Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '11

 
Kategori
Anılar
 

" Geçip geçip gidiyolar "

Geçen gün, Kadıköy - Sirkeci vapurundan Sirkeci'de indim. Alt geçitten geçip, Topkapı yönüne giden tramvaya bineyim diye; alalacele merdivenleri çıkmaya hamle yapmışken ben; oraya her geldiğimde gördüğüm, 70'li yaşlarını çoktan aşmış, başı siyah bir örtüyle sımsıkı bağlı, nur yüzlü teyze; meraklı bir adamla laflamaktaydı...

Meraklı adam: Eeee! Teyze! Söyle bakalım... İşler nasıl?

Nur yüzlü teyze:  Ne biliyim evladım? Şöyle böyle işte!..

Meraklı adam: Nasıl yani teyze?

Nur yüzlü teyze: Baksana oğul... Hiçbir şey almadan, geçip geçip gidiyolar... Geçip geçip gidiyolar işte!..

Tam önünden geçmiş gidiyordum ki; nur yüzlü teyzenin önünden...

Şimdi sen:

" Her gün, hepimizin, her yerde görebileceği bu kadar sıradan bir olayı niye bana anlatıyosun kardeşim? " diyorsun değil mi güzel arkadaşım?

İstanbul denen metropole tutsak olmuş, kurulmuş robota dönmüş insanlar, günü yakalamak, işe yetişmek telaşıyla üç kuruşluk rızkını arayan, bu nur yüzlü teyzeyi görmüyorlardı işte!..

Metropol insanının o telaşı ise, 70 yaşını çoktan geçmiş nur yüzlü teyzenin sözcüklerine: "Geçip geçip gidiyolar işte! Geçip geçip gidiyolar işte!.. şeklinde yansıyordu; öylesine...

Birden frene bastım! Aklım başıma geldi! 3 - 5 kuruş bırakıp nur yüzlü teyzeye; bir kağıt mendil aldım.

İstanbul gibi bir memlekette: " Açım! İşsizim! " diyene, sakın inanmayın derim size. Çünkü İstanbul'da aç kalan, işsiz kalan ya çok tembeldir ya da çok aptal bence.

Ne tembele merhamet ederim ne de aptalı başıma bela ederim.

70 yaşını çoktan geçmiş nur yüzlü bir teyze bile, bir merdivene oturup, kağıt mendil satarak, günlük nafakasını çıkarabiliyorsa eğer...

" Açım, işsizim! " diyen, ya iş aramıyordur ya da bulduğu işi, o iş için önerilen ücreti beğenmiyordur.

Bence; ancak hak edene, mehamet edilir. Yerli yersiz, herkese merhamet edersen, merhamet edilecek duruma düşersin bence.

Sonra... Bu İstanbul öyle bir memleket ki, denizine olta atsan, tuttuğun balığıyla İstanbul'un; karnını doyurursun...

Uzunca bir caddesine denizden toplayıp, azıcık süslediğin, rengarenk hale getirdiğin taşlarını koysan bir köşeye...  Kimi merhametinden, kimi merakından, kimi hoşuna giden rızkını arama çabana duyduğu saygıdan; bırakır önüne 3 - 5 lirayı...

Yani sözün özü... İstanbul'da aylak aylak dolaşıp: " Acım! İşsizim! "  diyene acımayın diyorum size. Ama yine de son sözü, son davranışı da sizin insafınıza bırakıyorum. Keyif sizin... Tercih sizin...

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..