"Lincoln'ü Norveç maçına yetiştirmek...

Tezkerenin daha şimdiden çok işe yaradığı gibi veciz başlıklar bugün gazetelerin ilk sayfalarında. Ama bu kadar önemli konulara rağmen ben bugünkü manşeti Fotospor gazetesinden seçtim: “Lincoln’ü Türk yapın, Norveç maçına yetiştirin!”

Yani, Mehmet Eren arkadaşımız varken benim Blog’da futbolla ilgili ahkâm kesmem elbette mümkün değil ama sıradan bir vatandaş olarak bu komediye gülmek de herhalde benim hakkım öyle değil mi?

Son dört maçta 12 puanın ancak ikisini alabilen, 10’unu rakiplerine hediye eden Türkiye, son iki maçı kazanacak, Norveç’i kendi sahasında yenecek, böylece finallere gitme hakkı kazanacak. Bunu da yabancı bir futbolcuyu “Türkleştirerek” elde edecek… Breh breh…

Bir kere Lincoln’ün takıma katılmasıyla her şeyin düzeleceğini, galibiyeti hak edecek oyunlar ortaya koyacağımızı ve Norveç’i saf dışı edeceğimizi kim garanti ediyor?

İkincisi ve daha da önemlisi, böyle bir hileyle kazanılan maçın ve final hakkının, Türklük gurur ve onuruyla nasıl bir bağlantısı olur? Finallere gidememek mi daha onur kırıcı, bu şekilde gitmek mi? Ben hayal kırıklığı içindeyim…

Bu konularda yazmak, çizmek, konuşmak daha zevkli, daha heyecanlı biliyorum. Ama ülkemizin gündeminde ciddi konular da var.

Şimdi gazetelerimizin manşetlerine bir göz atalım.

*****

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınır ötesi operasyon imkânı veren tezkerenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde büyük bir çoğunlukla kabul edilmesinin yankıları sürüyor.

Hükümet, operasyona gerek bırakmayacak önlemlerin Bağdat tarafından alınması için, genişletilmiş "Irak’a komşu ülkeler" toplantısında, yoğun çaba gösterme kararı aldı.

Cumhuriyet gazetesi olaya bu açıdan yaklaşarak “Hükümet bekleyecek” manşetini attı.

Güneş gazetesi, dış basında yer alan bazı haber, yorum ve yazılardan esinlenerek, “Türkiye ABD’ye meydan okudu” başlığını kullandı.

Tezkere Meclis’te kabul edilince Bağdat’ta gece geç saatlerde üçlü zirve toplantısı yapıldı. Dışişleri Bakanı Zebari dün PKK’ya, Irak topraklarını terk et, çağrısı yaptı. Hürriyet gazetesi haberi Irak’ın ağzından “Siz girmeyin, biz kovuyoruz” şeklinde verdi.

Aynı haber Sabah gazetesinde “PKK’ya emir: Irak’ı terket”; Star gazetesinde ise, “PKK Irak’ı terk et” manşetiyle yer aldı.

Anlaşılıyordu ki sınır ötesi harekete imkân veren tezkere, Irak’ta oldukça endişe uyandırmıştı. Kürt kökenli bakan Zebari, tezkere ensemizde bir kılıç gibi derken, bu korkuyu açığa vuruyordu.

Vatan gazetesi bu gelişmeleri “Yola geliyorlar” başlığıyla duyurdu.

Türkiye’nin kararlı tavrı sınır ötemizde gerçekten hissedilmişti. Irak’ta bu gelişmeler olurken, ABD’de Ermeni tasarısına destek verenlerin birer birer imzalarını çektikleri haberi geliyordu.

Yeni Şafak gazetesi, “Sınır ötesinde tezkere rüzgarı” başlıklı haberle bunu anlatıyordu.

Güneydoğu sorunun çözümünde terörü önlemede, PKK’yı etkisiz hale getirmenin elbette büyük payı olacak. Fakat istenilen sonucun alınabilmesi için ekonomik önlemlerin alınması da gerekli.

Bu amaçla hazırlanan projelere öncelik verilmeye başlandı. Zaman gazetesinin “Güneydoğu’ya yatırım seferberliği” manşeti altında ele aldığı haberde, 485 işadamının 25 Ekim’de İstanbul’da toplanarak yatırım konularını görüşeceği bildiriliyor.

*****

Bir diğer siyasi gündem maddesi referandum. Tezkerenin gölgesinde kalan ve bu yüzden biraz da ihmal edilen referandum’a iki gün kaldı. Pazar günü sandık başına gidip oy vereceğiz.

Verdiğimiz bu oylar aslında milletvekili seçimlerinde kullandığımız oydan daha değersiz değil. Tam tersine Türkiye’nin geleceğine yönelik önemli kararları kabul veya reddeceğiz.

Birçok vatandaşın referandumun ne konuda olduğunu bilmediği iddiaları var. Ben hemen özet bir bilgi vermek istiyorum. Referandumda oylanacak beş önemli madde var:

1- Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi.
2- Cumhurbaşkanlığı süresinin beş yıla indirilmesi.
3- Bir cumhurbaşkanının iki kere üstüste seçilebilmesi.
4- Seçimlerin dört yılda bir yapılması.
5- Meclis’in 184 üyeyle toplantıyı açabilmesi…

Eğer bunların olmasını istiyorsanız, “Evet”, istemiyorsanız “Hayır” oyu kullanacaksınız.

Milliyet gazetesi bugün, referandum oylamasına katılmayanlara verilecek cezayı manşetine taşımış. “Referanduma zamlı tarife” başlıklı haberde, normal seçimlerde 7,5 lira olan oylamaya katılmama cezasının, referandum için 17 YTL’ye çıkarılmış olması konu ediniliyor.

*****

Diğer gazete manşetleri de şöyle:

Akşam gazetesi, uyanık emeklilerin maaşı durdurup tekrar kısa süreli işe başladıktan sonra, yeniden daha yüksek maaşla emekli olmalarını önlemek için çıkarılan kanunda bir boşluk bulunduğunu yazıyor.

“Emeklilikte ikinci bomba” başlıklı habere göre, emekliler maaştan vazgeçip iki yıl daha çalıştıklarında, maaşlarını dörde bile katlayabileceklermiş. Sanırım bir an evvel bu konuda tedbir alınır da, kısa sürede işbitiren bazı uyanıklar yüzünden yeni haksızlıklar yapılmaz.

*****

Almanya’da 8’i Türk 9 kişiyi Ceska marka silahla öldüren katillerin sorgulamalarının altında, kanlı örgütün uyuşturucu hesaplaşması çıkmış. Bugün gazetesinin “Seri cinayetten PKK çıktı” başlıklı haberinde, haraç isteyen Diyarbakırlı bir ailenin ve tetikçilerin kimliklerinin belirlendiği belirtiliyor.

*****

Posta gazetesinden yine klasik bir ölüm haberi. “Acı dolu çanta”… Bursa’da Metroya binerken annesini kaybeden otistik özürlü Oğuzhan, caddeye çıkmış ve bir otomobilin altında kalmış. Oğlunu arayan anne kaza yerinde toplanan kalabalığa yaklaşınca ceset torbasının yanında oğlunun çantasıyla karşılaşmış…

Takvim gazetesi de aynı haberle ilgili acılı annenin feryadını manşet yapmış: “Geri dön oğlum!”

*****

Enerji Bakanı’nın çevre ve doğayı ajanlıkla suçladığını belirten Radikal gazetesi, “Kaz dağlarını savunmak, dış güçlere âlet olmakmış” diye manşet atmış.

*****

2008’de emekli olacak personel ile boş kadrolara atama yapılacağını manşetten haber yapan Türkiye gazetesi haberi, “Kamuya 50 bin taze kan daha” manşetiyle duyurmuş.

*****

Spor gazetelerinden Fanatik, “Randevuya bir gün kaldı” diyerek, Trabzonspor-Beşiktaş maçını ön plana çıkarırken, Fotospor’un manşetinde İsviçre maçında bizi FİFA’ya sattığı iddia edilen “Hainler” var.

Bugünlük de bu kadar. Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…