Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '12

 
Kategori
İlişkiler
 

" Orduları yönettim, bir kadını yönetemedim."

" Orduları yönettim, bir kadını yönetemedim."
 

" Orduları yönettim, bir kadını yönetemedim." Mustafa Kemal Atatürk


Dün akşam TV 2'de, Can Dündar'ın yönetmenliğini yaptığı, vizyona girdiğinde çok tartışılan " Mustafa " adlı filmi izlerken, Yeryüzünün tanıdığı en büyük Türk, Mustafa Kemal Atatürk'ün, yaşamında yaptığı ender hatalarından biri, Latife hanımla evliliğiyle ilgili yaptığı müthiş itirafa tanık oldum.

Yaşamı boyunca Türk Toplumu'ndan ne istemişse, o istediği şeyi ilk önce kendi hayatında uygulayan Mustafa Kemal Atatürk, Latife hanımla yaptığı evlilikle, halkına, çağın gereklerine uygun, modern bir evlilik yaparak örnek olmak istemişti. Ancak, çoğunluğu Latife hanımdan kaynaklanan nedenler yüzünden, bu evlilik, çok kısa sürmüştü. Burada konunun daha fazla ayrıntısına girmeden yazıma devam etmek istiyorum.

Yaşamı boyunca İsmet - Mevhibe İnönü çiftinin evlilik hayatına, aile yaşantısına gıptayla bakan ve onları uygun olan her ortamda öven, örnek gösteren Mustafa Kemal Atatürk'ün, mutlu ve sağlıklı bir evlilik yapabilmesi mümkün olsaydı, çok daha uzun ömürlü, hem kendisine, hem de büyük Türk Ulusu'na çok daha faydalı bir lider olabileceği kanısındayım.

Düzensiz hayatı ve yanlızlığı onun en büyük şanssızlığı olduğu gibi, bence hayatını da çok kısaltmıştı.

Onun " Orduları yönettim, bir kadını yönetemedim." itirafı, bir kadının asla yönetilemeyeceğinin dünyanın en büyük lideri tarafından en kestirmeden anlatılışıydı.

Ben de yazılarımda sık sık bir kadının bir adam tarafından " asla yönetilemeyeceğini " kadınlara karşı uygulanabilecek en iyi, en akılcı yolun, onları " kendi haline bırakmak " olduğunu yazarım.

Zaman zaman okurlarım ya da arkadaşlarım bana " kadınları gözümde çok büyüttüğümü " söylerler.

Evet... Haklıdır bu düşünceleri... Ben kadınları gözümde çok büyütürüm. Çünkü benim gözümde kadın, insan varoluşunun en kutsal emekçisidir. Çünkü kadın, benim gözümde, Allah'ın erkeğe önce hediye, sonra da emanet ettiği en kutsal hazinesidir.

Gel gelelim, " kadınların yönetilemeyeceği " konusunda, ben de ulu önderimle aynı fikirdeyim.

" Kadınları yönetmek " yerine " kendi haline bırakmak " - tabi ki iyiden iyiye boşlamak, umursamamak - değildir söylediğim; onlara karşı izlenebilecek en iyi, en akılcı yoldur bence. Çünküsüne gelince...

Kendi haline bıraktığın bir kadın, ruhsal açıdan rahatlayacak, kendine, sana güven ve saygısı tavan yapacaktır. Ve kadın, zamanla öyle bir psikolojiye girecektir ki, sen, onu tamamen kendi haline bıraksan bile, ona hiçbir şey sormasan da, yaptıklarıyla ilgili sana hep doğruları söyleyecek, bilgi verecek, gerektiğinde, senin sormana gerek bile kalmadan, kendi hesabını da verecektir kuşkusuz; önce kendi vicdanına, sonra da hiç gocunmadan sana.

O yüzden, sevgili dostum, " kadınını yönetme " sevdandan bir an önce vazgeç. Ne yaparsan yap, kimle, ne kadar inatlaşırsan inatlaş, bir kadını yönetmeyi asla başaramayacaksın.

Ben kadınları yönetmek konusunda da ulu önderim Mustafa Kemal Atatürk'le aynı fikirdeyim. Ne demişti yeryüzünün tanıdığı en büyük Türk:

" Orduları yönettim, bir kadını yönetemedim."

Not: Yazıda kullanılan görsel www.bizkackisiyiz.com adresinden alınmıştır.

  

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..