Zenginin Aşk Gemisi; fukaraya kefen oldu...

Bu ülkede insanın kedi kadar değeri var mı ?..

Hukukun gerçekten işlevi var mı ?..

Bu ülkede, patronların kazançları yeterince denetleniyor mu ?..

İş güvenliği konusunda gevşemelerin çapı ne kadar ?..

Ergenekon ve Balyozda cezalar yağdıran devlet, emekçinin, işçinin can güvenliği konusunda ihmali olanlara karşı neden bu kadar duyarsız?..

Ve binlerce kafa karıştıran;insanı tatmin edemeyen sorular!!!..

.....

70'li yıllarda gurabanın ağzının suyu akarak siyah-beyaz TV'lerde izlediği Aşk Gemisi dizisinin ünlü 'lüküs hayat gemisi ' ve içinde dönen aşk entrikaları çoğumuzun başını döndürmüştü.

Dünyanın en güzel seçme dilberleri o gemideydi...

Para babası jigololar, genç sevgili arayan milyarder kokonalar; boynuzlanan ve boynuzlayan tipler orada...

Renkli bir yaşam vardı o gemide...Bir de muhteşem dizi müziği vardı ki o denizin, doğanın muhteşem görsel çekimleriyle büyülenirdik...

Zenginin malı züğürdün çenesini yormakla kalmaz, aç tavuklar diziyi seyrederken kendilerini buğday ambarında sanarlardı.

Oradaki manken gibi cillop kızları; delikanlıları yanında  hayal edenlerin ruhsal ve reel 'mastırları'  tavan yapardı.

Bizim özenti zenginlerimiz de bu tür bir yaşamı kopyalayıp dururlardı...

....

Zaman acımasız ağlarını ördü... Dizi, çağın teknolojisine; sosyo kültürel algılamasına  ve sinema anlayışına yenik düştü..

Dizi kahramanlarının çoğu daşlı köyü boyladı... Aşk Gemisi 'nin yeni versiyonları onu geride bıraktı...

Vee... Aşk Gemisi dilberleriyle birlikte yaşlandı... hantallaştı... Çürümeye yüz tuttu... Güvertesi kanserleşti... Artık  patronuna da yük olmaya başladı...

Çürüyen gemiler jilet olurdu... Çürüyen uçaklar da tencere-tava...

Öyle de oldu...

Aşk Gemisi ortada kaldı... Kimsesiz gemiler için huzur evi var mıydı?..Yoktu tabi...

Aşk Gemisi hurdaya ayrılmıştı ve artık sökülmesi gerekiyordu...

Geminin emperyalist kapital sahibi ülkeler çok akıllıydı..

Parçalananan geminin ülkelerine ve insanlarına getireceği sağlık sorunlarından haberdarlardı...

Kunta Kintelere de acımamışlardı ki...

Dünyada iki adet gemi söküm merkezi vardı...

En ucuz işçi çalıştıranı da Türkiye'de, Aliağa'daydı...

Nüfusunun önemli bir bölümü; yani 47 milyonu açlık sınırı altındaki bir gelirle yaşam savaşı veren bir ülkeydi burası...

Türkiye-Aliağa...

Gençlerin ölümüne, gemi sökümlerde köle gibi çalıştırıldığı yerdi burası...

Asgari ücretle günlük 20 tl yevmiye ile çalıştırılan köleler buradaydı...

İşçi-emekçi hakkı mı ?..'Hak getire'..

Denetim... Sendika... İŞ GÜVENLİĞİ Mİ?.. ALLAHA EMANET...

ÖYLE DE OLDU... KANLI TARİH VE İŞÇİNİN MAKUS TALİHİ TEKERRÜR ETTİ...

Patronların ktipiyos ekipman anlayışı...

İnsanın kedi kadar değeri olmaması...

Sorumlu devlet ve özel denetim kuruluşlarının 'çoko pres 'almaya gitmeleri...

Göstermelik ve bir çorbaya satılan sözde denetimler ülkemizde modaydı.. moda...

.....

Hiçbir güvenlik önlemi almadan, zoraki sokuldu bedenler cehenneme...

Tüm erklerin devekuşu moduna yatmaları yine, yeniden cinayetlerin işlenmesine neden oldu...

Soktular sahipsiz zavallı işçiyi gaz odaklarına... Öldürdüler iki civan delikanlıyı...

Bir çok ağır yaralı da cabası...

Devletin tüm sorumluları bayram yaparken cana kıydılar...

Türkü dinlerken, içinde 'RAKI GEÇİYOR' AYMAZLIĞIYLA...

Özgürlük isteyen,direnen 5 genci öldüren düşüncesizlerin pişkin tavırlarıyla...

Hamile kadına sataşan aklı evvellerin yontulmamışlığıyla...

Uyuşturucu kullanan piyonları yakalayıp; gerçek zehir tacirini; uyuşturucu baronunu teşhir edemeyenlerin aymazlığıyla...

Yine... defalarca...

Ocaklar söndürdüler...

Hem de AŞK GEMİSİ içinde...

AŞK OLSUN... Bunu da becerdiniz ya '..

Bayramınız mübarek olsun mu?..