- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Zengin toprakların, çevre mağdurları

57. Hükümet zamanında Hırsıza, Katile ve Terörist’e af yasası çıkartılmış, kendi toprağına bina yapanlar affedilmemişlerdir.
( Yaşamak Hakkı kutsaldır ve Vazgeçilemez...)
Bilindiği üzere; İlçemize bağlı köylerimiz, hem 2863 sayılı yasa ile getirilen Doğal Sit Alanları hem de 383 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına bağlı Özel Çevre Koruma Bölgesinde yer almakta olup, halen günümüze kadar geçen 20 yıla yakın süre içinde bir türlü hazırlanamayan ve uygulamaya geçilemeyen Çevre Düzeni planının devamı niteliğindeki alt ölçekli planlar olan nazım ve uygulama İmar planlarını Hazırlama ve Onama yetkisi de Çevre Bakanlığına aittir. Bölgemizin özel çevre koruma kapsamına alındığı 1990 yılından beri Merkezi Ankara olan kurum tarafından Nazım ve Uygulama imar planları henüz yapılmamıştır.
1998 yılından sonra hazırlanmaya Özel Çevre Koruma Kurumunca bazı köylere başlanılan planlar ise bu güne kadar bürokratik engelleri aşamadığından, bir türlü kesinlik kazanmamıştır. Turgut ve Orhaniye köylerimiz için hazırlanan planlar ise köylü vatandaşı çok mağdur etmiş oldukları, planlarda köylünün topraklarından gereksiz bazı yerler kamunun istifadesine ayrılmıştır. Park, spor sahası ve kamuya ait bazı yerler, turizm yapılacak ve rant getirecek sahil kesimine konulmuştur. Çünkü bu planlar, yörenin yaşam biçimi, örf adet ve gelenekleri gözetilerek mahallinde yapılacak çalışmalarla hazırlanması gereken kırsal alan planlaması yerine Ankara’dan ve Masa başında, harita üzerinden, şehir planlaması tekniğine göre hazırlanmışlardır.
Bu nedenlerle Bölgemizde; Kurumun 2005 yılında siyasi baskılar neticesinde yaşadığı mecburiyet üzerine, Sit Koruma Kurulu ile uzlaşma sağlandıktan sonra açıklanan ve köylerin % 10 toprağını kapsayan yerleşim alanlarına nazım ve uygulama imar planları olmadan tanınan 425 m2 den az arsalara tek kat bir bina ve 425 m2 den büyük arsalara iki kat, iki bina hakkına 15 yıl sonra kavuşan bazı köylü vatandaşlarımızın dışında, köy halkının geri kalan büyük çoğunluğu (% 90” lık kısmı) halen kızını-oğlunu gönül rahatlığı ile evlendirememektedir. Çünkü; Onlara sıcak ve mutlu bir yuva olacak bir köy evini dahi planlı, izinli ve ruhsatlı olarak yapamamaktadır, ihtiyaç olan bir yapıyı yapanlar ise, adeta suçlu ilan edilmektedir ve yüksek para cezalarına ve yıkım kararlarına maruz kalmaktadırlar.
Atalarımız her ne kadar “Dünyada Mekân, Ahirette İman Gereklidir.” demişlerse de, Ata yadigârı bu topraklarımızda yaşayan ve Kurtuluş Savaşının Gerçek Kahramanları oldukları için Büyük Önder Atatürk’ün söylediği gibi “ Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, köylüdür.” Övgüsüne sahip vatandaşlarımıza;
Yaşamaları için gerekli olan günlük ihtiyaçlarını karşılayacak, yarınlarına sermaye olacak, iyi günde-kötü günde namerde muhtaç olmayacak bir kazancı elde etmek için hayati zorunluluğu olan ve ülke ekonomisine bacasız sanayi olarak büyük gelir sağlayan ve sağlayacak olan Turizm sektörü ile ilgili bir işi yapmak için bile ihtiyaç duyulan bir işyerini (Apart pansiyon, kahvehane, bakkal, büfe, lokanta ve gözleme evi v.b.) bile yapmalarına imkan tanıyacak, çok uzun sayılacak yıllar içinde imar planı getirilmeyerek, yapı izni verilmemiştir.
Günümüzdeki ekonomik krize rağmen dişinden, tırnağından arttırarak, bütün gayesi, ailesini insanca yaşatmak olan ve bu maksatla kendilerine yasal bir hak tanınmasını büyük bir sabır saygı ve özveri ile bekleyen köylülerimiz, ilçemize gelen turizm nimetlerinden de Marmaris halkı gibi yeterince yararlanamamışlar ve ekonomik yönden büyük bir kayıp yaşamışlardır.
Ayrıca Özel Çevre Koruma Kurumunca değişik türde tip proje hazırlanarak, düşük faizli konut kredisi sağlanmamış ve teknik kolaylık gösterilmemiştir.
Marmaris ilçesi özel çevre koruma alanı dışında kaldığı ve turizm alanı olduğu için bir zamanlar 3 kat olarak belirlenen turizm imar planı kapsamında olan, Marmaris halkına ait yapılar dönemin belediye başkanı ve siyasi yöneticileri tarafından göz yumularak, 1980 yılından sonra 5 kat ve çatı katına yükseltildiğinden, köylerimizin hakkı ve ihtiyacı olan 2 kat ve çatı katları yapma hakları ellerinden alınmıştır.
Yurdumuzu ziyarete gelen yabancı ülkelerin, (Başta Avrupa Birliği Üyesi ülkeler olmak üzere) hükümetlerinin kendi vatandaşlarına sağladığı sosyal, kültürel ve ekonomik imkânlara, maalesef bizim vatandaşlarımız sahip olamamışlardır. Bunun nedenlerinden biride bu güne kadar iktidara gelen tüm siyasi partilerin Marmaris ve çevresindeki kaos ortamına bu gelişmelere seyirci kalmalarıdır.
Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan bölgedeki yapılar için yetkililer; Ülkemiz genelinde uygulanan 3194 SAYILI İMAR KANUNU VE 3621 SAYILI KIYI KANUNU amir hükümlerinin gereği olarak hareket etmişler, zorunlu oldukları ve ihtiyaçları olduğu için tapulu yerlerine ev veya işyeri yapan köylülerimize, gelirlerinin üstünde orantısız miktarda çok yüksek para cezaları ( 25.000.000.000.-TL. ) ve yıkım kararları verilmiş olup bazı binalara da yıkım işlemi uygulamışlardır.
57. Hükümet zamanında Hırsıza, Katile ve Terörist’e af yasası çıkartılmış olmasına rağmen, özel çevre koruma ve sit alanları olarak tespit ve ilan edildikleri tarihe kadar korudukları bu topraklar yüzünden mağdur edilen köylü vatandaşlarımız için ise ilk ve son kez bir imar affı gündeme dahi getirilmemiştir.
Diğer taraftan; İlçemizin tüm köyleri Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer almasına rağmen, ayrıca bu yerlerde 1978 yılından itibaren koruma içinde koruma niteliğinde olan, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanuna tabi her dereceden (1-2-3.) Doğal Sit Alanları belirlenmiştir.
Ancak aynı yasanın 17. Maddesinde belirtilen bir yerin sit alanı tespit ve ilan edilmesinden itibaren 1 ay içinde yetkili koruma kurulu tarafından belirlenmesi gereken geçiş dönemi yapılaşma koşulları ve 1 yıl içinde ise ilgili belediye veya valilik tarafından hazırlanması gereken koruma amaçlı imar planları da aradan geçen süre içinde, hazırlanmamıştır.
Sit alını ilan edilen bir yerde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan izin alınmadan bir ağaç bile dikilememekte, bir çivi dahi çakılamamaktadır, hatta tarım dahi yapılamamaktadır.
Bu bölgelerde yaşayan köylülerimiz 21. yüzyılda yaşanan bilgi çağında" KORUMA ALTINA ALINDIKLARI GÜNE KADAR ATALARI VE KENDİLERİ TARAFINDAN KORUNAN TOPRAKLARINDA ADETA ESARET ALTINDA YAŞAMIŞLARDIR VE ÇETİBELİ KÖYÜ HARİÇ HİÇBİR KÖYÜN UYGULAMA İMAR PLANLARI OLMADIĞINDAN" halen mağdur olarak yaşamaya zorlanmaktadırlar.
Marmaris ve Datça ilçelerine bağlı Datça-Bozburun özel çevre koruma ve Ula ilçesine bağlı Gökova özel çevre koruma bölgeleri içinde kalan köylerde 2863 sayılı yasaya göre gerek sit alanı gerekse 383 sayılı K.H.K. ile özel çevre koruma alanı olarak değişik statüde koruma şeklinde tespit ve ilan edilen bu yerler koruma altına alındıkları tarihlere kadar; 3194 sayılı imar kanunu ve plansız alanlar imar yönetmeliği hükümleri doğrultusunda, kendi yöresinin kırsal vatandaşları tarafından korunmuşlardır.
Gerçekte değişik yasalar gibi görünen ancak hepsinin bölgedeki bitki ve hayvan varlığının korunmasına ve gelecek nesillere bırakılmasına yönelik bir amaçla koruma kapsamına alınan köylerini ve çevrelerini bu yasal düzenlemelere imkan yaratacak bir anlayışla koruyan bu toprakların asıl sahibi olarak yüzyıllar önce yerleştikleri sahil kasabasında, doğal yaşamdan kaynaklanan zorunluluk nedeniyle belli bir mesafe çekerek zamanın ekonomik şartlarına uygun olarak yaptıkları köy evlerinde hayata devam eden ve geçimlerini, arıcılık, balıkçılık ve tarım ile sağlayan koruma bölgelerindeki köylü vatandaşlarımıza aradan yaklaşık 20 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen, huzurlu ve mutlu yaşamlarının devamını getirecek güzel bir ortam, henüz yaratılmamıştır.
KANIMCA, 3194 SAYILI İMAR KANUNUNDAN AYRI OLARAK İSTANBUL VE ÇANAKKALE BOĞAZLARINDAKİ YAPILAŞMALAR İÇİN ÖZEL OLARAK ÇIKARTILMIŞ OLAN BOĞAZİÇİ İMAR KANUNU EMSAL ALINARAK;
ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGELERİNİN YERLEŞİMLERİ VE COĞRAFYASI ESAS ALINARAK AKILCI VE GERÇEKÇİ BİR ŞEKİLDE BU BÖLGELERE HAS BİR İMAR KANUNU “ ÖZEL ÇEVRE BÖLGELERİ İMAR KANUNU” TASARISI OLARAK BAŞKANLIK TARAFINDAN HAZIRLANMALI VE TBMM SEVK EDİLEREK, BİRAN ÖNCE YASALAŞMASI SAĞLANMALIDIR.
Ancak, insan varlığının zorunlu olarak devam ettiği yaşam alanlarındaki bu koruma bölgelerinde; alt ölçekli imar planları olmadığı halde, aradan geçen 15 yıl içinde köy evi ve işyeri yaptıkları için yapılarına yıkım kararı alınarak, milyarlarca lira para cezası takdir edilen bölgedeki köylü vatandaşların, bu sıkıntılarını az da olsa gideren ve her şey insan için düşüncesinden hareketle istenirse neler yapılabileceğini gösteren, Sit kurulu ve Özel Çevre Koruma Kurumunun 15 yıllık süreç sonunda uzlaşması sebebiyle 2005 yılında geçiş dönemi yapılaşma izninden köy yerleşik alanlarında tapusu ve yola cephesi olan miktarı 425 m2 den az taşınmazlara tek katlı 85 m2, 425 m2 den büyük taşınmazlara ise iki katlı 85 m2 inşaat izni uygulaması getirilmiştir.
Zaten ilgili kurumca aradan geçen 15 yılın sonunda “ Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşulları” diye tanıtılan oysa bize göre sadece Marmaris - Datça ilçelerindeki koruma(ma) bölgelerinde 2.000 ne yakın ve Muğla ilindeki diğer 4 koruma bölgesinde yer alanlarla birlikte toplam sayının 5.000 kaçak yapıya ulaştığının görülmesinden, “Bitiş Dönemi” denilebilecek ve 2 yıl süren bu uygulamadan köylerin yaklaşık % 10 ‘ unu yararlanmış olup, köy halkının geri kalan % 90’ nı ise mevcut ev ve işyerlerinin yerleşik alan dışında olması, ayrıca köylerin gelişme alanlarının da belirlenmemesi ve yeni yapılara sağlanan bu fırsattan eski yapıların yararlanamaması veya geçmiş yıllarda özellikle özel çevre koruma tespiti ve ilanı yapılan bölgelerde yaşayan insanlara;
Çevre korumasının benimsetilmesi ve sevdirilmesi bakımından köylere imar yasağı getirilmeden, daha ilk başlangıç aşamasında böyle bir imkanın yaratılmamış olması yüzünden ve bölgelerdeki yıkım kararları ve yüksek para cezaları verilen köy nüfusuna kayıtlı ve atalarından kalan topraklarda doğan ve yaşamak zorunda olan köylü vatandaşlarımıza hiçbir yarar sağlamamış olduğundan, yetersiz ve kısa süreli bu uygulama çevre koruma ve sit alanı içindeki köylerimizde buruk bir memnuniyet yaratmıştır.
Bölgenin asıl sorunu özel imar bölgesi yapılan, aradan geçen 20 yıldan fazla zamandan beri köy ve beldelerin kendilerine has uygulama imar planlarının nedense bir türlü hazırlanmayışı , ancak imar yasağının mantıksız ve haksız bir şekilde sürmesine karşın, kaçınılmaz bir gerçek olarak; Flora ve Fauna zenginliklerine sahip doğal hayatın insan varlığı yönünden devam etmesidir.
Özel Çevre Koruma Bölgelerinde ve Doğal Sit Alanlarında yer alan köylerimizde doğan, büyüyen ve yaşamak zorunda olan insanlarımız, bu süre içerisinde rahat ve huzurlu bir gün geçirmemişlerdir.
Bu durum İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin, 25. Maddesinde açıklanan,
-
Herkesin tek başına veya başkaları ile birlikte mülkiyet hakkı vardır.
-
Hiç kimse bu mülkiyet hakkından keyfi olarak, yoksun bırakılamaz.
Şeklindeki ve diğer maddelerindeki konut, sağlıklı yaşam, evlenme v.b. insan haklarına da aykırılık teşkil etmektedir.
İç hukuk yolları tüketildikten sonra açılacak olan bir emsal dava ile binlerce insanımıza, özel çevre koruma ve sit alanlarındaki imar plansızlığı mağduriyeti yüzünden milyarlarca lira tazminat ödenmesi söz konusu olacaktır.
AÇIKLAMALAR IŞIĞINDA ÇÖZÜM ÖNERİLERİM :
-
Çevre Bakanlığı ve ilgili bakanlıkların bütçelerinden bu bölgelerin imar planları için ayrılacak ödeneklerin, kamu kurumları arasında tanzim edilecek protokol dahilinde köy halkının görüşlerinin de dikkate alınarak en verimli bir şekilde ve yerinde kullanılması bakımından İl Özel İdaresi veya Marmaris ve Çevresi Turizm Altyapı Hizmet Birliği Bütçesine aktarılması,
-
Ödeneği temin edilen İmar Planları hazırlanmasına ait yetkinin Valilik bünyesinde oluşturulacak uzman bir ekip tarafından yapılması veya hizmet satın alma yöntemi ile temin edildikten sonra İl Genel Meclisinde görüşülmesi,
-
Tapulu arazisinde hiçbir mülkiyet ve tasarruf hakkı bulunmayan köylülerimizin mağduriyetlerin giderilmesi için, Özel Çevre Koruma Bölgeleri içerisinde yer alan Doğal Sit Alanlarının mutlaka kaldırılması ve BÖLGENİN BÜTÜNCÜL BİR ANLAYIŞ İLE KORUNMASI.
-
Köy yerleşik ve gelişme alanları içerisinde, köy nüfusuna kayıtlı olan köylülerimizin kendi ihtiyaçları için zorunlu olarak yaptıkları konut ve işyerlerine uygulanan 5.000-10.000-25.000 YTL. ve hatta 75.000 YTL. ye varan yüksek miktarlardaki para cezaları ve yıkım kararlarının, ruhsatsız ve kaçak işyerlerinin varlığı nedeniyle; BÖLGEDE DEVLET VE VATANDAŞ ARASINDA İMAR BARIŞI’ nı sağlayacak olan ilk ve son kez çıkartılacak bir imar affı ile kaldırılması,
-
Çevre ve Orman, Kültür ve Turizm, İmar ve İskan Bakanlıklarının konu ile ilgili Başkanlık, Genel Müdürlük ve K.T.V.K.Yüksek Kurulunun; Birbirinden farklı ve çelişkili kararlarının yöredeki uygulamalarında sorunlar yaşanması nedeniyle, önce insan anlayışından hareketle tek bir çatı altında toplanması,
Konularında kalıcı ve gerçek çözüm getirecek yasal düzenlemelerin ivedilikle gerçekleştirilmesi ve hayata geçirilmesi halinde; Zengin toprakların çevre mağduru çocuklarının, on yıllardır süren mülkiyet haklarının ihlaline son verilecektir...
Hasan SARIHAN/Özel İdare Müdürü
MARMARİS