Zorunlu Deprem Sigortası ve depremin bilinmeyen yönü !

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinin 7. yılında; acılarla ve binlerce mağdur vatandaşımızı çaresizce geride bıraktığımız şu günlerde, Zorunlu Deprem Sigortası ve dolayısıyla deprem konusunda, basında hiç yer verilmeyen ve kamuya duyurulmayan önemli ve ciddi bazı bilgileri Sizlerle paylaşmayı, kendime bir borç ve insani bir görev biliyorum.

Bayındırlık Bakanlığı ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) yetkililerinin beyanlarına göre, ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası kapsamına tabi 13.000.000 konut bulunmaktadır. Ve bu 13.000.000 konutun % 75’i, yani takriben 10.000.000 konutun İSKANSIZ olduğunu biliyor musunuz?

1999 Depremleri sonrasında sadece bu depremleri yaşayan ve hisseden 10 vilayetteki “Orta Hasarlı Konut” sayısı, “107.315” dir. “Orta Hasarlı İşyeri” sayısı ise “16815” dir. Bu kesin ve ciddi bilgileri, T.C. Sayıştay Başkanlığı’nın 6.5.2002 tarih ve Bşk. 2002/39 E.456259 / 2592 sayılı yazısı ile TBMM. Başkanlığı’na gönderdiği rapordan almış bulunmaktayım. Onun için, kimsenin şüphesi ya da itirazı olmasın.

Ancak; raporda verilen bina sayılarında, binaların kaç katlı olduğu konusunda bir açıklık yoktur. Eğer ki, bu sayılar konut veya daire sayılarını gösteriyorsa mesele yok. Ama, bina ya da apartman sayısı ise ve bir an için her binanın 5 daireden ibaret olduğunu varsayarsak, o zaman bu sayı 5’e katlanacak demektir. Bu binaların da sigortaları asla yapılamaz.

Ayrıca bu raporda; denetlenen İstanbul ilçe belediyelerinde 1998-2000 yıllarında çeşitli şekillerde İmar Kanunu’na aykırı yapıldıkları tespit edilen yapılar ile ilgili çarpıcı ve vahim bir tablo da yer almaktadır. Şöyle ki; “yıkım kararı alınan binalardan” Avcılar ilçesinde 856 binanın yıkım kararı alınmış ve 8’i yıkılmış, Bağcılar ilçesinde 5411 binanın yıkım kararı alınmış ve 21’i yıkılmış, Maltepe ilçesinde 581 binanın yıkım kararı alınmış ve 10’u yıkılmış ve Bakırköy ilçesinde ise yıkım kararı alınan 590 binadan hiçbiri yıkılmamıştır. Ortaya çıkan tablo ne kadar vahim değil mi?

Sadece 1999 depremleri sonrasındaki “Orta Hasarlı Bina” sayısı “107.315” dir. Peki; ya ondan sonra yaşanan diğer depremler ve özellikle Afyon, Bingöl, Pülümür ve Denizli depremlerinde, bu sayının ne kadar olduğunu biliyor muyuz? Elbette ki, hayır. Unutmayınız ki, bu depremlerin boyutları ve zararları da oldukça fazla idi. Gerçi sayıları bilmemiz, ne ifade eder ki! Israrla ve bilinçsizce yanlış uygulamalara devam edildikçe, sadece mağdur insan sayısının giderek artmasına sebebiyet verilecektir.

Özellikle; tapudaki alım satım işlemlerinde Zorunlu Deprem Sigortası’nın yaptırılması şartı, birçok yanlışları ve sonucunda doğacak mağduriyetleri de beraberinde getirmektedir. Zira; bu zorunluluk karşısında alım satımı yapılan binanın “Orta Hasarlı” olup, olmadığına kesinlikle bakılmamakta ve bir ayırım kesinlikle yapılmadan, her alım satımda mutlaka bu şart uygulanmaktadır.

Ortada bu kadar ciddi sorunlar varken ve boyutları bu noktada iken, maalesef depremin 7. yılında saç konteynırlarda yaşam mücadelesi vermeye çalışan insanlarımız varken, yetkililer hala " 3 MAYMUN " u oynamaya ne kadar devam edecekler. Orta Doğu 'da yaşanan olaylara bu kadar duyarlılık gösterene kadar, kendi ülkemiz ve insanımız aynı duyarlılığı hak etmiyor mu? Takdiri vicdanlarınıza bırakıyorum.