Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '07

 
Kategori
Sinema
 

Zıkkımın Kökü

Zıkkımın Kökü
 

—Söyle bakalım Muzo, Türkiye’nin başkenti neresi?
—Bunu bilemeyecek ne var, Ankara.

—Peki, Dünya’nın başkenti nere?

—Ne, Dünya’nın başkenti mi var?

—Para oğlum para, Dünya’nın başkenti de merkezi de para!

Türk sinemasının krizde olduğu yıllardan birisi olan 1992 yapımı Zıkkımın Kökü filminden can alıcı bir diyalogla yazımıza girdik. Kısa hikâyesine gelince; Muzo ve ailesi Adana’da yaşamaktadır. Evleri gecekondudur. Babası bekçilik yapmakta ve tek amacı iki çocuğunu okutmaktır. Muzo zeki bir çocuktur. Çevresinde arkadaşları tarafından sevilen, derslerinde başarılı bir çocuktur. Ama fakirlik nedeniyle güç koşullarda ders çalışmaktadır. Eriyen mumu tekrar toplayıp yakarak geceleri ders çalışır. Öğretmenleri ona yardımcı olmaktadır. Derken babası işten atılır. Annesi ise bu zor koşullarda kocasına desteğini hiç esirgemez. Muzo küçük işlerde çalışarak para kazanmaya çalışır. Bu günlerde mahalleye yaşlı ama zengin bir ağayla yeni evlendiği genç karısı taşınır. Yazının başındaki konuşmanın kahramanlarından yaşlı adam Muzo’yu sever. Onun bakkaldan rakı alma, alışveriş eşyalarını taşıtma gibi işlerde kendisine yardımcı olmasını ister. Bunun karşılığında cep harçlığı alır, uzun süredir yemediği etli bir yemek boğazından geçer. Muzo’nun babası tekrar işe girer. Maddi durumları biraz düzelir.

Muzo bir gün yağmurdan kaçarken kapısını açık bulduğu bir binanın içine girer. İçerde herkesin kitap okuduğunu görünce çok şaşırır. Kütüphaneci Zihni Bey, Muzo’dan hoşlanır. Ona bir kitap verir. Muzo bir süre sonra kitapların büyülü dünyasına girer. Kitap okumak onun büyük zamanını alır. Zihni Bey’in öğle yemeğini getirip götürme işlerini yapar. Yine bir yemek sırasında:

—Zihni Amca, sen bu kitapların hepsini okudun mu?

Düşündüm ama yapamadım.

—Ben çok kitap okuyacağım Zihni Amca, ben büyüyünce öğretmen olacağım.

Muzaffer İzgü’nün kendi hayatını anlattığı Zıkkımın Kökü kitabını sinemaya uyarlayan Memduh Ün ve Macit Koper. Yönetmen yine Memduh Ün. Başrollerde Menderes Samancılar, Emre Akyıldız (Ekmek Teknesi’nde fırında çalışan genç) , Günay Girik var.

Muzaffer İzgü ise 1933 Adana doğumlu. Zihni Bey’e verdiği sözü tutarak kitap okudu ve Türkçe öğretmeni oldu. Emekli oluncaya kadar devam etti. Mizah konulu yazılar yazdı.

Üzülerek söylüyorum filmin videosu yok. Ama 2–3 ayda bir TRT 1 veya TRT 2’de çıkıyor. Ayrıca Kültür Bakanlığı’nın seçtiği festival filmleri arasında ve yurtdışından bol ödülle dönmüş kaliteli bir film. Tek şanssızlığı kriz dönemine denk gelmesi.

Gençlere, çocuklara kitap okutmakta zorlandığımız şu günlerde bu filmin acilen okullara dağıtılması gerekmektedir. Muzo’nun o zor şartlarda hiç bitmeyen okuma aşkı, emsalsiz bir örnektir yeni kuşaklara. Öğretmen olduktan sonra da üretmeye devam etmesi de bizlere örnektir.

Zihni Bey o yağmurlu günde Muzo’nun eline bir kitap tutuşturarak küçük bir iyilik yaptı ama Muzo’nun hayatını değiştirecek kadar büyük bir iyilik. Böyle bir zamanda anlatılsa anlatılsa Muzaffer Öğretmen’nin filmi anlatılır.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...