yapamayız. Dünya üzerindeki her tür faaliyetin sonuçları zamana bağlı olarak bir değişim göstermektedir. Faaliyetimizin gerçekleştireceğini umduğumuz amacın beklendiği bir süre vardır ancak amacımızın bu sürede gerçekleşmesi faaliyetin başarılı olması için yeterli değildir. Faaliyetin daha uzun vadelerde de amacımıza olumlu katkıları olması gerekir. Biraz karışık mı oldu? Birkaç örnek vermeye çalışayım.

Bunun en bariz örneğini para piyasalarının dalgalanmasında görsek de hayatımızın her alanına uygulamak mümkündür. Düzenli olarak spor yapmak elimizde olmasına rağmen çoğumuz tembellik ederek spor yapmayız. Bunun sonucunda orta yaş ve üzerinde sağlık sorunlarımız baş gösterir. Analiz ettiğiniz zaman bugünkü rahatımız daha kazançlı olduğu için bilerek vücudumuza iyi bakmayız; uzun vadede de sağlık sorunlarımız ortaya çıkar. Ya sigara içmeye ne demeli? Zevk için içtiğimiz sigaranın tadı uzun yıllar sonra yarattığı sağlık sorunlarıyla burnumuzdan gelir. Karınca ile ağustos böceğinin hikâyesi de benzer bir konuyu anlatmaz mı?İş yaşamından daha kapsamlı bir örneğe geçelim.

Mehmet iyi bir firmada güzel bir pozisyonda çalışıyordu. Ancak çalıştığı sektör ülkemizde giderek geriliyordu. Firmada çalışanlar yavaş yavaş işten çıkarılmaya başlandı ve Mehmet de başarılı olduğu için boşalan yerlere geçip hızlıca terfi etme şansı yakaladı. Birtakım çalışma arkadaşları sektörün huzursuzluklarından dolayı otomotiv sektörüne düşük pozisyonlarda ve düşük ücretlerle geçtiler. Ancak Mehmet kariyer ve daha iyi maaş için sektörde kalmakta diretti ve Genel Müdür Yardımcılığına kadar yükseldi. Hayatıyla ilgili kararlarıyla gurur duyuyordu… Maalesef terfi oluşundan bir hafta sonra çalıştığı firmanın sahibi firmayı kapatma kararı aldı ve Mehmet tazminatı ödenerek işten ayrılmak zorunda kaldı. Bundan sonra iş aramak için başka sektörleri seçmek ve neredeyse sıfırdan başlamak zorunda. Yıllar önce bu işi yapan çalışma arkadaşları ise şimdi Mehmet’ten bir adım öndeler.Bu arada kazancı sadece maddi verilerle ölçmememiz gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bazen maddi kazanç manevi kazancın önüne geçebilir. Bu da dolu bir banka hesabına ve kaybolan mutsuz geçmiş yıllara neden olabilir. Bir fıkradan örnek vermek istiyorum. Ünlü bir milyoner yatıyla tatile çıkar. Tatil yaptığı yörede bir balıkçı ile karşılaşır. Kendinden emin bir halde balıkçıya akıl vermek için sorar. Günde kaç saat çalışıyorsun? Dört saat…Kalan zamanında ne yapıyorsun? Dinleniyorum, ailemle ve arkadaşlarımla ilgileniyorum der balıkçı.Peki diye sorar milyoner daha fazla neden çalışmıyorsun? Ne olur o zaman diye sorar balıkçı?Daha çok balık satarsın diye cevaplar milyoner ve daha çok para kazanırsın.Sonra?Yanına yardımcılar alırsın ve işi büyütürsün? Sonra? Bir balıkçı filosu kurarsın?Sonra?Benim gibi zengin bir milyoner olabilirsin? Sonra? O zaman istediğin gibi dinlenebilirsin, ailenle ve arkadaşlarınla ilgilenebilirsin!!!

Bu konuyla ilgili dikkate değer bir başka terim de alternatif maliyet / faaliyettir. Uygulanan her faaliyetin en az bir alternatifi vardır. Sıfırıncı alternatif olarak adlandırabileceğimiz bu alternatif hiçbir şey yapmamaktır.Herhangi bir faaliyeti başarılı kılabilmek için alternatif faaliyetlerle karşılaştırılmalı ve onların çoğuna (en azından sıfırıncısına) göre daha kazançlı olmuş ise ve olacak! ise bu faaliyeti başarılı olarak adlandırabiliriz. Bunun dışındaki yaklaşımlar faaliyetlerimiz hakkında gerçekçi sonuçlar sunamaz. –Tabii bu kural ısrarcı megalomanlar için geçerli değildir-. Bu konuya en güzel örnek kendi işinin sahibi olup dışarıda eleman olarak çalıştığı zaman daha fazla para kazanabilecek olan kişiler için geçerlidir. Bütün bir yıl boyunca canına dişini takarak çalışan bu iş sahipleri kendi işlerinde kazandıkları parayı kazanç sayarken diğer tarafta çok daha risksiz ve rahat şartlarda kazanabilecekleri daha fazla parayı görememektedirler.

Farkında olmadığımız bu kısıtlar hayatımızın önemli bir bölümünü yönetiyor. Başarımızı kutlamak istiyorsak yeterince sebep bulabiliriz ancak gerçek başarıyı nasıl ölçmemiz gerektiğini unutmayalım. Çünkü duygularımızla ulaşmaya alıştığımız başarı, bizi zaman boyutunda başarısızlığa sürüklüyor olabilir.

 
Toplam blog
: 18
: 1354
Kayıt tarihi
: 17.04.08
 
 

1974 doğumluyum. Mühendislik eğitimi aldım ve özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. İlgi..