Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '11

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

"Olumlu" ne demek?

"Olumlu" ne demek?
 

Pislik içinde yaşamanın olumlu etkilerinden faydalanmalıymışız!


Öğrencilik yıllarımda Türkiye’de yapılan HABİTAT toplantısında katılımcılara yardımcı olmak için görevlendirilmiştim. O yaz, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinden birçok öğrenci bu etkinlikte görev aldı. Yabancı konuklara İstanbul’u gezdirdik. Ben, iki arkadaşımla birlikte Japon bilim adamlarını gezdiriyordum. Akşamüzeri konferans çıkışı yorgunluktan ölecek gibiydik. Gezdirdiğimiz profesörler maraton koşucusu gibiydi. Fotoğraf makineleri ellerinde, ne görürlerse çekiyorlardı. Pazarcı bağırışlarını duyunca Sinan Paşa Camisinin arka tarafındaki Beşiktaş pazarına girdiler. Mecburen biz de peşlerinden… Beşiktaş pazarında gezerken, Japon profesörlerden biri tezgahtan havuç alıp tezgahtara dönerek çok feci bir küfrü gayet samimi bir mimikle söyledi. Tezgahtar zank diye dondu kaldı! Çevremizde ki 5-10 kişi de lafları duymuştu. Öyle utandık ki durumu toparlamakta bile zorlandık. Olay sonradan anlaşıldı. Muzip bir arkadaş, “Bu kaça?” demek isteyen Japon’a küfür öğretmişti!.. Japon profesör de eline havucu alıp o küfürlü sözleri söyleyince deliye döndük. Gülmeyin ama! Çok utandık! 

Bunu niye mi anlattım. Şu sıralar bir rapor dosyasını inceliyorum. Aynı bizim Japon profesör gibi kandırılmış birilerini fark ettim! Hem de ne biçim kandırmışlar. Bu sefer, ortada Japon yok! Ama sanırım olaya biraz ‘Fransız’ kalmışlar! Bu raportörler de Türkçe konusunda müthiş eksiklikler yaşıyorlar. Ya Türkçeleri eksik, yada fena şekilde dalga geçiyorlar! 

Olumlu kelimesinin anlamını bilir misiniz? Bilmiyorsanız ben size söyleyeyim: Olumlu, olumsuz demektir. Hoppala! Nerden çıktı bu demeyin! Öyle işte pazara gittiğinizde tezgahtara iki kilo domates ver dediğinizde elinize bir demet pırasa tutuşturması gibi bir durum. Çünkü pazarcı Japon! 

“BÖLÜM V. HALKIN KATILIMI: V.1. Projeden Etkilenmesi Olası Halkın Belirlenmesi Ve Halkın Görüşlerinin ÇED Çalışmasına Yansıtılması İçin Önerilen Yöntemler” başlıklı bölümde aynen şöyle diyor: “...Entegre Katı Atık Bertaraf Ve Enerji Üretim Tesisleri projesinden birinci derecede olumlu etkilenecek halk, Çorlu İlçesi, Hatip Mevki ve çevresinde yaşayanlar olacaktır.” 

Aynı mantıkla gidersek; Haliç çevresindeki pis hava ve dayanılmaz koku aslında o mevkide yaşayanları olumlu etkiliyordu! 

Yada; “Gebze, Çayırova, Dilovası mevkide bulunan sanayi tesislerinin ürettiği çevre zararları, bölgede yaşayan (buna yaşamak denirse!) halka birinci derecede olumlu etkiler yapacaktır.” Denilebilir mi? Çayırova, Dilovası ekseninde patlak veren kanser salgınını mı yoksa öksürmekten konuşamayan insanların içler acısı durumunu mu, ‘olumlu’ olarak ifade edebiliriz bilmiyorum. 

Ortaya şöyle düşüncelere sahip, beyinleri alınmış, her söyleneni kabul eden, ‘evet efendim-sepet efendim’ diyen, fikri hilkatlar çıkması isteniyor: “Ama bizler o kadar nankörüz ki, bu pislikten hep nefret etmişizdir! Şimdi aynı nankörlüğü yapmayalım ve pislikle iç içe yaşamayı kabul edelim. Ne de olsa bu bizim kaderimiz! Kaderimizde çöpe düşmek varsa, bunu tevekkül içerisinde kabul etmeliyiz. Sonuçta birileri gelip kafamıza da pisletse, ‘bunun bir hikmeti vardır, benim aklım ermez. Büyüklerim bilir!’ demek gereklidir.” Ter bastı! Yazarken kendimi bu tür bir kafa yapısına sahip olanların yerine koydum. O anda Orta Çağ Avrupa’sında yakılan cadıları ve içine şeytan girmiş bilim adamlarını düşünüp; kendimden tiksindim, nefret ettim. 

Sonuçta, dünyayı -bir gün- büyük bir pislik topağı haline getirdiğimizde her şey o pisliğin içerisinde boğulacak. 

Demokrasi de, demokrasiyi demokratik olmayan amaçlarını gerçekleştirmek için araç olarak kullananlar da, onları görüp susanlar da, hiçbir şeyin farkında olmadan günlük hayatını sürdürenler de... 

Demokratik özgürlükler, birilerinin yaşama haklarında kısıtlamalar ortaya koyuyorsa; özgürlerin özgürlüğüne dönüşür. Eminim ki; Demokritos, demokrasi derken özgürlerin özgürlüğünü hayal etmemişti. 

Demokritos’un da mezarından çıkacak hali yok ya! 

Hep sevgi ile kalın! 

Murat SEVGİ

__________
Murat SEVGİ / Milliyet Blog Galeri:
http://www.facebook.com/album.php?aid=134790&id=679942416&l=33305e6cda 

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..