Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

AKP'ye seçimde isterseniz 'evet' deyin ama sakın referandumda 'evet' demeyin.

AKP'nin referandum politikalarından biri şöyle. Diyorlar ki, 'bu bir genel seçimde olduğu gibi, bir partiye oy vermek ya da vermemek şeklinde değildir. Tuttuğunuz partiye göre oy vermeyin. Referandumda 'evet' deyin. Ama genel seçimde AKP'ye oy vermeyin.'

Bendeniz de 'tam tersine' diyorum, 'aman sakın, ister genel seçimde evinizde oturun, isterse vicdanınız el veriyorsa, AKP'ye oy verin, ama sakın ha sakın, referandumda 'beyaz oy' atmayın.'

Çünkü, AKP, eğer genel seçimde hükümeti kendi başına kurarsa ve referandumda beyaz oylar çoğunlukta çıkarsa ülkenin tozunu atar.

AKP sıradan bir parti değil. AKP vasfı ve yeterliliği olmadığı halde, yanlış perspektiflere ve ilkelere sahip olan, rejim muhalifi bir partidir.

Rejim muhalifi oluşunun ötesinde AKP dindarist bir partidir. Yani siyasal islamcıdır.

Bu, kesindir. AKP bu konuda o kadar ırkçıdır ki aslında, onların en az üç çocuk doğurun idealinin altında yatan, gittikçe yaşlanan ve nüfusu azalan Batı'ya, özellikle Avrupa'ya karşı, yani dipte Hıristiyanlık'a karşı, nüfusuyla büyük bir İslam ülkesi yaratmaktır. Bir tür dogal bir hegemonizm yaratmaktır. Bu benim tahminim değil, bunlar bu kişileri izleyenlerin bazen satır aralarında bazen ise aleni ifadelerinde görebilecekleri temalardır.

AKP önünde kendisine karşı durabilecek bağımsız bir yargı gücünü ortadan kaldırdıktan sonra, ülkeyi ele geçirmiş olduğunu düşüneceği yolunda hiç kuşku yoktur. İzleyen süreçte toplumun, illa şeriat gelmesi gerekmez ama, daha dindarlaşması süreci başlayacaktır. Bu kuşkusuz. Bazıları diyor ki, 'Türkiye'ye şeriat gelmez.'

Kardeşim, bir ülkeye gelen şey, daha önce başka hiçbir ülkeye gelmeyen bir şeydir. Yani, her ülkeye gelen şey kendi özellikleriyle gelir. Ayrıca 'şeriat gelmez' diyenler müneccim mi? Ne hakla kendilerine bu kadar güvenebiliyorlar? Yine de bunu geçelim. İşin aslı şu soruda yatar: Türkiye'ye "şeriat" gelmemesi, Türkiye'nin daha dindar bir toplum yapılması için toplumsal düzenlemelere girişilmesini doğru mu kılar, ha? Şeriat gelmemiş ama daha dindar bir yaşam için toplumsal baskının ve düzenlemelerin olduğu bir toplum iyi midir?

Özellikle AYM'nin yapısının yeniden düzenlenişi bu referandumun kilit noktasıdır. Çünkü, HSYK'nın yapısı değişse ne olur değişmese ne olur, eğer AYM'nin yapısı değişmişse! Ya da, parti kapatma davalarına meclis onay verse ne olur vermese ne olur, eğer AYM'nin yapısı değişmişse! Deyim yerindeyse, AYM suyun başıdır. Orayı tutmuşsan, kendi armut bahçeni sulayabilirsin.

Okuduğunu anlayabilecek kapasitede herhangi bir kişi, AKP'nin AYM'nin yeni yapısına demokratik olarak hiçbir yenilik getirmediğini, tam tersine, anti demokratik hale getirdiğini görebilir. AYM'nin varolan yapısını değiştirmek siyasal bir operasyon olarak mümkündür, ancak bunu demokrasi gelişiyor diye sunmak, 'titancı'lıktır.

AKP bir seçim daha kazanabilir, 4 sene daha rejim muhalifliğini şu bu ölçüde sürdürebilir. Ancak vasfı ve yeterlliliği olmadığı ve üstüne üstlük siyasal islamcı ideolojisiyle, rejim muhalifi karakterini işlevsel hale getirebileceği bir AYM değişikliği ile hiç kimse önünde duramaz. Bu çok tehlikelidir. Erdoğan, bu konuda AKP'den çok daha keskindir.

Gerçekten, referandumda kahverengi oy verin, ama genel seçimde evinizde oturun, ya da gidip AKP'ye oy verin. Bunun kötülüğü, referandumda beyaz oy vermenin kötülüğü yanında sönük kalır.

AKP, hinlikler yapan bir partidir. Güzelliği, iyiliği, doğruluğu, erdemliliği kendi özel çıkarı için gayet rahat kullanır. Hinlik bu. Örneğin Erdoğan hiç hakkı ve haddi olmadığı halde halka, rakiplerine ağır sözler söyler. AKP kısaltmasını kullananlara 'edepsiz' der. Sonra, senarist redaktörlerin yazdığı konuşmalarında, 'ben onlar gibi ağzımı bozmayacağım' diyerek etik davranış içindeymiş gibi yapar. Konu bu değil, yoksa hinlikler için tonla örnek verilebilir.

Referandum konusundaki hinliği bakacak olursak, işlem şöyle yürüyor:

Bir referandumda gerçekten de yasa maddelerinin içeriğine bakmak gerekir, kimin getirdiğine değil. Çünkü referandum bir yandan zaten tek bir partinin hazırladığı bir metin değildir ve aynı zamanda kimin hazırladığından çok, ne getirdiği önemlidir. İşte AKP bu naif ve masum ilkeyi hinlik yaparak kullanır.

Bir yandan, tek başına hazırlamış olduğu referandum metnini öyle değilmiş gibi sunarak, muhalif partilerin oyunu çalmak ister. Diğer yandan ve esas olarak, tam da, kısa vadede AKP'nin kendi ideolojsine hizmet edecek şekilde hazırlamış olduğu ve sadece AKP'yi destekleyenlerin oy vermesi gereken bir düzenlemeyi partiler üstü bir geçerliliğe sahipmiş gibi sunar. Tabi bir de, 'hele bir bu referandumu alalım, zamanı gelince ona göre hareket ederiz' hinliğini ses tonlarından ve gözlerinin içinden sezebilirsiniz.

Normal koşullarda, referandumda partiler üstü bir duyarlılığa sahip olmak gerekirken, bu referandumda, bu nitelik ortadan kalkmıştır. Bu referandumda beyaz oy verenler, ancak AKP'nin dünya görüşünün bu ülkenin iyiliği için şart olduğunu düşünen kişiler olmalıdır. Yani, açıkçası genel seçimde de AKP'ye oy vereceklerin beyaz oy vermesi gerekir. Genel seçimde AKP'ye oy vermeyecek olanların, bu referandumda beyaz oy kullanmalarının temeli yoktur.

Referandumun ana damarı ve ana amacı Akplileştirmektir. Genel seçimde AKP deyin ama referandumda kesinlikle 'beyazP' demeyin.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..