- Kategori
- İlişkiler
Zıtlıklar

Ben senin hayatına kast edişlerini değil; geleceğe emin adımlarla ilerleyişini seyretmek istiyorum. Ben sende umutsuzluğu değil gözlerindeki ışığı görmek istiyorum. Yıkılan tüm düşlere , bitişlere, son verişlere inat sana yeni bir sayfadan bakmak istiyorum. Gözlerindeki ışığın sebebi olup yıldız gibi parlamanı düşlüyorum. Ben sende bir ben yaratmak istiyorum. Tüm zıtlıklara tüm tersliklere inat seninle bir bütün olma imkansızlığını seviyorum.
Kaçmak için değil, varolmak için geldik bu hayata ve ne amaçla ne şekilde gelmiş olursak olalım şimdi elimizden geleni yapma zamanı. Sana dediğim gibi hayat bir maraton ve son yüz metrede daha hızlı koşan kazanıyor bu maratonu. Sen şimdi şu son yüz metreye gelmişken satıp kaçıyorsun şu hayatı... Bırakıp gidiyorsun bu maratonu ; oysa çok uğraşmadın mı ? Ne antremanlara ne koşulara girmedin mi bu maraton için. Şimdi pes etme vakti mi şimdi herşeyi bırakıp beynini yok etme vakti mi? Düşüncelerini kirletme zihnini mahfetme vakti mi? sahte hazların peşine takılıp çıkmaz sokaklarda kaybolma vakti mi ?
Ben sende pes etmeyen o dimdik duran o hayran olduğun kahramanların azmini görmek istiyorum, vazgeçişi değil. Ben sende Che'nin mücadeleci ruhunu, Nazım'ın aşkını, Robin Hood'un kahramanlıklarını görmek istiyorum terk edişi kaçışı değil.
Ben seni bulduğumda ve yeniden ellerimi uzatma cesaretini bulduğumda en önemlisi ellerinden tutup kurtaramayacağım yollara sürüklenmiş olmandan korkuyorum.
Nazım'ın dizeleriyle bu metro seferine ve sözlerime son veriyorum: " Sende ben imkansızlığı seviyorum fakat asla ümitsizliği değil."