- Kategori
- Güncel
%47 şımarıklığından %40 olgunluğuna...
Seçimlerin ilk günlerinde yazan çizen çok olur. Herkes kafasına göre yorumlar seçimi. Bu seçimde de yine benzer bir tablo var karşımızda ancak subjektif değil objektif olmak gerekirse AKP'nin ciddi bir ders alması gerekiyor.
Öncelikle bu seçim sonuçlarının laiklik ve yaşam tarzı konusunda endişesi olan insanları rahatlattığı bir gerçek. Zira %47 şımarıklığıyla iyice kendisini ''Kral'' ilan eden AKP bu seçimde daha yüksek bir oy oranı alsaydı daha baskıcı daha totaliter bir yönetime bürünecekti. Bu da ülkedeki muhaliflerde ciddi bir sıkışmaya neden olacaktı. Oysa oy oranı %40'larda kaldı.
Bu sefer evdeki hesap çarşıya uymadı. Her ne kadar yandaş medya ''Güvenoyu'' gibi başlıklar atsa da AKP ciddi bir yara aldı. Henüz resmi sonuçlar yok ama görünen tabloda AKP elindeki 16 ili kaybetti.
Doğu meselelerinde takınılan duyarsız ve ciddiyetsiz tutum pahalıya mal oldu ve kazanılan iller bir bir DTP'ye geçti. Daha önce pragmatik davranarak yatırımlar kesilir diye AKP'ye oy veren Antalya'ysa akıllanarak CHP saflarına geçti buna karşılık CHP Trabzon'u kaptırdı.
***
Büyükşehirlerdeyse durumlar karışık.
İzmir sürpriz yapmadı ve yine CHP dedi. İzmir'den AKP adayı olan ve 2 normal giyimli genç kızını kullanarak ''Bakın ben ne kadar modernim, bana oy verin'' diyerek oy isteyen Taha Aksoy daha İzmir'deki sandıkların yarısı bile açıklanmadan ceketini alıp AKP binasından ayrıldı. Benzer taktiği İstanbul Bakırköy'deki AKP adayı da denedi ama yine tutmadı.
Ankara'daysa ardı ardında gelen elektrik kesintilerinin TEDAŞ'a bağlı olmaması bir Gökçek komplosu olarak yorumlandı. Bir de üzerine YSK'dan 45 dakika veri alınamaması işin tuzu biberi oldu.
Bazı il ve ilçelerden veri gelmeyince, kafada soru işaretleri oluştu. Kesintiden önce AKP'yle CHP'nin oylar burun burunaydı ancak kesintiden sonra birden AKP oyları yükselme yaptı.
Çalınan sandıklar, kavgalar, yaralılar derken seçime gölge düştü. Sandıkların ve oyların güvenliği tehlikeye girdi ama bizim çok değerli YSK'mız ''Herşey yolunda'' dedi. Görünenlere bakarsak hiç de yolunda değildi, aradan kaç saat geçti ama hala net bir sonuç yok ortada. Her yerden şikayetler yağıyor.
***
Oranlar, oylar, iller, ilçeler adına çok şey yazıp çizebiliriz ki önümüzdeki günler ilginç gelişmelere gebe ama bu seçimin önemli bir sonucu var. O da, halkın AKP'ye ciddi bir uyarıda bulunduğu. İktidar partisi her ne kadar söylemlerinde çok iyi işler çıkarttığını, düzgün bir yönetime sahip olduklarını iddia etseler de işlerin böyle olmadığı açık.
Bilhassa %47'lik oy oranından sonra kendisini iyice ülkenin kralı sanan AKP, bu anlayışla başta medya olmak üzere ülkedeki tüm muhalif kesimlere baskı uygulamaya başlamıştı. Bu sebeple Türkiye'de yaşayan belli bir kesimin ciddi endişeleri bulunuyordu ama AKP dinlemedi.
22 Temmuz'da verilen ''Biz herkesin iktidarı olacağız'' sözü tutulmadı. Sadece yandaşların iktidarı olundu.
Kadrolaşma mantığı içinde stratejik önemi olan yerlere liyakata bakılmaksızın AKP kafasına uygun isimler getirildi. Bunun sonucunda herşey ters gitti. THY apronunda deve kesildi, tüm dünyaya rezil olduk. Üzerine THY başkanının terlikli, eşinin 3 adım ilerisindeki görüntüsü alkışlanacak (!) bir olaydı
Otellere içki yasağı getirildi hatta alkol sattığı için bakkallar tartaklandı. Günlük yaşam tarzı daha islami, daha muhafazakar hale getirilmeye çalışıldı. Özellikle kırsal kesimde Cuma namazına gitmeyen esnafa tavır alındı.
Tüm bunlarsa bazıları tarafından ''Demokrasi'' olarak yutturulmaya çalışıldı.
***
AKP, Türkiye'de tek sesli bir düzen kurmak istedi. Bunun için çalıştı. Medya boykotundan, diğer partileri hedef alan konuşmalara yapılanların temel hedefi tekdüze düşünen, sadece AKP diyen bir halk kitlesi yaratmaktı.
Bu seçimlerde bu yüzden bir umuttu AKP için. Bu seçimden alınan yüksek sonuçlar, hedefe daha da ulaşıldığını gösterecekti. Yola çıkan Kılıçdaroğlu gibi engellerse küçümsenmişti.
Ancak, küçümsenen engeller başlarına dert oldu.
Seçim sonuçları bu ülkede hala oyuna gelmeyenlerin var olduğunu bizlere gösterdi. Bu anlamda AKP'ye ciddi bir uyarı verilmiştir. Bu saatten sonra değişecek, daha çağdaş bir yönetim anlayışını benimseyeceklerini sanmıyorum ama bu tokat Türkiye'de bir şeylerin değişmesi için umut olacaktır.
Daha önce sürekli esip, gürleyen Erdoğan'ın birden süt dökmüş kedi gibi uysal bir hale bürünmesi bunun kanıtı değil midir?
Öncelikle bu seçim sonuçlarının laiklik ve yaşam tarzı konusunda endişesi olan insanları rahatlattığı bir gerçek. Zira %47 şımarıklığıyla iyice kendisini ''Kral'' ilan eden AKP bu seçimde daha yüksek bir oy oranı alsaydı daha baskıcı daha totaliter bir yönetime bürünecekti. Bu da ülkedeki muhaliflerde ciddi bir sıkışmaya neden olacaktı. Oysa oy oranı %40'larda kaldı.
Bu sefer evdeki hesap çarşıya uymadı. Her ne kadar yandaş medya ''Güvenoyu'' gibi başlıklar atsa da AKP ciddi bir yara aldı. Henüz resmi sonuçlar yok ama görünen tabloda AKP elindeki 16 ili kaybetti.
Doğu meselelerinde takınılan duyarsız ve ciddiyetsiz tutum pahalıya mal oldu ve kazanılan iller bir bir DTP'ye geçti. Daha önce pragmatik davranarak yatırımlar kesilir diye AKP'ye oy veren Antalya'ysa akıllanarak CHP saflarına geçti buna karşılık CHP Trabzon'u kaptırdı.
***
Büyükşehirlerdeyse durumlar karışık.
İzmir sürpriz yapmadı ve yine CHP dedi. İzmir'den AKP adayı olan ve 2 normal giyimli genç kızını kullanarak ''Bakın ben ne kadar modernim, bana oy verin'' diyerek oy isteyen Taha Aksoy daha İzmir'deki sandıkların yarısı bile açıklanmadan ceketini alıp AKP binasından ayrıldı. Benzer taktiği İstanbul Bakırköy'deki AKP adayı da denedi ama yine tutmadı.
Ankara'daysa ardı ardında gelen elektrik kesintilerinin TEDAŞ'a bağlı olmaması bir Gökçek komplosu olarak yorumlandı. Bir de üzerine YSK'dan 45 dakika veri alınamaması işin tuzu biberi oldu.
Bazı il ve ilçelerden veri gelmeyince, kafada soru işaretleri oluştu. Kesintiden önce AKP'yle CHP'nin oylar burun burunaydı ancak kesintiden sonra birden AKP oyları yükselme yaptı.
Çalınan sandıklar, kavgalar, yaralılar derken seçime gölge düştü. Sandıkların ve oyların güvenliği tehlikeye girdi ama bizim çok değerli YSK'mız ''Herşey yolunda'' dedi. Görünenlere bakarsak hiç de yolunda değildi, aradan kaç saat geçti ama hala net bir sonuç yok ortada. Her yerden şikayetler yağıyor.
***
Oranlar, oylar, iller, ilçeler adına çok şey yazıp çizebiliriz ki önümüzdeki günler ilginç gelişmelere gebe ama bu seçimin önemli bir sonucu var. O da, halkın AKP'ye ciddi bir uyarıda bulunduğu. İktidar partisi her ne kadar söylemlerinde çok iyi işler çıkarttığını, düzgün bir yönetime sahip olduklarını iddia etseler de işlerin böyle olmadığı açık.
Bilhassa %47'lik oy oranından sonra kendisini iyice ülkenin kralı sanan AKP, bu anlayışla başta medya olmak üzere ülkedeki tüm muhalif kesimlere baskı uygulamaya başlamıştı. Bu sebeple Türkiye'de yaşayan belli bir kesimin ciddi endişeleri bulunuyordu ama AKP dinlemedi.
22 Temmuz'da verilen ''Biz herkesin iktidarı olacağız'' sözü tutulmadı. Sadece yandaşların iktidarı olundu.
Kadrolaşma mantığı içinde stratejik önemi olan yerlere liyakata bakılmaksızın AKP kafasına uygun isimler getirildi. Bunun sonucunda herşey ters gitti. THY apronunda deve kesildi, tüm dünyaya rezil olduk. Üzerine THY başkanının terlikli, eşinin 3 adım ilerisindeki görüntüsü alkışlanacak (!) bir olaydı
Otellere içki yasağı getirildi hatta alkol sattığı için bakkallar tartaklandı. Günlük yaşam tarzı daha islami, daha muhafazakar hale getirilmeye çalışıldı. Özellikle kırsal kesimde Cuma namazına gitmeyen esnafa tavır alındı.
Tüm bunlarsa bazıları tarafından ''Demokrasi'' olarak yutturulmaya çalışıldı.
***
AKP, Türkiye'de tek sesli bir düzen kurmak istedi. Bunun için çalıştı. Medya boykotundan, diğer partileri hedef alan konuşmalara yapılanların temel hedefi tekdüze düşünen, sadece AKP diyen bir halk kitlesi yaratmaktı.
Bu seçimlerde bu yüzden bir umuttu AKP için. Bu seçimden alınan yüksek sonuçlar, hedefe daha da ulaşıldığını gösterecekti. Yola çıkan Kılıçdaroğlu gibi engellerse küçümsenmişti.
Ancak, küçümsenen engeller başlarına dert oldu.
Seçim sonuçları bu ülkede hala oyuna gelmeyenlerin var olduğunu bizlere gösterdi. Bu anlamda AKP'ye ciddi bir uyarı verilmiştir. Bu saatten sonra değişecek, daha çağdaş bir yönetim anlayışını benimseyeceklerini sanmıyorum ama bu tokat Türkiye'de bir şeylerin değişmesi için umut olacaktır.
Daha önce sürekli esip, gürleyen Erdoğan'ın birden süt dökmüş kedi gibi uysal bir hale bürünmesi bunun kanıtı değil midir?
- Toplam blog
- : 278
- : 1369
- Kayıt tarihi
- : 16.01.07
Küçük bir kız çocuğu masumiyetidir yazmak, her satırı her cümleyi her kelimeyi tekrar tekrar gözden ..