Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '07

 
Kategori
Dünya
 

11 Iraklı

Geçen hafta Perşembe günü (16 Ağustos) öğle saatlerinde evimin önünde birden 11 yabancı ile yüz yüze geldim. Biri kadın olan bu 11 kişi kelimenin tam anlamıyla perişan bir haldeydiler…

Perişanlıkları sadece ağustos sıcağından değildi. Uzun zamandır aç ve susuz oldukları belliydi. Uykusuzluktan, yorgunluktan ve tanımadıkları, dilini bilmedikleri yabancı bir ülkede çaresiz, ürkek ve bitkindiler.

Bir kısmı ellerindeki boş su şişelerini umutla bana uzatırken, bir kısmı bahçe duvarının dibine çöktü kaldı. Hemen şişelerini suyla doldurup verdim.. Sularını içenler bildikleri birkaç kelime İngilizce ile otobüs, şoför, otogar, İzmir, İstanbul diyerek dertlerini anlatmaya çalışıyorlardı. Nereden geldiklerini sordum. Hep birden “Irak… Irak…” diye yanıtladılar.

Iraklılar benim evimin önünden ayrıldıktan hemen sonra gelen komşum olup biteni anlattı. Benim evden 500 metre uzaklıktaki Ilgın Koyu yakınlarına gece insan kaçakçıları tarafından bırakılmışlar. Geceyi ormanlık alanda geçirmişlerdi. Komşumun anlatımına göre 30-40 kişi oldukları anlaşılıyordu.İ nsan tacirleri tekneyle Yunan adalarına geçirmek vaadiyle paralarını aldıkları bu insanları buraya bırakıp kaçmışlardı. Ortada tekne filan da yoktu. Bu insanların umut yolculuğu burada sona eriyordu.

Olay anlaşılmıştı. Köyün yolunu tarif ettim ama başına gelecekleri biliyordum. Nitekim 10 dakika sonra jandarma geldi ve bizim 11 Iraklıyı yakaladı. Diğerlerini de orman içinde yakalayıp bir meydana topladılar ve kiralanan iki minibüsle Mumcular Beldesi karakoluna götürdüler.

Daha sonra öğrendiğime göre 11 Iraklı ile birlikte 26 da Filistinli varmış. İşlemleri tamamlanınca önce Bodrum Emniyeti’ne, oradan Muğla İl Merkezine götürülerek sınır dışı edileceklerdi.

Bizim bölgede bu tür insan kaçakçılığı olayları çok sık yaşanıyor.Kimi böyle yakalanıyor. Kimisinin teknesi batıyor ve denizde ölüyor. Geçen yıllarda 43 kişi denizde boğularak ölmüştü. Bizim köyde yaşadığımız olay günü de İzmir Urla’da 6 Afganlı teknenin batması sonucu ölmüştü.

Yaşadığım bu olay beni çok etkiledi ve düşündürdü.

Bu insan ticareti uzun yıllardır devam ediyor. Bu insanlık dramını, bu insanlık ayıbını önlemek için görünürde çok şey yapılıyor ama bir türlü önlenemiyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve bu olaydan en çok başı ağrıyan Akdeniz ülkelerinden Türkiye, Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’nın aldıkları önlemler insan tacirlerini durduramıyor. Bu ülkelerin ceza yasalarında bu suç için 8-10 yıllık cezalar öngörülmesine karşılık insan tacirleri 2 ay cezaevinde dinlenip çıkar çıkmaz çalışmaya başlıyorlar. Bu kişileri devletin ilgili birimleri yakından tanıyor ama nedense sorun çözülmüyor. Çözülmesi de mümkün değil.

Bunun sebebini yazının sonunda açıklayacağım ama çok çapraşık bir konu olan bu insan ticareti konusundaki kavramları anlayabilmek için bu konuda okuduğum kapsamlı bir makaleden kısa bir alıntı yapmak istiyorum.

“ Kaynak, Transit ve Hedef Ülke Kavramları;

Kaynak Ülke; gerek yasa dışı göçe, gerekse insan ticaretine konu olan kişilerin uyrukluğunda bulundukları veya daimi olarak ikamet ettikleri ülkedir.

Hedef Ülke; gerek yasa dışı göçe, gerekse insan ticaretine konu olan kişilerin ulaşmak istedikleri veya götürülmek istenilen ülkedir.

Transit Ülke; Kaynak ülkeden hedef ülkeye gerçekleşen seyahatte üzerinden geçilen veya elverişli şartlar oluşuncaya kadar yasa dışı veya yasal olarak geçici olarak ikamet edilen ülkedir.

Bu bağlamda Türkiye;

Bazı terör örgütlerinin elemanlarını eğitmek, propaganda yaptırmak veya örgüt adına gelir sağlamak amacıyla yasadışı yollardan yurt dışına göndermesi, ya da terör sebebiyle bazı bölgelerimizdeki insanların özellikle Avrupa olmak üzere başka batı ülkelerine gitmeleri yönünden Kaynak Ülke;

Özellikle Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra kurulan ve doğu Avrupa da bulunan bir kısım devletlerle (Moldova, Ukrayna, Romanya, Belarus, Rusya) Asya ve Afrika’dan Türkiye’ye iş bulma, ticaret ve güvenlik açısından gelen insanlar yönünden Hedef ülke;

Afganistan, İran, Pakistan, Bangladeş ve Orta Doğu ile bir kısım ülkelerde iç savaş, karışıklık, açlık vb. gibi sebeplerden dolayı Avrupa Ülkeleriyle diğer gelişmiş ülkelere gitmek isteyen insanlar bakımından Transit Ülke;

Konumundadır.

( ULUSLARARASI GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI VE İNSAN TİCARETİ- Ahmet FIRAT Adalet Bakanlığı, UHDİ Genel Müdür Yard.)

Yazının başında anlattığım bizzat kendimin yaşadığım bu olaydaki Kaynak Ülke insanları hangi ülkelerden geliyordu ?

Irak ve Filistin…Aynı gün Urla’da boğularak ölenler kimdi ? Afganistanlılar…

Bu üç ülkede ne var ? Savaş var…İşgal var…Çatışma var…Ölüm var…

Bu üç ülkeden ikisini Irak ve Afganistan’ı kim işgal etti ? ABD…

İşgalci ABD’nin bu ülkelerdeki destekçileri kimler ? AB ülkeleri…

İşgalin nedeni, gerekçesi nedir ? Bu ülkelerde terörü önlemek…Bu ülkelere demokrasi getirmek…

Terör önlendi mi ? Hayır aksine arttı…

Savaş bitti mi ? Hayır her gün daha şiddetlenerek devam ediyor.

Her gün televizyonlarda haber özetleri…Gazeteler yer kaplamasın, magazin haberlerine yer açılsın diye bu tür haberleri vermiyorlar bile…

Bugün Irak’ta bombalı saldırıda 40 kişi, 60 kişi, 100 kişi öldü…Filistin’deki çatışmalarda 30 ölü.Afganistan’da 80 ölü…

Ölümden, savaştan, ABD demokrasisinden kaçan, umut yolculukları bizim köyde sona eren 11 Iraklı ve 26 Filistinli için değişen bir şey olmadı. Ha kendi ülkelerinde bombayla ölmüşler, ha Ege’nin sularında boğularak ölmüşler…

Onlar sadece birer rakamdan ibaret haber ajansları, televizyonlar için…Sizin için, bizim için…11 Iraklı, 26 Filistinli, 6 Afganistanlı…

16 Ağustos 07 Perşembe gününe kadar benim içinde öyleydi.

O gün ben 11 Iraklı tanıdım.

Onlara su verdim.

Onları anladım.

Onlardaki umutsuzluğu, çaresizliği gördüm…

Gördüklerimi, tanıdığım 11 Iraklıyı size de anlatmak istedim…

İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ-22 AĞUSTOS 07

 
Toplam blog
: 28
: 1087
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

Cennet Gökova’nın tam ortasında bulunan Mazı Köyü’nde yaşayan, bahçesinde her türlü sebzesini, rakıs..