Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

"Kin, Nefret ve İntikam" İnsanlığı Bitiren Duygular

"Kin, Nefret ve İntikam" İnsanlığı Bitiren Duygular
 

Hayatın ve yaşamın kendisi ile barışık olmayan insanların zihinsel dünyasında, her daim bir öç alma, kin duyma ve bir intikam duygusu söz konusudur. Yanlışa yanlış eklemek için kin, nefret, intikam duygularını zihin dünyasına yerleştirmek gerekir. Bu duygular öyle bir hal ifadesine sahiptirki, bu duygularla yaşamak zorunda kalan insan, günün birinde kendisinide yer, yok eder ve harab ve bitap bir hale düşürür. Bu tür ve tipteki insanları çevremizde bol miktarda görmekteyiz.

Ve bizim ülkemizde, yanlışa yanlış eklemek adına, kin, nefret ve intikam duygularını zihnine yerleştirmiş o denli çok insan varki. Ve bu insanlar, kin ve nefret tohumlarını her dem besleyip, büyütüp, yeşertip bir şekilde yaşamın her hangi bir noktasında ortaya çıkartmak sureti ile yeni vicdani yaralar açıp ve belkide hiçbir zaman kapanmayacak yaraların ortaya çıkmasına neden oluyorlar.

Memleketin battığını, yok olduğunu ve tarumar edildiğini düşünen 1960’lı yılların ordusu, kendi ölçülerine göre ve yine kendi belirlemiş olduğu batma, yok olma kriterlerine göre bir darbe yapıyor ve dönemin seçim yolu ile iktidara gelmiş olan siyasal iktidarının mensuplarını top yekün demir parmaklıklar arkasına gönderiyordu. Ve ardından Başbakan dahil üç kişi idam ediliyordu.

DP iktidarı döneminde memleketin tarumar olduğuna dair belirlenmiş olan kriterleri koyanlar kimler?

İşte o ordu elindeki silahlı güçle keyfi bir şekilde yönetime el koyuyor ve darağaçları kurmak sureti ile belkide bir daha toplumun zihninde kapanmayacak bir yaranın açılmasına neden oluyordu.

Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamı Türkiye yakın tarihinin en iğreti olaylarından birisidir ve o kararların açmış olduğu yaralar halen kapanmamıştır.

Lakin bu bir yanlışken, hemen ardından bir başka yanlış on yıl sonra yeniden tekrarlanıyordu. Yine ordu, yine darbe ve bir ara dönem sonrasında alınan idam kararları ile birlikte idam edilen üç genç. Anayasal düzeni ortadan kaldırmak sureti ile ülkeye Marksist, Leninist bir düzen getirmek isteyen bu gençlerin böyle bir devrim yapabilme güçlerinin olmadığı ayan beyan ortadayken haklarında idam kararı veriliyor ve doğruca darağacına gönderiliyor bu üç genç. Yani bir öç ve intikam duygusu ile alınıyor karar.

Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamından ders çıkarmayan zihniyet dünyası, kinine, intikam hislerine yenik düşerek gencecik insanları darağacına göndermekten imtina etmiyor ve idamlarla ilgili mecliste yapılan oylamada, dönemin Adalet Partisi sıralarında tam kadro idama evet elleri havaya kalkıyor. Hatta oylama öyle bir hal alıyorki, Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel kafasını arka sıralara çevirerek el kaldırmayan vekili var mı diyerekten kontrol bile yapıyor.

Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamı ile Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı Türkiye’nin yakın tarihine kazınmış birer utanç lekesidir. Ne varki burada dikkat çekmekte fayda görüyorum, bu idam kararlarını verip insanları darağaçlarına gönderenlerin isimlerini kimler hatırlıyor?

Geçtiğimiz günlerde 12 Mart döneminin zihinlere kazınmış ismi olan Tuğgeneral Ali Elverdi nefes tıkanması neticesinde öldü. Ali Elverdi, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararını veren Askeri Mahkemenin başkanıydı ve o mahkemeyi yöneten, hukukçu dahi olmaya bir şahsiyetti. Ali Elverdi, idamların gerçekleştiği gece, koştura koştura Ulucanlar Cezaevine gidiyor ve elinde sigarası ile idam edilen gençleri izliyor. Tabiki bu davranış biçimi hayretlerimize mazhar oluyor. Dedik ya intikam duygusu bu denli iğreti sonuçları doğurabiliyor diye.

Ali Elverdi denen şahsiyet öldüğünde, bu zatın ismini bilenler ve 12 Mart dönemindeki icraatlerine tanık olanlar şöyle bir soru soruyorlar, “Ali Elverdi yaşıyor muydu?”.

Meğerse yaşıyor muş Ali Elverdi, maalesef biz bu ismin yaşadığını, öldüğünde öğrendik.

Ali Elverdi 12 Mart sonrasında Süleyman Demirel tarafından ödüllendiriliyor ve meclise Bursa milletvekili olarak giriyor. Acaba Bursalılar biliyor mudur Ali Elverdi’nin kendilerini temsil eden bir vekil olduğunu?

Geçtiğimiz günlerde Oral Çalışlar Radikal’deki yazısında Ali Elverdi ile ilgili ilginç bir anı akatarmıştı.

Malumunuz 12 Mart döneminde yargılananlardan biriside Oral Çalışlar’dır ve Ali Elverdi tarafından idam edilmek istenen gençlerden birisidir Oral Çalışlar’da. Ankara’da, yolda giderken karşılaşıyor Ali Elverdi ile ve yanına yaklaşarak soruyor “Beni tanıdınız mı?” diye. Ali Elverdi, irkiliyor ve bir an için panik yapıyor Oral Çalışlar’ın bu sorusu üzerine. Oral Çalışlar’ın bu küçük anısı bile birçok şeyi anlatmaya yetiyor bizlere.

Sonuç mu?

Kin, nefret ve intikam duyguları, insanı, insanlıktan çıkaran yegâne duygulardır.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..