Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '14

 
Kategori
Hayvan Psikolojisi
 

4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Koruma Günü'nde bir soru... Hayvanlar sizin gerçekten dostunuz mu? Yoksa

4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Koruma Günü'nde bir soru... Hayvanlar sizin gerçekten dostunuz mu? Yoksa
 

Bunlar dostlarınız mı? Yoksa eğlenceniz mi?


Bugün 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü

Ne yaman çelişki ki; bugün İslam aleminde Kurban Bayramının birinci günü.

Hayvanları koruma çabalarının tarihçesi epey eski. Ta 1822 yılında İngiltere’de hayvan severler ‘hayvanların korunması’ için bir çaba içine girdi. Hayvanları koruma birliği kuruldu.

Türkiye’de bu işten eksik kalmadı 1908 yılında hayvanları koruma derneği kuruldu.

Sonra bu diğer ülkelerde hayvan severlerin katılımıyla 1931 yılında Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu kuruldu ve 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü ilan edildi.

Yani insanlık medeniyette ilerledikçe insanın havyan severliği arttı ve onları korumaya çalıştı.

Yani internet bilgilerin özeti böyle…

Ama gerçekten ‘öyle mi oldu?’ Bu sorunun cevabını pek çok kişi hele kent soyluysa çok rahat “öyle oldu” diyebilir. Tıpkı kurban kesimine “vahşet” dedikleri gibi…

Hayvanlar dünyasına baktığımızda ‘bana göre hiç de öyle değil’

İstatiskler bunu gösteriyor. Bırakın geçmişi elli altmış öncesinde vahşi doğada hayvan katliamının vardığı boyutlar, refah seviyesi yükselen modern insanın hayvan derilerine tutkunluğuna bakıldığı zaman görülen; medeniyet ilerledikçe hayvanların daha çok zarar görmesi ve sırf zevk için katledilmesi hız kazanmış.

İnternet bilgilerine göre vahşi doğada son elli yılda aslanların yüzde doksanı, çıtaların yüzde yetmiş beşi yok olmuş.

Yüz yıl önce 100.000 kaplan varken bugün üreyebilme özelliğine sahip yalnız iki bin beş yüz kaplan var. Hakeza fil nüfusu, diğer vahşi hayvan nüfusları hep içler acısı süratte azalmış.

Ve bunların hiç biri eti sütü için değil. Yalnız lüks merakı ve fantezi için.

Bunları yazma nedenim 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü vahşi doğadaki hayvanların da yaşama hakkı olduğunu, onların da korunması gerektiğini; eğer vahşi doğada hayvanlar tükenirse insanlığın tükeneceğini hatırlatmak içindi.

Bu bilgileri vermemin asıl nedeni insanın sahtekarlığıdır…

Bu bilgilere bakınca insanlık sanki günah çıkartmak için evcil hayvanları koruma çabasına girmiş gibi bir kanı uyanıyor bende.

Çünkü aynı insanoğlu “eşgemli köşgemli” hayvanları kesip doğrayıp veya ıstakozda vb su hayvanlarında olduğu gibi diri diri haşlayıp yemesini de çok iyi bilir. Örneğin bonfile ızgara türü yanında mutlaka yeşillik isterler. Tabi rakı şarap içen onu mutlaka bulundurur.

Buradan bakıp hayvanları korumaya karşı çıktığım ve alaya aldığım sanılmasın.

Elbet hayvanları korumalıyız. Hayvan katliamlarına karşı çıkmalıyız.

Ama ondan öte hayvan haklarına da saygı göstermeliyiz.

Öyle kışın göstermelik veya samimi yemlikler, yazın suluklarla veya hayvan barınaklarıyla ve bunları yapılmasını savunarak değil, hayvanların üç temel içgüdüsü olduğunu; bunlardan birini yerine getirip diğerlerini ihmal etmenin hayvan haklarına aykırı ona eziyet olduğunu bilerek hayvanları korumaya geçmeliyiz.

Çünkü her hayvan yiyip içmenin yanı sıra çiftleşip üremek ve yaşayacağı özgür alan ister.

Belgesel izleyenler bilir. Hayvanlar çiftleşmek veya yavrusunu korumak için ölümü bile göze alır. Özgürlük onların olmazsa olmazıdır.

Tamam; kedi ve köpek gibi hayvanlar insana yakındır. Evcil hayvanların özgürlük tutkusu vahşi hayvanlar gibi değildir. Onlar insana yakın olmayı seçtikleri için kovsan da insana yakın yerlerde yaşamayı seçer. Ama apartman odalarında soytarı gibi süslenip esir edilerek yaşamayı değil.

Bu konuda kitap bile yazılır. Örneğin kırsal kesimde zannedildiği gibi ‘hayvana eziyet mi vardır? Yoksa hayvanı koruma, hayvana daha dost davranma mı?’ Ama sözü uzatmayacağım.

Hayvanları sevenler, hayvanları korumak isteyenler lütfen hayvanlara karşı samimi olsun. Onları kendi egolarının esiri yapmasın. Kendi egolarının tatmin aracı hiç yapmasın. Çünkü evcil hayvanlar insanla yaşamayı insanlık tarihi kadar eski bir süreçte seçmiş insanın en yakın dostlarıdır.

Lütfen dostlarınızı onların içgüdülerine saygı göstererek sahiplenin ve sevin. Onlar dertlerini isteklerini size söyleyemezler. Ama yukarıda saydığım üç içgüdü onların temel özelliğidir.

Kesinlikle bakamayacağınız hayvanı sahiplenmeyin, her yerde özellikle vahşi doğayı da sahiplenin. O hayvanları kafes arkasında izlemeye gitmeyin. Hayvanlara doğal ortam hazırlam hazırlamayan hayvanat bahçelerini protesto edin.

Evcil vahşi fark etmez ilk canlıdan bu yana insanlık dünyayı onlarla paylaştı. Ama akıl ve becerisini kötüye kullanıp dünya üzerinde yaşam ortaklarının nesillerini acımasızca yok ediyor.

4 Ekim Dünya Hayvanları koruma gününde yalnız evcil hayvanları değil bütün hayvanları hatırlayıp hepsinin korunması için çaba harcayalım.

Gelelim kurban bayramına.

Kurban kesme bütün inanışların bir ritüelidir… İslam dünyası bu kurban kesme için bir gün tayin etmiş. O gün kesiyor. Bunu da inancına göre bayram ilan etmiş. Onu çok abartmaak gerekir. Çünkü günlük kesilip yenilen hayvanları dini ritüel olarak bugün kesiyorlar.

İnançlar insanlık tarihi kadar eskidir ve milyoonların inanarak kabul ettiği bir törendir.

Onların ritüellerine karşı çıkmaktansa kurban kesimindeki vahşi görüntülere tepki duymalı.

Yukarıda yazdığım gibi sonuçta o kurban kesilen hayvanlar insanların günlük tüketiminde yiyerek tükettiği hayvanlar. Kurban günü kesilmese daha sonra kasap zaten kesip size satacak.

Yani hayvan sevgisi, hayvanları koruma telaşı (örneğin İslam dünyasının kurban bayramında değil) yaşanan her süreçte olmalı ve yukarıda yazdığım gibi hayvan haklarına, hayvan içgüdülerine mutlaka saygı gösterilmeli.

Tekrar yazıyorum. Hastalığında, yaşlılığında veya sakatlandığında sahiplenemeyecek ve onlara içgüdülerini gözeterek bir yaşam sağlayamayacaksanız hiç hayvan sahiplenmeyin.

Çünkü onlar sizin maskaranız, palyaçonuz, çoluğunuzun çoğunuzun eğlencesi değil dostunuzdur.

Dostunuza dostunuz gibi davranıp, dostunuza sahip çıkar gibi sahip çıkın.

Yani hayvanları sahiplenmeyi değil; onların dostu olmayın seçin.

Yazdıklarımı bir bütün olarak değerlendirmenizi dilerken hayvanlara gerçek anlamda koruma kaygısı güden onları sahiplenmeyi değil onlara dost olmayı seçen herkesi bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü hayvan dostlarım adına kutlarım.
 

 

 
Toplam blog
: 182
: 232
Kayıt tarihi
: 12.02.13
 
 

Sanat Enstitüsü yapı bölümünden 1967 yılında Denizli'den mezun oldum. Buca Mimar Mühendislik Özel..