- Kategori
- Şiir
Zil takıp oynasın

Bırak yüce dağları
Zirvesi bulutların
Üstünde kalsın..
İncecikten yağan kar
Esen Poyrazın önünde
Zil takıp oynasın…
El sürme küçük taneciklere
Figürleri Asena’yı aratmasın.
Göz gözü görmesin!
Rüzgâr sesinin
Kurt ulumasına karıştığı
Akıl almaz bir fırtına kopsun.
Çakal’lar titrerken soğuktan
Tilki’ler uyurken kovukta
Ayı’lar kış uykusuna yatsın.
Bakınca uzaktan zirveye,
Beyaz bir örtü olsun tepede.
Aksakallı, ak saçlı pir gibi.
Güneş doğarken ufuktan
Ziya’sı öpsün pir’i.
Annenin çocuğunu uykudan
Uyandırdığı gibi.
Güneş yükselip tepeye dikildiğinde
Isı yükselip kar terlediğinde
İnci gibi damlayan sular
Bir yatakta toplanıp
Afacan çocuk misali
Uçar gibi Irmağa koşsun.
Necati Kavlak
Zirvesi bulutların
Üstünde kalsın..
İncecikten yağan kar
Esen Poyrazın önünde
Zil takıp oynasın…
El sürme küçük taneciklere
Figürleri Asena’yı aratmasın.
Göz gözü görmesin!
Rüzgâr sesinin
Kurt ulumasına karıştığı
Akıl almaz bir fırtına kopsun.
Çakal’lar titrerken soğuktan
Tilki’ler uyurken kovukta
Ayı’lar kış uykusuna yatsın.
Bakınca uzaktan zirveye,
Beyaz bir örtü olsun tepede.
Aksakallı, ak saçlı pir gibi.
Güneş doğarken ufuktan
Ziya’sı öpsün pir’i.
Annenin çocuğunu uykudan
Uyandırdığı gibi.
Güneş yükselip tepeye dikildiğinde
Isı yükselip kar terlediğinde
İnci gibi damlayan sular
Bir yatakta toplanıp
Afacan çocuk misali
Uçar gibi Irmağa koşsun.
Necati Kavlak