Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '16

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Zirai Eğitimin 170. Yılında Halkalı Ziraat Okulunu Anmak

Zirai Eğitimin 170. Yılında Halkalı Ziraat Okulunu Anmak
 

Ülkemiz topraklarında ilk zirai eğitim kurumu olarak kabul edilen İstanbul’daki Halkalı Ziraat Okulunun eğitime başlangıç tarihi olan 10 Ocak 1867 yılının ardından 170 yıl geçti. Osmanlı döneminden Cumhuriyete uzanan bu uzun dönem içinde çeşitli değişim süreçlerinden geçse de bu eğitim kurumu birçok ziraatçı ve baytarın yetiştiği bir ocak oldu. Ekonomisi ağırlıklı olarak tarım olan Osmanlı döneminde bitkisel üretim ve hayvancılıkta değişimin öncüsü olarak büyük hizmetlerin yerine getirilmesini sağladı. Ülkenin ihtiyaç duyduğu ziraatçıların ve baytarların ilk yetiştiği bir eğitim yuvasıydı. Başta İstiklal marşımızın Şairi Mehmet Akif olmak üzere birçok değerli ziraatçı ve baytar bu okulda yetişti ve öğretmenlik yaptı. 

Cumhuriyet döneminde de Halkalı Ziraat Okulu bir teknik okul olarak ülke tarımına ziraatçılar yetiştirdi. İstanbul’daki rant kavgası içinde zor günler yaşayan ve arazileri zaman için daralan okul 2010 yılına kadar tarımına bir eğitim ve araştırma kurumu olarak hizmet vermeye devam etti. Birçok ülkede olduğu gibi arazisi ve binaları ile tarım tarihini yaşatacak, geleceğe ışık tutacak ve mesaj verecek bir müze şekline dönüştürülmesi istense de, rantı ön plana alan çevrelerin etkisi ile özel bir vakıf üniversitesine tahsis edilmiştir. Bir eğitim kuruluşu olarak kampüste üniversiteye diğer birimler yanında küçük sayılabilecek ölçüde Mehmet Âkif Ersoy Tarım Müzesi bulunsa da, bu tarihi okulun Türk Tarım tarihinden koparıldığı gerçeğini değiştirmemektedir.  

Halkalı Ziraat Okulu bugün burada eğitim gören, çalışan, araştırma yapan ve staj gören insanların anılarında hala canlılığını korumaktadır. 170 yıl öncesinde olduğu gibi yakın geçmişe ait resimlerde ve anılarda o günler hala yaşanmakta, özlemle yâd edilmektedir. 1980’li yıllarda da birçok ziraat mühendisinin staj yaptığı yerdi. Birçok filme set olarak da hizmet eden bu mekan Türk sinema tarihi içinde tanınmış bir yapı idi.

Kendine özgü mimari yapısı içinde yemyeşil bir bahçeden girilen Halkalı Ziraat Okulu tarihe tanıklık eden mütevazı binaya sahipti. Bina girişinden sonra sağa ve sola dağılan sınıfları, iç avlu şeklinde bahçeye açılan ek binaları yanında eğitim ve araştırma yapılan arazilere sahipti. Ön bahçesinde çeşitli dönemlerde dikilen ormanı andıran ağaç koleksiyonun bulunuyordu. Ana binanın iç bahçesinde zaman zaman değişse de süt, meyve suyu, konserve ve şarap işleme ünitesi vardı. Bir bölümü yatakhane ve yemekhane olarak kullanılıyordu. İç bahçedeki tarihi çınar ağaçları sıcak günlerde sığınma yeri ve akşamları altındaki tahta banklar sohbet edilen alanlardı.

1982 yılının yaz aylarında Halkalı Ziraat Okuluna bir ay süren staja gitmiştik. Okulun tarlalarında, bahçelerinde, ahırlarında çalışmıştık. Pastörize süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerini üretmiştik. Tarım sanatları işletmesinde Şarap ve meyve suyu üretimini öğrenmiştik. Tüm ürünleri satış için hazırlamıştık.  Her deneyimimizi staj defterimize yazmış, o defterleri de kitaplıklarımızda yıllarca saklamıştık.  

Gecesi ve gündüzü ayrı bir renk olan staj günlerimizde her anı ile tarihe tanıklık etmiştik. Okulun duvarlarını süsleyen sararmış fotoğraflardan tarihe yolculuk etmiştik. İstiklal marşımızın Şairi Mehmet Akif’in görev yaptığı döneme ait anıları dinlemiştik. Tabii sınırlı kaynak verilen okulun mevcut durumuna tarihi malzemelerin bakımsızlığına üzülmüştük.  

O günlerde şehre gece ulaşımın sadece Halkalı banliyö Treni ile sağlandığı için boş zamanlarımızda İstanbul’a gitmekte zorluk çekiyorduk. Bahçelievler’den Halkalıya kadar neredeyse yerleşim yeri yok gibiydi. Gece dokuzdan sonra araç bulmak zordu. Halkalı adeta bir köy idi, sadece küçük bir bakkalı vardı. Birde Banliyö durağında okula kadar bir süre yürümek zorunda kalıyorduk.

Daha önceki binlerce öğrenci gibi Halkalı Ziraat Okul’unda staj günlerinde Seval, Gülşen, Anne Şule, Çılgın Şule, Nilgün, Nurşen, Füsun, Ayşe, Aysel, Olcay, Tülin, Feridun, Bedii, Gürhan, Kütü Mehmet, Çetin, İbrahim, Hüseyin, Hakan, Ayhan, ile Rahmetli Ahmet ve Murat arkadaşlarımızla mazide kalan unutulmaz anılarla dolu bir eğitim süreci geçirmiştik. Mesleğimizin ilk uygulamalarını bu mekânlarda yaşamıştık. Bugün 170 yıldan beri yetişen öğrenciler ülkenin belki de dünyanın her tarafına dağılmış olsa da, kimilerinin bedenleri toprakla buluşsa da fotoğraflar ve anılarda o günler her zaman canlılığını koruyor.

Zirai Eğitimin yıl dönümü her yıl kutlandığında, Halkalı Ziraat Okulu her konuşmada anıldığında bu okulun eski öğrencilerinin ve çalışanlarının büyük bir bölümü biliyorum ki üzülüyor. Bugün bir özel vakfa ait bir üniversiteye tahsis edilmesi ve eğitime hizmet etmesi bazı çevrelerce olumlu bir karar gibi görülse çoğumuz 170 yılın ardından Osmanlıdan bugüne uzanan Tarım Tarihinin ve Tarımsal eğitiminin en eski abidesine sahip çıkılamamasının ve vefasızlığın utancını taşıyoruz.  170 Yılında Tarımsal eğitime hizmet edenleri, bu okulun değerli öğretmenlerini ve öğrencilerini saygı ile anıyoruz.

  

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..