Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
Özel Günler
 

18 Mayıs 1977

Kırmızı gelincikler açar baharda… Yeşil çimenlerin üzerinde, güneşe bakarlar bıkmadan usanmadan… Her bir gelincik yeni bir umuttur insan yüreğinde… 

Sen, böylesine güzelliklerle beraber giriverdin dünyama. 1977 yılının 18 Mayıs sabahı… Ömrümün anlamlı unutulmaz zaman dilimidir onsekizmayıs bindokuzyüzyetmişyedi…Tanrımın bana lütfettiği en büyük iki nimetten biriydin sen… 

 

Canım benim. Sana kavuştuğum an duyduğum gurur, tattığım zevk, aldığım keyif bu gün de aynı yoğunlukla sürüp gidiyor… Anne olabilmenin verdiği tat, her annenin yaşayabileceği bir duygu elbette. Ama senin bana “anne” diye seslenmen yok mu? Senin annen olabilmenin keyfi yok mu?... İşte bu ayrıcalıklar beni öylesine alıp götürüyor ki yükseklere doğru, hep zirvedeyim hep zirvede…Anne olmanın gururu yanında, bir de senin annen olmak bana; Allah tarafından ihsan edilmiş çifte yıldız…Evet ama; o çifte yıldızlı övgüyü, insan gençlik yıllarında pek umursamıyormuş nedense!!! 

 

Simdi, evimin duvarlarına sinmiş sana ait kokuları soluduğumda; senden kalan gölgeleri harmanladığımda neler dökülmüyor ki kucağıma…Bak işte bu gün yine doldurdum kucağımı seninle ve senden kalanlarla…Sana ait hesap kitap defterlerini birlikte karıştıracağız. Belki de sen hiç birini hatırlamayacaksın. Ama insan yaşlandıkça çok eskileri hatırlayıp dururmuş; artık ben de öyle oldum… 

…Sen çocukluğunda “kumdan kaleler yapalım” dediğinde ben gerçek kaleler ördüm senin etrafına, kimselerin içeri giremeyeceği. Kimi zaman bana dahi ulaşamayacağın yükseklikte duvarları olan... Benimle paylaşmak istediğin en önemli konuları avaz avaz haykırdığında, ben en derin uykulara dalmışım meğer duymamışım hiç!... En kısık sesinle fısıldadığın sevinç çığlıklarını hiç kimseler duymasın diye sus işaretiyle bastırmışım üstüne üstlük!... Bunların yanı sıra, bir de seni azarlayıp paylamalarım olurdu. Saçlarını çekiştirmem, öfkeyle bağırıp çağırıp, seni kırıp dökmem.Benim öfke krizlerim karşısında yaşadığın üzüntüler… 

Senin uzun uzun oynayacağın vakitler benim en değerli zamanlarımdı; o zamanki benim kıt aklımla ;oyun için harcanmayacak kadar değerli… Oysa bak şimdi öyle çok vaktim var ki.Ama artık senin zamanın yok; ne çamurdan köfte yapmaya ne bebeğini benimle birlikte uyutmaya… 

Ben ne zaman bir uçurtma görsem gökyüzünde süzülen……………Senin kilometrelerce uzakta bulunman aklıma geliyor. Uçurtmalar bana hep gurbeti hatırlatıp duruyor. Takip edemiyorum uzun uzadıya… 

O geçen yıllarda, senin yüreğini acıttığım her bir zaman dilimi için şimdi beni bağışlamanı dilesem… Sana öfkelenip üzülmene sebep olduğum her bir zaman dilimi için , duyduğum pişmanlığı anlatmaya bu saatten sonra ömrüm yetmez ki sana neyi nasıl anlatsam da af dilesem!…Bunu senin doğum gününde senden istesem!... “Ufaklık kızıma” söyler misin? “Annesi onu çok seviyor çok özlüyor; doğum günü kutlu olsun hep sağlık, sevgi ve mutlulukla çok uzun yaşasın” diyor… 

 

 
Toplam blog
: 161
: 735
Kayıt tarihi
: 26.01.08
 
 

1955 yılının, aydınlık Nisan sabahlarından birinde; 22 Nisan sabahı duyulmuş ilk avazlarım… Üsküdar ..