26.yıl yazısı

Ömrüm başlayalı bugün 26 yıl oldu.

26 yıl boyunca dünya denen imtihan yerindeyim. Bana ayrılan sürenin sonuna gelinceye kadar da sınavım devam edecek. 

Ömrümden bugün 26 yıl geride kaldı.

Türlü türlü soruyu geride bıraktım. Seçimlerim bizzat bana aitti. Gün geldi; seçimlerimde hata yaptığım oldu. İmtihan bunun adı, elbette ki şaşırdığımız, kendimize göre doğru ama, hakikate göre yanlış olan seçenekler olur ne yazık ki. Zamanı geri alamayacağımız için bunlar ya pişmanlıktır artık; ya bir ders, ya bir hüzün. Ne mutlu hatalarından ders çıkaranlara.

Allah'ın bana verdiği de, vermediği de imtihandı. Gün oldu; ''Yürü kulum'' dedi; verdikçe verdi; nasibim arttıkça arttı. Gün oldu; darda kaldım, zora düştüm, biri bitmeden diğeri başladı, olmayacak şeyleri yaşadım. Ama bunların kimden geldiğini unutmadım. ''Bu da geçer'' dedim her iki durumda da. Dünyalık şeyler benimle gelmeyecekti ahirete. Onlar benim sınav kağıdımdı sadece. 

Kullarla sınanmak daha zor sanki. Karşınızdakiler de sizin gibi etten kemikten bireyler ama, asla sizin gibi değiller. Beş parmağın bile beşi bir değil,  aynı elde olmasına rağmen. Şu bir gerçek ki, onlar benim sınavımdı, ama ben de onların birer sınavıydım. Kırmamak, yormamak, nefsine yenilip tepeden bakmamak, birbirinden razı olmak önemli şeylerdi.

Hem ne demiş Yunus Emre:

''Gönül Çalap'ın tahtı, Çalap gönüle baktı;

  İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise.''

26 yılım bitti, kendimi güzel pişirmek istedim ocakta. Bazen, olmadan ''Oldum'' dediğim, hırsıma ve nefsime yenildiğim anlar da oldu, ki bunlar kaybettiğimin resmiydi. 

26 yıl nasıl geçti anlamadım, ama şimdi aynaya baktığımda kendimi eksiklerimle, hatalarımla sevdiğimi görebiliyorum. Kendimden feda ettiğim şeylerin aslında beni hak etmeyenlere, eziyet edenlere iyi niyetimin sadakası olarak verdiğimi anlayabiliyorum. Kırıldığım kadar sustuğumu ve vekilimin yalnızca Allah olduğunu farkedebiliyorum.

10 Ağustos bugün; benim doğum günüm... İmtihanın zorlu sorularındayım...

.................................................................................................................................

''İmtihandasın Hakan Serbest ! 

  Ve ölüm sana uğramadan bunları anlayabildiğin için yine şükret.''