Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

5 Mayıs'ta başlar hüznüm

5 Mayıs'ta başlar hüznüm
 

Renk cümbüşü tadında caddelerin, bol albenili vitrinleri önünde el ele dolaşan sevgilileri görünce insan, pek tabi ki sorgulamak zorunda kalıyor! "Henüz yirmili yaşlarında, hayatının baharında ve iyi birer okulda okurken, yağlı urgana boyun uzatmak kolay mıdır?" diye.

Hiçbir beklenti gütmeksizin, karşılıksız bir sevdaya tutulup, canları ile ödemişlerdi sevdalarının bedelini. Ve astılar üç genci ellerini ovuşturarak. Hemde keyfini çıkara çıkara, gözlerini patlata patlata izlediler üç gencin o yağlı urganın ucunda sallanan bedenlerini. Ağızlarından salyalar akıtarak.

Verdiler en iğreti, mide bulandırıcı halleri ile demeçlerini.

“Taksim meydanında sallandıracaksın üç beş tanesini, bak bakalım kalıyor mu memlekette bir şey?”

diye.

Ve bu zihniyet dünyası, memleketin gençlerini bir bir yedi. Hemde doymak bilmez bir açlıkla. Hangi gençki bunların zihniyet dünyasına koydu postasını, olmadık işkenceleri reva gördüler o gence, o gençlere. Yaşını büyütüp, gönderdiler yağlı urganın ucuna.

Ve sonuç meydanda.

Her gün ama her gün ölen, öldürülen ve çözümlenmeyen dağ gibi sorunlar.

Ve ben!

Ne zaman bir 5 Mayıs gelse içimi hüzün kaplar. Yüreğimde hafif tarafından bir kabarma, ve ılık ılık bir titreme başlar bedenimde.

Sanırım bu yüzden seviyorum Rodrigo’yu. Deniz Gezmiş’in ölmeden önce dinlemek istediği melodiydi Rodrigo’nun Gitar Konçertosu. İnsanı alıp, başka diyarlara götüren bir melodi.

Sessizce ve dingin bir halde dinlemek Rodrigo’nun Gitar Konçertosunu.

O idamların onayı için ellerini havaya dikenler, gün gelip aynaya baktıklarında ettikleri laf, yüzsüz olmanın ne demek olduğuna dair kanıt niteliğindeydi.

“O günlerin şartları onu gerektiriyordu.”

Yesinler o günlerinizin şartlarını. Boylarından, poslarından, göbeklerinden ve yaşlarından utanmayan bu zevatlar, memleketin üzerine çöken birer kara basan kıvamındaydılar. Her devre, her döneme göre şerbet dağıtan bu yüzsüzler güruhu, kanla beslendiklerini gün gelip bir bir beyan eder hale düştüler.

O günün şartlarında, koltuğumu nasıl korur, henüz yirmili yaşlarında insanları ipe göndererek intikamımı nasıl alırım hesaplarında yediler gençlerini. Ve tek bir gün dahi utanmadılar yaptıklarından. Her dem aynaya baktıklarında, kızarmış yüz hatlarından rahatsız bile olmadılar. O havaya kalkan elleri ile karınlarını doyurdular. Hem de hiçbir rahatsızlık hissine kapılmadan.

Efendiler!

İşte ortada yarattığınız memleket.

Vatandaşınızın her birini cinnete mahkum bıraktınız. Her dem tecavüz vakaları, her dem akıllara ziyan cinayet hadiseleri, uyuşturucuya bulaşmış gençleri, tarumar olmuş aile yapıları ve tamda orta yerde duran mutsuz bir toplum hali.

Yirmilerinde aşık olmanın bile ne olduğunu bilmeyen, sevgilinin nefesini bile hissetmemiş gençlerini ipe çektiniz de, yarattığınız memleketiniz övüncünüz mü oldu?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..