15 Temmuz darbesi,"kontrollu" bir darbe girişimi mi..Yoksa, "sinsi ve pervasız bir ihanet" mi?

  ...YA DA, MİLLİ MÜCADELE ÖNCESİNDE ATATÜRK'E DAYATTIRILMAK İSTENEN "AMERİKAN MADASI"NIN YENİDEN CANLANDIRILMASI MI?

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Amerika kaynaklı ve destekli" 15 Temmuz darbe girişimi için "kontrollü bir darbe girişimi" demiş ve şunu da ilave etmiştir; "asıl darbenin 20 Temmuz'da OHAL ile yapıldığını"(1) söylemiştir...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9.Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen toplantıda, katılımcılara FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin, "devlete ve millete yapılmış en sinsi ve pervasız büyük bir ihanet" olduğunu söylemiştir...(2).

*

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ "KİM" ya da "KİMLER" TARAFINDAN KONTROL EDİL MİŞTİR?

Kılıçdaroğlu, Fethullahçı subayların öncülüğünde gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminin "kontrollü" bir darbe olduğunu söylüyor ama, TBMM'nin ve Genelkurmay Başkanlığı'nın jetlerle bombalandığı, hedef gözetmeden halkın üzerine ateş edildiği bu "kontrollü darbe" girişiminin "kim" ya da "kimler" tarafından "kontrol" edildiğini söylemiyor...

Bu darbe girişimine fiilen ve silahları ile katılan Fethullahçı subayların ceplerinden çıkan ve  bir kimlik gibi kullandıkları "1 Amerikan doları" neyi simgeliyordu acaba?

Amerika kaynaklı ve destekli bu darbe girişimine "söylem ve tavırları" ile "hoşgörü" çerçevesinde sempati duyanlar kimlerdir acaba?

Bunlar, Milli Mücadele yıllarında, silahlı mücadele başlamadan önce, Mustafa Kemal(Atatürk)' e dayattırılmak istenen; ama M. Kemal'in reddettiği  "Amerikan Mandası" özlemine, dedelerinin bıraktığı bir miras gibi sarılanlar olamaz mı?

*

ASIL DARBE, 15 TEMMUZ'DA DEĞİL DE, OHAL UYGULAMALARIN YÜRÜRLÜĞE KONDUĞU 20 TEMMUZ'DA MI YAPILDI?

15 Temmuz darbe girişimin "kontrollü bir darbe" olduğunu söyleyen Kılıçdaoğlu, bu darbeyi biraz hafife alarak, "asıl darbenin 20 Temmuz'da OHAL ile yapıldığı" düşüncesine gelince...

Ya bu darbe girişiminden sonra, "Milli Mücadele sırasında kurulan İstiklal Mahkemeleri" gibi mahkemeler ya "Bilerek ya da bilmeyerek düşmana hizmet eden ve bozgunculuk yapanlar için" çıkarılan "Hıyanet-i  Vataniye Kanunu" ya da "ayaklanmaların bastırılması için" ve çıkarılan "Takrir-i Sükun Kanunu" gibi yasalar çıkarılsaydı...?

Şimdi uygulanan OHAL ve çıkarılan "Kanun Hükmünde Kararnameler", bu mahkemeler ve kanunlar yanında zemzemle yıkanmış gibi masum kalırdı...

*

SONUÇ...

Türkiye, şu anda hem dışardan hem de içerden desteklenen; hem ülke içinde hem de sınırları ötesinde varlığına yönelik bir saldırı ve ihanetle karşı karşıyadır...

Şu anda Türkiye'nin yaşadıkları, Milli Mücadele sırasında yaşadıklarından farklı değildir... Belki de daha zordur...

Şu anda karşımızda, göğüs göğüse savaşacağımız açık bir düşman yok... Hepsi, sinsi, içten pazarlıklı ve kalleş bir güruh var...

Bunlara ilaveten de, ne yazık ki, bilerek ve bilmeyerek bu güruha hoşgörü ile bakan ve destek veren kendi insanlarımız var...

*

Son sözlerim, Mustafa Kemal Atatürk'ten olsun...

Amerikan Mandası yanlılarının, Sivas Kongresi sırasında ısrarı karşısında, Mustafa Kemal, şunları söylemiştir:  "İstanbul'dan gelen  arkadaşlarımız, hala bu manda mevzuunda nasıl ısrar edebiliyor ve bunu 'muhil-i istiklal'(x) olmadığına inanıp inandırmaya çalışıyorlar?...İstanbul'dakiler ve buradakiler nevmit(xx) ve hasta insanlardır... Ecnebi işgal tazyiki altında cesaret ve ümitlerini kaybetmiş olmanın verdiği teessürle ve marazi bir haleti ruhiye içinde hareket ediyorlar. Bunun başka türlü bir izahı yoktur"(3).

Mustafa Kemal'in bu sözlerinden sonra, "manda yanlısı" olmayanlar; belki manda yanlısı olup da, Mustafa Kemal'in bu sözlerinde sonra düşüncesini değiştirenler de, manda fikrinin şiddetle  aleyhinde bulunmuşlar,  "tam istiklal ve bütünlüğe sahip olmayan bir Türkiye'nin yaşamasının imkansız olduğunu"   söylemişlerdir...  

Umarım, Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözleri, Amerika yandaşlığını, daha ileri taşıyarak "Amerikan Mandası"nı  aklından geçirenlerin kulaklarına küpe olur...

cdenizkent

--------------------------- :

(1) BİRGÜN, 8 Ocak 2017

(2) Anadolu Ajansı, 9 Ocak 2017

(x) Muhil : dokunan, bozan, ihlal eden...

(xx) Nevmit : umutsuz, çaresiz

(3) Mazhar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar ATATÜRK'le Beraber, ANKARA: 1988, s. 247