Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '12

 
Kategori
İlişkiler
 

"Şimdiki aşklar, sonuna kadar değil, donuna kadar mı?"

"Şimdiki aşklar, sonuna kadar değil, donuna kadar mı?"
 

Aşk, devamlı bakım ister. En önemlisi himaye ister. Taraflar aşkı koruduğu müddetçe, kullanma klavuzuna sadık kaldıkça, mesele yoktur.


 “Eşek eşeği ödünç kaşıyor bu devirde”, arkadaşlığı konu edinelim dedim bu hafta. Yaşanan sanal aşklar, hakiki evliliğe dönüşüyor, örneklerini hep birlikte görüyoruz.

Türlü çeşitli arkadaşlıklar var: Blog arkadaşlığı, asker arkadaşlığı, Okul arkadaşlığı, yol arkadaşlığı, gönül arkadaşlığı…

Arkadaşlık kavramı çok derindir. Kusursuz arkadaşlık olmaz bir kere. Arkadaşlıkta güven esastır. Arkadaşlıkta, “söyle bana arkadaşını, senin kim olduğunu söyleyeyim” diyen bu deyim, bir mihenk taşı oluşturur. Bu deyimle, taraflar, “test” edilirler.

Kimileri de arkadaşına, ileride düşman olacak gibi o gözle bakın” diye de fetva vereni vardır. Sonradan pişmanlıkta, yıkıntısını hafif atlatmak için bir önsezidir bu. Ama, arkadaşlığın temeli, karşılıklı güvendedir.

ARKADAŞTAN SEVGİLİ OLUR MU ?  İşte her zaman sorulan sual budur. “Arkadaştan sevgili olur. Ama sevgiliden arkadaş olmaz” derler.

Yakın arkadaştan sevgili olmaz. Olsa da çok yürümez. İnsan, en yakın arkadaşına “sevgili gözü” ile bakar mı?

Konuştuğum birileri diyor ki verdiği cevaplarda: “ Moralim bozulduğunda arardım arkadaşımı. O beni sinemaya götürürdü. Gezer, eğlenirdik. Arada kalbi durumlar olsaydı, sinirlenirdim. Açıkçası hoş durum değil.” Böyle diyen de var,

Ayrıca “ İlklerde  çok yakın arkadaşım değildi. Çok güldürürdü beni. Yakın arkadaşla sevgililiği göze almak çok zordur. Olunca da güzel oluyor. Öncelikle güven duyuyorsun. Yakinen de tanıdığın için, artılar hep senden yana oluyor.” Diyen de var.

Hiç kuşkusuz aşkın, arkadaşlığa göre cinsel bir yönü var. Gerçek anlamda arkadaş olamayanlar, aşkın taraftarı olamazlar. Karşındaki insana “Seninle arkadaş olabilir miyiz?” deyebilirsiniz. En azından bir deneme faslıdır olacak olanlar. Ama, aşık ile maşuk’luğa dönüşmesi an meselesidir.

Dost meclislerinde rastlıyoruz: “ Üniversite yıllarında karşılaştık, evlendik” demiyorlar mı? Diyorlar.

Normal arkadaşlık aşka dönüşünce evlilikler oluyor. Taraflar kazançlı. Neden, birbirlerinin huylarını sularını iyi biliyorlar. Başta da güven duyguları pekişiyor. Birbirlerine karşı dürüst olmayı beceremeyenlerin aşkları ne aşktır , ne de arkadaşlıkları.

Yeterince sorguladığınız bir arkadaşlık ilişkiniz varsa, durup bir düşünün. Taraflar acaba dürüst mü?

Aşkımızın  aşk torbası yırtık olmamalı. Ara sıra büzülesi durumlara düşülmemeli. Ağzı sıkı olmalı. Aşk, özel bir olgudur. Kötü alışkanlıklarla,  silip süpürülemeyecek kadar da yücedir.

Hani yap-satçılar vardır. Arı gibi sokar ve kaçarlar. Arılar soktuktan sonra ölürler, ama bu cinsler daha da canlanır, kanlanırlar.

Konuyu, yazının bu yerinde Antalya’daki  Erdoğan Gönüllü arkadaşımıza çıtlattık. Aşk konusunda ağzı yanıklardandır. Bakalım bu kadim dostumuz ne diyecek diye. Yakinen bilirim kendisini. Şöyle dedi: “ Sorma! Şimdiki aşklar sonuna kadar değil, donuna kadar” demesin mi? Şimdiki aşklar, Tayland malı imiş. Onuncu, 20 nci el imiş. Maalesef yan sanayi ürünü olmuşlar. İyi mi?!

“Yahu, dedik, sen bu lafları bilmezsin n’oldu dedik! O da bunları, Antalya’da fötr şapka giyen bir kadından kapmış. Tanınmış birisiymiş.

İlahi…

Konumuz bu değil tabi. Aşklar çeşit çeşit. Sevdalar da öylesi. Yıldırım aşklar var, ELT olanları var. Adisi var, iadelisi var, taahhütlüsü var. Yanlış adreslisi olanlar var.

Kimine göre aşk, kelebektir. Uçar gider, ağzın açık, bakar kalırsın. O kelebek,yorulunca bir yere konacaktır elbet. Sen de bir zahmet gidersin yanına.

Bizim dağarcığımızda da, aşkın tarifi ise şöyle yapılmış:

“ Eğer aşkın bir sabun ise, köpürt beni  Septuze. İmza, sabuncu Rıza!..”

 

    

  

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..