Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '07

 
Kategori
Blog
 

Zorunlu yorum/ samimi yorum.. Taranmayan saçlarım. Yalancı arkadaşım.

Zorunlu yorum/ samimi yorum.. Taranmayan saçlarım. Yalancı arkadaşım.
 

Tınmıyorum…

Hiç tınmıyorum ay…

Alınmıyorum da…

Geçen gün yataktan kalktım, telefonun zili yıkıyor ortalığı, ”sus bi ya” diyerek, gözkapaklarımı açmaya çalışıyorum. Olmadı, elimle açtım. Gecenin sıcağı, birde sivrinin beni çok sevmesinden dolayı (o kan grubunu çok severmiş meret) uykusuzluğun, hani olur ya mızmızlığı üzerimde…

Aylak aylak evin içinde dolandım durdum. Göz kapaklarımı zor açmışım elimle zaten.. Buz’la yaptığım masaj bile düzeltemiyor. Öyle feciyim. Küfretmesini bilmem, hatta hiç bilmem.. Bilsem, sivrisineklere söveceğim. Her yanım kızılcık çıkarmış gibi… hay anasını beee..

El yordamıyla duştan çıkıp, saçlarımı kurutup( bu arada dipnot:yaklaşık bir aydır saçlarımı taramıyorum, ta-ra-ya-mı-yo-rum…uzun.tarayıp kurutmaya kalksam öğle mesaisine anca giderim. Bizim mesai 08.00’de, hergün yıka, kurut modeliyle dolaşıyorum.bu satırları yazarkende bu hal devam ediyor..niye anlatıyorsam artık) giyinip çıktım evden.Ne al, al’ına, ne mor, moruna uyuyor.Tipsiz bir tipim yani..

Derken çok sevdiğim arkadaşımın kocası beni gördü..” Bana kırılma, ben peşin söylediğim için herkes benden kaçar ama, sana çok acil modacı bulmamız lazım.cemil ipekçi, yıldırım mayruk, dilek hanif.Sen seçsen, seçsen Cemili seçersin ama” dedi. Güldüm, gülüştük…”Hadi be yaaa” dedim ben. Eşi devreye girdi, yani arkadaşım “yok be ya. ne güzel işte” diye gülmsedi.Bozuldum.Benim can, ciğer arkadaşımın söylediğine bozuldum.Kızın smaimiyetine, dürütlüğüne bozuldum.

Eve geldim, düşündüm; adam haklıydı, beni düşünmüştü, bir dost tavsiyesi diyerek beni diğer insanlardan ayrı tutmuş, doğru yola sevketmişti.Ya arkadaşım ne yapmıştı, kötü olduğum halde, iyi demişti..Hangisi samimi şimdi..Haliyle bende berbattım.Kötüydüm.Gururum incindimi diye sordum, soruşturdum, üzülmem lazım diye beynimden mesajlar geçtim.Nafile ııı-ıhhh …

Öbür gün , öğle yemeğinde arkadaşıma gidip; Kocana söylermisin, ona ne kırıldım, ne gücendim.Haklıydı, çünkü kötüydüm” dedim.

Samimiyet çok önemli...

Dürütlük çok önemli..

Bir insana söylediğimiz sözün, o insanı nereye götüreceğini düşünmek çok önemli.

Bakış açımız çok önemli..

Şakşakçılığın, olmamışa, olmuş demenin, grup psikolojisinin baskısıyla, sevmediğimize seviyoruz demenin, polyannacılık (gerçek polyannacılık oynayabilirsek bize ne mutlu ya) oynamanın, biz yetişkinler, yazarlar (profesyonel değil MB’de günlükçüler), çizerler, okurlar nezdinde, ne kazandıracağı meçhul.

Haşim yazdı geçende; "Kimse kusura bakmasın her yazıya yorum yapmayacağım, samimi bulduklarıma yazacağım” diye..

Birde yazı okumuştum.”Hatalı iş, davranış yapanı uyarın, uyarmazsanız; o, hep doğru yaptığını sanacak” diye…

Velhasıl, eleştirinin yanında özeleştireninde bulunması gerekir.

Kimi “a” yazar, kimi “b” yazar…

Konu kişiye kalmış…

Lakin; herkes olması gerekeni yazmayacaksa, yada sırf yorum yazmak için okuyacaksa…ki korkarım….

Kimse kusura bakmasın.Ben buradan ilan ediyorum.

Yazdıklarımı okurken, lütfen içinizden paylaşacağınız iki cümle, eleştiri gelmiyorsa; beni sevseniz de dahi, yazmayın.Ben, beni anlamam lazım.. burada parti kurmuyorum…Her türlü kaleme, aynı mesafedeyim. Zorunluluktan çok, samimiyetten, içten gelen, yürekten yazılanları toplayayım..

Haliyle MB’de; yazıların, fikirlerin, paylaşımın samimiyetinden şüpheye düşeriz.

Yok yani yok, bu kadar kelime oyununa hiç gerek yok.Sadede gelelim...

Ama yorum, ama yorumsuz…

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..