- Kategori
- Sinema
Zenne... Bir Türk filmi

Sinemaya gitmek bir keyiftir benim için. Ve bu keyiften uzun bir süredir eksilmiştim. Ama bugün öyle bir film izledim ki!::
İzlediğim filmi anlatmadan önce, o günü de anlatırım. İşte ne bileyim “İki anne, iki evlat ; Neşe ve kızı Hazal’la, yeğenim Hazar, dört dörtlük bir kahvaltı sonrasında…” diye başlar, devam eder ve filme gelirim. Ama bu kez öyle yapmayacağım. Öyle etkilendim ki gördüklerimden, sadece filmi anlatmak istiyorum ama nasıl anlatacağımı da bilemiyorum.
Konu, tıpkı tıpkısına adından anladığınız gibi. Hiç şaşırtmaca yok!... Ama öyle bir anlatmışlar ki “Zenne” yi!.. Son derece estetikti her şey. Renkler; bütün canlılığıyla kırmızı, mavi, turuncu, yeşil, pembe… ille de “beyaz”ıyla, müzik; bütün canlılığıyla, kıvraklığıyla, bildiğimiz ama kulağımıza bildik gelen “göbek” müziklerinden farkıyla, dekor, giysi; tüyler, takılar, kelebekler, çiçekler, rengarenkliğiyle, oyuncular; kendi zenne, ruhu zenne olanı, anne, baba, kardeş, teyzesiyle müthiş bir filmdi, müthiş!..
Bu memlekette bir zennenin:
Annesi olmak ve “Anne”si olmak,
Babası olmak, kız kardeşi olmak,
Dürüst olmak,
“Erkek” olmak,
İlle de erkekliğin göstergesi; “Asker” olmak.
Zor…
Ve bu zorda öyle bir anne… öyle bir evlat izliyorsunuz ki; evlat “Can”dır, anlıyorsunuz.
Acındırmadan ama acıtarak anlatılmıştı yaşananlar, hem de ne acıtma; adeta kanırtırcasına!..
Lütfen izleyin!..
Not: İzmir’de çok az yerde oynuyordu, başka yerlerde de öyle olabilir ama sinema salonunda izlemek gerek diye düşünüyorum.
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır