Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '09

 
Kategori
Dünya
 

“Kıbrıs’ı kimse satamaz...”

“Kıbrıs’ı kimse satamaz...”
 

“Kıbrıs’ı kimse satamaz...”

Bu sözler, KKTC Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat’a ait.

Talat, bu sözü son dönemlerde daha sık kullanıyor.

Rum lider Dimitris Hristofyas’la devam eden görüşmelerin içeriğinden rahatsız olan kesimler, “Kıbrıs satılıyor” endişesi içinde.

Aslında yaşananlar da bu endişeyi artıyor.

“Kıbrıs satılıyor” demiyoruz, ama Rum tarafının tutumu ve Kuzey Kırbıs’ta sendikaların sokağa dökülmesi, 2004 referandumu öncesinde sahneye konulan filmin tekrarı gibi.

Ama “farklı” fragmanlarla!

İşte bu endişelerin gündeme taşındığı bir dönemde, Sayın Cumhurbaşkanı Talat’la hafta içinde birlikteydik, Cumhurbaşkanlığı’nda...

Endişeleri sorduk.

3 Eylül’de başlayacak ikinci tur öncesinde, görüşme süreciyle ilgili tutumunu dinledik.

Not ettik...

Soruyu “gevelemeden etmeden” “Rum liderle gizli bir anlaşma mı var? Kıbrıs satılıyor mu?” diye sorduk.

Talat, güldü...

Ve cevap verdi.

“Kıbrıs satılır mı hiç, insan vatanını satar mı? Ne gizli anlaşması, hiç gizli papaz olur mu?” diye sordu bize.

Sorular ve cevaplar ard arda geldi.

Mesela, Annan Planı’nda Rumlara verilecek bölgeler arasında bulunan, Güzelyurt ve Karpaz’la ilgili söylediği sözler. “Güzelyurt ve Karpaz’ı vermes isteğinde değilim...”

Açıkcası, Talat, eskisi kadar “mutlaka çözüm” olacak havasında değildi.

Hatta, “Mutlaka çözüm olacak demiyorum, çözüm olabilir diyorum” sözleriyle bunu güçlendiriyordu.

KKTC Cumhurbaşkanı’nı bu noktaya getiren süreçte, Rum liderliğinin “çözümsüzlüğü” ve Rum halkının, Kıbrıs Türkleriyle bir arada “yaşamak” istememesinin bir sonucu olsa gerek!

Güney Kıbrıs’ta yapılan bütün anketlere göre, Rumların çoğunluğu, Kıbrıs Türkleriyle birlikte yaşamak istemiyor.

Çözüm onlar için, Kıbrıs’ın “tamamı...” anlamına geliyor.

İşte, göreve geldiği 2005 yılından itibaren Talat da bunu yakından gördü.

KKTC Devletinin en başında oturan biri olarak, süreci daha iyi analiz etme şansına sahip oldu.

Şöyleki, muhalefette söylediklerinin “tam tersi” açıklamalara yer verdi.

Bunu eleştirmiyoruz.

Vurgulamak istediğimiz, “sorumlu” olduğunuz zaman bazı “gerçekleri” daha yakından görme fırsatı yakalıyorsunuz.

Sayın Talat diyor ki, “Türk askeri çıkarsa çatışma ortamı olur...”

Bu doğru bir söz, ancak daha önce “muhalefet partisi” başkanı iken, Türkiye’nin adada yeterinden fazla kaldığından söz ediyordu... "Türkiye`nin bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz, ancak burada yeterinden fazla kalmıştır.”(25 Eylül 2001-The Guardian)

Aslında son beş yıl içinde Talat, görevi nedeniyle bir değişim yaşadı...

Bazıları “Denktaş’a benzedi” dedi, bazıları “gerçekleri gördü...”

Her ikisi de aynı anlama gelmiyor mu ki?

 
Toplam blog
: 40
: 708
Kayıt tarihi
: 08.02.09
 
 

SEFA KARAHASAN, 1997’den beri gazeteci milletinin aktif üyesi. Gazeteciliğe halen Milliyet gazete..