Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '11

 
Kategori
Edebiyat
 

"Yaşasaydı Âşık Olurdum"

"Yaşasaydı Âşık Olurdum"
 

1970 doğumlu bir yazar Erdal Doğan.

Tanımıyordum, Üsküdar'da sık gitmediğim bir kitapçıda dolaşırken, kapağında Sevgi Soysal'ın gençlik fotoğrafının olduğu bir kitap takıldı gözüme.

"SEVGİ SOYSAL: YAŞASAYDI ÂŞIK OLURDUM" Erdal Doğan. Basım yılı 2003

Kitabı almak için bu başlık yetti de arttı. Benim gibi Sevgi Soysal hayranı olan bir yazarla karşı karşıyaydım. Hem de öyle böyle değil, âşık olacak kadar. Hemen aldım, günün ilk uygun zamanında da okumaya başladım hızla. Ama aynı hızla okumayı sürdürüp kitabın sonuna gelemedim.

Fakat anlatmalıyım size okuduğum kadarını ve başka yerlerden edindiğim bilgileri. Çünkü bugün sevgili Sevgi Soysal'ın ölüm yıldönümü. Tam otuz beş yıl olmuş dünyamızdan gideli. Kanser denen illet hastalık bir göğsünü alıp ciğerlerine yerleştiğinde çok gençti, kırk yaşındaydı ve göz açıp kapayıncaya kadar, tüm yakınlarının şaşkın bakışları arasında göçüp gitti.

Son derece neşeli, hayatı seven Sevgi Soysal sadece parça alınacak diye yapılan operasyonda göğsünün alındığını acı bir şekilde hiç tanımadığı bir erkek hastabakıcıdan öğrendi. Şaşkındı, daha hayatı tanıyamamışken ölüme nasıl hazırlanacağını düşünüyordu. Son anına kadar neşesini korumuş, alaycı davranışını sürdürmüş, ama bir yandan da HOŞ GELDİN ÖLÜM adlı romanını yazmaya başlamıştı. Ne yazık ki tamamlayamadı bu romanı. Oysa tamamlamadan ölmek istemiyor, sırf bunun için birazcık süresi olsun istiyordu.

Bir gün arkadaşlarına, "Hayatı sevdim, insanları sevdim. Ama yenildim... Şimdi ölümü bekleyen biri olmak istemiyorum. Bu bana ters geliyor işte. Bir de bu çocuklar için kötü oldu. Henüz çok küçük bunlar. İlkokula başlamalarını görmek isterdim." dedi, ağlamadan.

Kısacık yaşamına dört roman, üç öykü ve bir anı kitabı sığdırdı.

 

Onu tanıyanlar, kişiliğinin de özel olduğunu söylerlermiş. Şöyle yazıyor bir biyografi sitesinde:

'Hoşlanmadığı sözler söyleyen bir şairin kafasına bardak fırlatacak kadar tavizsiz, hasta yatağında rica üzerine bir gençlik dergisine öykü yazacak kadar sevecen ve "Doğadaki her yenilikten, bahardan ve gençlikten hoşlanışım, doğadaki yenilenme gücünü, ucundan da olsa koparmayı umuşumdan olmalı" diyecek kadar yaşama bağlı. Öleceğini bilip Hoş Geldin Ölüm diye kitap yazacak kadar cesaretli. Bir cezaevi yaşamını (Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu) hüznü, acıları kadar eğlencesiyle ele alacak kadar muzip. Ve, erken ölecek kadar aceleci.'

Sevgi Soysal, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'nin yazarı olarak girdi hayatıma. Bu romanıyla 1973 yılında Orhan Kemal roman ödülünü kazanmıştı. Bana da son derece değişik bakış açısı kazandırdı bu roman. Sonra Tante Roza'yı okudum. Teyzesini anlattığı birbirine bağlı öykülerden oluşan kitabını.

Erdal Doğan iyi bir biyografi çıkarmış, o kadar çok kişiyle görüşmüş ki, o kadar hendek atlamak zorunda kalmış ki âşık olduğu Sevgi Soysal'ı yazabilmek için.

Sevgi hayatı çok sevmiş, ben hem hayatı hem Sevgi'yi çok sevdim. Keşke yaşasaydı, kaleminden çıkacak daha ne çok güzel şeyler olacaktı kim bilir?

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..